İHD:Tunça Tehdit Düşünce Özgürlüğüne Yönelik

"Sanatçı Tunç'a yönelik bu karanlık tehdidi, bu ülkenin tüm aydınlarına, demokratına, sivil toplum örgütlerine ve düşünce özgürlüğüne yönelmiş bir tehdit olarak algılıyoruz. Tunç'a yönelik her türlü saldırının birinci dereceden sorumlusu bu karanlık örgütü açığa çıkarmayan devlet olacak."

"Tunç'un tedirginliğini anlıyor ve dayanışıyoruz"

"12 Eylül öncesi aydınları, sol görüşlü insanları, komünistleri öldürerek çuvallara koyan ve hiçbir zaman tam anlamıyla açığa çıkarılmayan veya çıkarılmak istenmeyen karanlık güç odağı TİT bir kez daha tehditleriyle boy gösterdi" diyen İHD, bugün yaptığı yazılı açıklamada Tunç'un da ölümle tehdit edilmesine tepki gösterdi.

İHD, açıklamasında "Emniyet Genel Müdürlüğü'nün e-mail kutusuna gönderdiği 'TİT Tunceli Bölge Komutanlığı' imzasını taşıyan mail mesajında 'Hrant Dink'i biz öldürdük. Şimdi sıra Osman Baydemir, Metin Tekçe ve Ferhat Tunç'ta. Sıkıysa koruyun' şeklinde ifadelerin yer aldığı öğrenildi" dedi.

"Sanatçısını hedef haline getiren can güvenliğini nasıl korur?"

İHD şöyle eleştirdi:

"Aydın, gazeteci, yazar, sanatçı ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerini rahatlıkla ölümle tehdit edebilen, hatta Akın Birdal'a yönelik suikastta görüldüğü üzere açıkça tetikçilik yapan, bu örgütün kimlerden oluştuğu, nasıl organize olduğu, hangi kaynaktan finanse edildiğine dair bugüne kadar güvenlik güçlerinin bir çalışma yapmamış olması veya yapılmışsa da kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmaması, bu örgütün devletin derinliklerinde örgütlenen kesimlerce ayakta tutulduğu düşüncesini uyandırıyor."

Kamuoyunun, TİT'i, devletin kurduğu bir örgüt olarak nitelendirdiğini ve bu örgütün devlet tarafından korunduğuna inandığını söyleyen İHD, "Emniyetin tehdit mesajının alınmasının üzerinden 2 ay geçtikten sonra beni durumdan haberdar etmelerini tuhaf karşıladım. Şoven, milliyetçi bir siyasi atmosfer yaratanlar, Hrant Dink'in katledilmesine ve siyasi cinayetlere çanak tutanlardır" şeklinde konuşan Ferhat Tunç'un yaşadığı tedirginliği anladıklarını ifade etti.

"Çünkü sanatçısını, aydınını mahkemeler aracılığıyla karanlık güç odaklarının hedefi haline getirenlerin can güvenliğini sağlama konusundaki samimiyetleri de tartışmalıdır."(EZÖ/AÖ)