İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) İçişleri Komisyonunda kabul edilen iç güvenlik paketiyle ilgili açıklama yaptı.
Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, İnsan Hakları Derneğive Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin oluşturduğu İHOP, “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının” hakları ve özgürlükleri tehdit ettiğini açıkladı.
AİHS’e aykırı
İHOP’un kanun tasarısıyla ilgili açıklaması şöyle:
“Kanun tasarısı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2.maddesinde yer alan yaşam hakkı, 3.maddesinde yer alan işkence yasağı, 5. maddesinde yer alan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, 6.maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı, 10.maddesinde yer alan ifade özgürlüğü ve 11. maddede yer alan toplanma özgürlüğü hakları açısından sakıncalar taşıyor.”
“Ayrıca adli soruşturma görev ve yetkisinin yürütme organına devri anlamına gelecek bazı düzenlemeleri bakımından hukukun üstünlüğü ilkesine aykırılıklar içeriyor.”
PVSK |
Tasarı ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanununun (PVSK), 4., 13., 15, 16. ve ek 7. maddelerinde değişiklik yapılıyor. 4. madde değişikliği ile kişilerin üstlerinin, eşyalarının ve araçlarının aranması konusunda yargıç güvencesini ortadan kaldıran, polise kolay ve keyfi arama yapmasının yolunu açan değişiklik yapılıyor. Türkiye'nin hukuk sisteminde arama (anayasanın 20. ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 119.maddesi gereği) yargıç kararıyla mümkün. Değişiklikle kişilerin üzerleri, eşyaları ve araçları polis tarafından ve arama için arama öncesinde yargıç kararına ihtiyaç olmaksızın aranabilecek. Bu yetki yargıçtan alınıp idareye devrediliyor. Tasarıda, kolluk amirinin arama yapma kararının 24 saat içinde görevli hakime sunulacağı hükmünün pratikte hiçbir önemi yok. Çünkü arama, fiilen, amirin emri ile gerçekleşmiş olacak. 13. madde değişikliği ile polise sınırları ve içeriği belirsiz, koruma altına alma, yakalama, uzaklaştırma yapma imkanı getiriliyor. Bu düzenleme ile de CMK'un 90-92.maddeleri işlemez hale getiriliyor. Kayıt dışı gözaltı uygulamasına fırsat ve olanak sağlayabilecek bir düzenlemedir. Kayıt dışılık işkence riskini artıran bir uygulamadır. 15. madde değişikliği ile polise savcı ve mahkeme yerine geçerek müşteki, mağdur ya da tanık ifadelerini alma yetkisi tanınıyor. Bu değişiklikle CMK'nın tanıdığı haklar müşteki mağdur ya da tanıklık bakımından, kullanılamaz hale gelecek. 16. madde değişikliği ile basınçlı su ve boya uygulamasına yasallık kazandırılmak isteniyor. 16/7/b bendi değişikliği ile silah kullanma yetkisi genişletiliyor. 16. maddede 2007 yılı değişikliklerinden sonra polisin keyfi silah kullanımı sonucu 180 kadar insan öldürüldüğü insan hakları örgütleri tarafından raporlandı. Yapılmak istenen değişiklik keyfi silah kullanımını artırır. Türkiye'de yapılması gereken polisin silah kullanımı ile ilgili 16.maddenin açık net, öngörülebilir, hukukun üstünlüğü ilkesine uygun bir tanıma kavuşturulmasıdır. Ek 7. madde değişikliği ile MİT dışında istihbarat yapacak kuruluşlara (emniyet ve jandarma) yeni yetkiler tanınıyor. |
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Tasarıyla 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 23. ve 33. maddelerinde değişiklikler yapılıyor.
Madde değişiklikleri ile molotof, havai fişek, bilye, sapan ateşli silah kapsamına alınıyor. Ceza miktarları artırılıyor. Ayrıca şiddet kullanmasa, yüzünü kapatmasa da yasa dışı örgüt propagandası yapmak şeklinde bir suç yaratılıp (33/b) 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Terörle Mücadele Kanunu |
3713 sayılı Terörle Mücadele kanunun 7/2(a) bendi yürürlükten kaldırılıyor ve yerine getirilen madde ile ceza miktarları artırılıyor. Yüzünü kısmen ya da tamamen kapatanlara verilecek cezalar en az 3 yıl olacak. Bu madde pekâlâ ifade özgürlüğünün keyfi biçimde sınırlandırılması sonucunu doğurabilir.Terörle Mücadele Kanunu 3713 sayılı Terörle Mücadele kanunun 7/2(a) bendi yürürlükten kaldırılıyor ve yerine getirilen madde ile ceza miktarları artırılıyor. Yüzünü kısmen ya da tamamen kapatanlara verilecek cezalar en az 3 yıl olacak. Bu madde pekâlâ ifade özgürlüğünün keyfi biçimde sınırlandırılması sonucunu doğurabilir. |
Ceza Muhakemeleri Kanunu |
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 91. maddesine 4. fıkra eklenerek önleyici gözaltı müessesi getiriliyor. Bu yolla polis suçüstü hallerinde 24 saat, toplantı ve gösterilerde ise 48 saat gözaltında tutma yetkisi ile donatılıyor. Belirtilen durumda kişiler 48 saat izole edilmiş durumda tutulabilecekler, avukatına erişim hakları ve onun yardımından yararlanma hakları ellerinden alınmış olacaktır. Bu durum işkence yasağı bakımından da sakıncalıdır. Ayrıca, katalog suçlar maddesi olarak bilinen 100. maddenin 3. fıkrasına 2911 sayılı kanunun 33. maddesi ve 3713 sayılı kanunun 7/3. maddesi eklenerek toplanma özgürlüğünü kullananlar bakımından tutuklama kararı verilebilecekler listesi genişletiliyor. Yüzü kapamak gibi ifadeler belirsiz ifadelerdir. Pekâlâ, kültür ve sanat insanları, tiyatrocular, gösteri sanatı ile iştigal edenler düzenledikleri etkinliklerde söz gelimi maskları kullanamayacaklar, palyaço kıyafetleri giyemeyecekler; maskeli balo kıyafetleri ile bir durumu protesto edemeyecekler ya da düşüncelerini bu tür kıyafet ya da malzemeler kullanarak açıklayamayacaklar. O nedenle gelecekte hem toplanma özgürlüğü hem de ifade özgürlüğü açısından "yüz örtme", "yüzünü tamamen veya kısmen kapatanlar" gibi ifadeler keyfiliğe yol açacaktır. |
İl İdaresi Kanunu
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesine G;H ve I bentleri eklenerek vali ve kaymakamların adli yetkilerle donatılması yolu açılmış oluyor.
Bu durum güçler ayrılığı ilkesine, hukukun üstünlüğü ilkesine, bağımsız ve tarafsız yargı ilkesine, adil yargılanma ve savunma hakkı ilkesine aykırılık oluşturma riski taşır. (AS)