Ermeni soykırımının 97. yıldönümü nedeniyle bu yıl 24 Nisan Salı günü İstanbul'da İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Irkçılığa ve Milliyetçiliğe Dur De Girişimi iki ayrı anma etkinliği düzenleyecek.
İHD İstanbul Şubesi, Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon, Türk İslam Eserleri Müzesi'nin önünde basın açıklaması yapacak.
24 Nisan 2011'de zorunlu askerlik yaparken öldürülen Sevag Şahin Balıkçı'nın da anılacağı basın açıklamasının ardından Sirkeci Postanesi'ne giderek Adana Kozan'dan Soykırım sonucu kovularak Beyrut'a sürülen Kilikya Katolikosluğu ile Eçmiyadzin Tüm Ermeniler Katolikosluğu'na iki mektup gönderilecek.
DurDe girişimi ise 24 Nisan akşamı saat 19.15'te Taksim tramvay durağında toplanarak Ermeni soykırımında hayatını kaybedenleri anacak.
"Sevag'ı da anacağız"
İHD tarafından yapılan açıklamada, 1915'te tutuklanan Ermenilerin o dönemde cezaevi olarak kullanılan Türk İslam Eserleri Müzesi'nde toplandığı ve buranın İstanbul'un suç mahallerinden biri olduğu belirtilerek, 24 Nisan Salı günü saat 13.00'te Müze önünde basın açıklaması yapılacağı duyuruldu.
Geçen yıl aynı yerde toplanıldığının hatırlatıldığı açıklamada, basın açıklamasının okunduğu sırada Batman'da zorunlu askerlik yapan Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürüldüğü haberinin geldiği ve bu nedenle soykırım kurbanlarıyla birlikte Sevag'ın da anılacağı ifade edildi ve şöyle devam edildi:
"Basın açıklamamızda yüzlerce yıllık geçmişe sahip olduğu Adana Kozan'dan Soykırım sonucu kovularak Beyrut'a sürülen Kilikya Katolikosluğu ile Eçmiyadzin Tüm Ermeniler Katolikosluğu'na göndereceğimiz iki mektubu Türkiye ve dünya kamuoyu ile paylaşacağız. Mektuplarımızla Türkiye'deki insan hakları savunucularının sesini Ermeni toplumunun en yüksek iki ruhani temsilcisi nezdinde dünyadaki tüm Ermenilere duyuracağız."
"Açıklamamızın ardından sessiz yürüyüşle Sirkeci Postanesi'ne gidecek ve mektuplarımızı postaya vereceğiz. Daha sonra Sevag Şahin Balıkçı'nın Şişli Ermeni Mezarlığı'ndaki mezarını ziyaret edeceğiz."
"Unutmayı savunanlar, gelecekten korkanlar"
DurDe Girişimi tarafından yapılan açıklamada ise 24 Nisan'ın bir kin günü, bir küfür günü olmadığı belirtilerek 24 Nisan Salı akşamı saat 19.15'te Taksim Meydanı'nda toplanma çağrısı yapıldı.
"24 Nisan 1915'te Ermenilerin 250 kadar aydını apar topar evlerinden alınıp Çankırı ve Ayaş'a, dönüşü olmayan bir yola sürüldü. (...) Düşleri, dönüşsüz yollarda kendileriyle birlikte kayboldu gitti."
"Sesini yitiren bir toplumun başka neyi kalır ki geriye? Çoluk çocuk, genç yaşlı kafilelerle Ermeni halkı Anadolu'nun dört bir bucağından çöllere sürüldü. Evin erkekleri öldürüldü, kiliseler, okullar harabeye döndü. Mal mülk el değiştirdi. O korkunç soykırımın sonunda Ermenilerin varlığından geriye sadece yasaklı fısıltılar kaldı."
"Susulunca unutulmadı ama. İnkâr edildikçe yok olmadı. Aksine yara iltihaba döndü, çözümsüzlükte kemikleşti. Birçok vicdanlı Müslüman ellerinden geldiğince Ermeni komşularını kurtarmaya çalıştıysa da Anadolu'daki tahribat kalanlar için büyük oldu. Bu topraklar bir daha iflah olmadı."
"Ömrünü Anadolu halklarının barışına adayan ve bu uğurda canından olan Hrant Dink, yarayı sarmanın gereğini hatırlatmış, 'Bugün hâlâ unutmayı savunanlar, aslında sadece geçmişten değil, gelecekten korkanlardır. Unutulmamış geçmiş, geleceğin de teminatıdır' demişti. Bir de hayali vardı:'Bir 24 Nisan'da bu topraklarda hep birlikte tüm bu insanları hatırlamak, ruhları şad etmek, acıda ortaklaşarak sevinçler üretebilmek, yalnızca Ermeni halkının duyduğu ıstırabı dindirmekle kalmayacak, Türkiye'nin de demokratikleşmesinin ta kendisi olacaktır.'" (EKN)