Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, 20 Haziran Mülteciler Günü’ne ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. Türkiye’de 4 milyon mültecinin yaşadığı belirtilen basın toplantısına İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve Mülteciler Komisyonu üyeleri Doğan Özkan ve Ferit Barut katıldı. Farklı gazete ve televizyonlardan da gazeteciler toplantıyı takip etti.
İHD’nin mültecilerle ilgili sürekli çalışmalar yaptığını belirten Yoleri, mülteci, göçmen ve sığınmacıların eğitim, sağlık, yaşam hakkı gibi birçok konuda hak ihlali yaşadığını ifade etti.
Mültecilerin sorunlarının dünyadaki en önemli sorunlardan arasında yer aldığını dile getiren Yoleri, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin raporundan örnekler paylaştı.
Dünyada 70 milyon kişinin yerinden edilmiş ve mülteci konumunda yaşadığını dile getiren İHD Başkanı, bu sayının bir rekor olduğunu ifade ederek “Mülteciler yabancı düşmanlığı ve azgın sömürü altında temel insan haklarından uzakta yaşıyorlar” diye konuştu.
Yoleri, Türkiye’deki istatistikleri de aktararak, Haziran 2019 itibari ile 3 milyon 613 bin 644’ü kayıtlı Suriyeli olmak üzere Türkiye’de 4 milyon civarında mülteci olduğu bilgisini aktardı.
Yoleri, bu dağılımın genellikle Suriye, Afganistan, Pakistan, Irak, Filistin, İran, Gürcistan, Myammar, Moldova, Bagladeş, Özbekistan, Cezayir, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Somali’den olduğu bilgisini paylaştı.
Türkiye dünya çapında en çok sığınma başvurusu yapılan beşinci ülke
Mültecilerin bir yandan; istenmeyen, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatta tehdit olarak görüldüğünü belirten Yoleri, diğer yandan mültecilerin ucuz işgücün, kayıt dışı ekonominin, suç örgütlerinin ve fuhuş sektörünün vazgeçilmezi konumunda olduklarını ifade etti ve şöyle devam etti:
“Türkiye yakın zamana kadar mülteciler için geçiş ülkesi konumunda iken hedef ülke konumuna gelmesine ve hatta bugün itibari ile 83 bin 800 sığınma başvurusuyla dünya çapında en çok yeni sığınma başvurusu yapılan beşinci ülke konumunda bulunmasına rağmen, uluslararası koruma, geçici koruma, sığınma adı altında sağlanan hiçbir koruma türü; onların temel insan haklarına yeterli erişimine olanak sağlamıyor.
“Onları işsizlikten, azgın sömürüden, istismardan, ayrımcılık ve nefret saldırılarından korumuyor. Adalete erişim, eğitim, sağlık, barınma olanaklarından yeterli yararlanmalarını sağlamıyor.
“Sınır dışı edilme kaygısı ile uğradıkları haksızlıklara ve hukuk dışı uygulamalara karşı itiraz edemiyorlar, şikayette bulunamıyorlar, kültürel değerlerini yaşatamıyorlar, kendilerini ifade edemiyorlar. Buna rağmen her yıl hukuki gerekçeden yoksun kararlarla yüzlerce mülteci geri gönderiliyor.
Tükiye'de 22 geri gönderme merkezi var
“Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce işletilen toplam kapasitesi 16 bin 116 kişilik 22 adet geri gönderme merkezi ve 2 adet geçici geri gönderme merkezi bulunuyor. Mimari koşulları, yaşam olanakları bakımından uzun süreli barınmaya uygun olmayan, işkence ve beslenme yetersizliği, hijyen koşullarının yetersizliği nedeniyle haklarında çok sayıda şikayet bulunan Geri Gönderme Merkezlerinde mülteciler uzun süreler geri gönderilme üzere tutuluyorlar.
