Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Yüksel Caddesi’nde “İşimizi geri istiyoruz” eylemcilerinin tutuklanmasına dair basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, “Sırf seslerini kısıp bir kenara oturmadıkları için ‘terörist’ olarak lanse edemezsiniz. Haksız tutuklanan bu insanları bir an önce bırakın” dendi.
TIKLAYIN - “Yoğun eylem yapmaktan” tutuklandılar
Direnişçiler Mehmet Dersulu, Armağan Özbaş, Acun Karadağ, Nazan Bozkurt, Mahmut Konuk ve Düzce’de direnişte olan Alev Şahin “eylemleri kaynaklı oluşa uygun verilecek ceza miktarı da gözetilerek” 22 Ağustos’ta Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.
Yüksel Caddesinde “İşimi geri istiyorum” eylemleri yaptıkları için tutuklanan direnişçilerle ilgili hakimlik kararında, “eylemlerine, hakkında daha önce verilen adli kontrol kararlarına rağmen yoğun bir şekilde devam etmeleri” gerekçesi yer aldı.
“Vatandaşlık haklarından da mahrum edildiler”
Mezopotamya Ajansının haberine göre, İHD yöneticisi Melike Giray, eylemcilerin Yüksel Caddesindeki İnsan Hakları anıtı önünden neredeyse her gün darp edilen, gözaltına alınan, “Kabahatler Kanunu” gerekçe gösterilerek ayrıca para cezalarına maruz bırakılan ve KHK zulmüne en çok uğrayanlar olduklarını belirtti.
Basın açıklaması şöyle devam etti:
“15 Temmuz 2016 sonrası KHK ile yaklaşık 140 bin insan işinden edildi. KHK ile ihraç edilenler yalnızca işlerinden edilmediler, sıradan vatandaşlık haklarından da mahrum edildiler. Dışlandılar, ötelendiler, hakaretlere uğradılar.
“Devlet içindeki iktidar kapışmasıyla uzak yakın bir ilgisi olmayan bini aşkın akademisyen, öğretmen, toplumsal barış talep ettiği ve bu talebini imzasıyla dile getirdiği için üniversitelerden ve okullardan atıldı. Yaklaşık 500 bin kişi hakkında adli işlem yapıldı, 50 binin üzerinde insan tutuklandı.
“Tutuklananların 17 bin kadarını da kadınlar oluşturdu. Geçen yılın rakamlarıyla yine yaklaşık 843 bebek, anneleriyle hapishanelerde yaşıyor. Onlarca hasta, zamanında hastaneye sevk edilmediği için cezaevlerinde öldü. Haksızca ihraç edilen 46 KHK mağduru ise intihar ederek yaşamlarına son verdi.
“OHAL Komisyonu ise adeta iktidarın taleplerini yerine getiren noter görevini yürütmektedir. OHAL Komisyonu, 28 Haziran 2019 itibariyle yapılan 126 bin 200 başvurunun 77 bin 900’ü karara bağlamış ve sadece 6 binini kabul etmiştir. Yüzde 93 başvuru ise reddedilmiştir.
“Haklarını arayan insanları ‘terör örgütü’ suçlamasıyla yaftalamak, insan haklarını pervasızca çiğneyen muktedirleri aklamaz. 60 yaşını geride bırakmış, ağır sağlık sorunları olan sağlıkçı Mahmut Konuk’tan, kalp piliyle ciddi sağlık problemleri olan öğretmen Acun Karadağ’dan ‘terörist’ çıkaramazsınız.
“Aynı şekilde, ikametleri şöyle dursun, hak arama yerleri bile belli olan bu insanları, sırf, seslerini kısıp bir kenara oturmadıkları için ‘terörist’ olarak lanse edemezsiniz. Bu ve benzeri zulüm uygulamalarına derhal son verin ve haksız tutuklanan bu insanları bir an önce bırakın.” (AS)