İnsan Hakları Derneği (İHD), 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, savaşların ve çatışmaların yol açtığı yıkıma dikkat çekerek barış hakkının tüm insanlar için temel bir hak olduğunu hatırlattı.
İHD, Birleşmiş Milletler’in 2016’da kabul ettiği Barış Hakkı Bildirisi ve 2017’de İnsan Hakları Konseyi’nin aldığı kararları hatırlatarak, barış hakkının uluslararası düzeyde tanınmış bir insan hakkı olduğunu vurguladı.

İHD ve ÖHD: Geçiş dönemi adaleti mekanizmaları kurulmalı
Açıklamada Kürt meselesine yönelik güvenlikçi politikaların yıllardır acılara yol açtığı ifade edilerek; silahların susmasının şiddetsiz çözümün ve barış umudunun büyümesi anlamına geldiği vurgulandı.
"Süreci önemsiyoruz"
İHD, 1 Eylül kapsamında Kürt sorunun çözümüne ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuruluşundan itibaren Kürt meselesinde çözümsüzlük politikalarını resmi bir hale getirmiştir. Bu politika her türlü hak talebini şiddetle bastırmak üzerine inşa edilmiştir. Türkiye’de birçok defa Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmesi amacıyla barış girişimleri olmuştur. Günümüzde de barış süreci olarak adlandırılan ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile Kürt hareketinin silahsız, şiddetsiz yollardan Kürt meselesinin çözülmesi yönünde attığı adımlar biz insan hakları savunucuları açısından da son derece önemli görülmektedir. Silahların yakılması, Kürt meselesinin şiddetsiz yollardan çözümüne yol açmak, barış umudunun yükselmesi demektir. Bu nedenle de insan hakları savunucuları olarak bu süreci ne kadar önemsediğimizi belirtmek istiyoruz."
"Tehdit dili barış önünde engel"
Rojava’daki gelişmelerin süreci etkilediğine işaret eden İHD, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin barış sürecini gerçekten başarıya ulaştırmak için Rojava’da ve Suriye’nin genelinde yaşayan tüm halkların gönüllü birliği temelindeki bir politikayı desteklemesi gerektiğini düşünüyoruz. Sürekli bir tehdit dilinin barış sürecinin önündeki en büyük engel olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Ayrıca TBMM’de kurulan barış komisyonunun tüm tarafları dinlemesi, Kürtçe üzerindeki yasakların kaldırılması ve BM’nin silahsızlanma ile geçiş dönemi adaletine ilişkin ilkelerine uygun mekanizmaların kurulması gerektiği ifade edildi.
"Tüm taraflar eksiksiz dinlemeli"
İHD Meclis'te kurulan çözüm komisyonunun çalışmalarına ilişkin şu uyarıları yaptı:
"Barış süreci kapsamında mecliste kurulan komisyonun çalışmalara başlaması ve bir takım yasa değişikliklerinin gündemde olması tabii ki önemlidir. Kürt Meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi ve şiddetin sona erdirilmesi amacıyla kurulan komisyonun Barış Annelerini dinlediği oturumda Kürtçe konuşulmasını engellemesi önemli bir eksikliktir. Ayrıca komisyonun çatışmanın tüm taraflarını eksiksiz dinlemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş olan, Silahsızlanma ve Geçiş Dönemi Adaleti ilkelerine uygun mekanizmaların ivedilikle kurulması gerekmektedir."
"AİHM ve AYM kararları uygulanmalı"
İHD açıklamasında, ifade ve örgütlenme özgürlüğü üzerindeki baskılar, siyasi mahpusların durumu, hasta tutukluların tahliye edilmemesi ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yarattığı hak kayıplarına da değinildi.
Açıklamada "Barış için hapishanedeki siyasi mahpusların serbest bırakılması, Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması, hasta mahpusların tahliye edilmesi, AİHM ve AYM kararlarının uygulanması, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve uluslararası sözleşmelerin eksiksiz hayata geçirilmesi zorunludur" denildi.
"Barışçıl politikalar" çağrısı
İHD, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
"Bu taleplerin tümünün barışla doğrudan bir ilgisi vardır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmadan barış gerçekleşemez. Bu nedenle insan hakları savunucuları olarak bu 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde de barış isteğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz. Topluma dayatılan tekçi, ırkçı, milliyetçi ve ötekileştirici politikaların ve nefret dilinin son bulması için siyasal iradeyi insan haklarına dayalı barışçıl politikalar geliştirmeye çağırıyoruz."
(AB)