“Özellikle Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’nde neredeyse yılda iki kez isyan çıkıyor. Yataklarını yakarak seslerini duyurmaya çalışırlar çünkü burası havalandırma koşullarından ve cezaevinde sahip olunan haklardan bile yoksun barınma mekanı durumundadır.
“Burada tutulan mültecilerin günde sadece çeyrek ekmek, biraz peynir ve çorbayla günlerini geçirmek zorunda olduklarına dair bize yapılan birçok başvuru söz konusu.
“Bu merkezlerde özellikle iaşe bedelinin yetersizliği ya da personel yetersizliğiyle açıklanan hastaneye sevkler konusunda ve olanak yetersizliği dolayısıyla pek çok mültecinin sağlık hakkından yararlanamadığına dair tarafımıza yapılan pek çok başvuru bulunuyor.
En çok mülteci İstanbul'da
“Türkiye’de3 milyon 613 bin 644’ü kayıtlı Suriyeli olmak üzere 4 milyon civarında mülteci yaşıyor ve 81 ile dağılmış durumda ancak 504 bin 465 kişi ile en çok İstanbul, 101 bin 656 ile Antalya ve 85 bin 904 kişi ile Ankara’da bulunuyorlar.
“Türkiye’de bu sayıda mülteci bulunmasına rağmen mültecilerin bazı haklara ve olanaklara erişebilmeleri onların ancak hukuki bir statüye erişebilmeleriyle mümkün. Bu hukuki statünün adı Suriyeli mülteciler açısından geçici koruma, ama diğer kesimler açısından geçici ikamet izinleri olarak ifade edilebilir.
“Bunlar arasında geçici ikamet izni alabilenlerin sayısı 2018 yılında 856 bin 470 iken 2019 ilk 6 ayında bu sayı sadece 992 bin 330 ile sınırlı kalmış.
“3 milyon 613 bin 644’ü kayıtlı Suriyeli’den 8 ilde kurulu 13 Geçici Barınma Merkezlerinde kalanların sayısı sadece 109 bin 262 ve 3 milyon 504 bin 382 kişi dışarıda yaşıyor.
“Türkiye’de uluslararası korumaya başvuranların sayısı milyona yakın”
“Başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi yabancıların barınmasının sağlandığı Kabul ve Barınma Merkezi sayısı ise sadece iki. Yozgat ve Tekirdağ’da bulunan iki merkezin kapasitesi ise sadece 150 kişi. Oysa Türkiye’de uluslararası korumaya başvuranların sayısı milyona yakın bir sayı.
“Mili Eğitim Bakanlığı 2019 verilerine göre 1 milyon 670 bin 700 Suriyeli çocuktan sadece 648 bin 592 si okula gidiyor.
“Uluslararası Göç Örgütü 2018 yılı raporuna göre; 2 bin 217 si Akdeniz’den Avrupa’ya geçiş yolunda olmak üzere 4 bin 476 mülteci göç yolunda yaşamını yitirdi."
Talepler
İHD Başkanı Yoleri, bu istatistiki bilgilere ek olarak mültecilerin insani yaşam olanaklarına ve temel insan haklarına erişimine zaman kaybetmeksizin olanak sağlanması için tüm dünya devletlerini mültecilik ve göç politikalarını gözden geçirmeye ve önleyici tedbirler almaya çağırdı.
Göç yolunda ölümlerin ve insan ticaretinin ülkelerin sınır güvenliğini artırmaları ile bağlantılı olduğunu dile getiren Yoleri, devletlerden sınır geçirgenliğini sağlayıcı tedbirler alınmasını istedi.
Türkiye’de yaşanan sorunların dünyada yaşanan sorunlardan ayrı düşünülemeyeceğini de belirten İHD Başkanı, çözüm önerileri ve devlete düşen sorumluluk konusunda benzer tespitler söz konusu olup. Türkiye’de bulunan mültecilerin insani yaşam koşullarına erişimi sağlanmasını, yabancı düşmanlığı engellenmesini ve geri gönderme tehdidi ortadan kaldırılmasını talep etti. (HA)