Haberin İngilizcesi için tıklayın
“2019, en temel haklardan olan ifade, örgütlenme, toplanma ve gösteri haklarının çok fazla sınırlandırılıp, yasaklandığı bir yıl oldu. Baskı araçlarının başında yargı geldi.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) 2019 Yılı Türkiye İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu açıkladı.
Raporda, “Türkiye’nin son beş yılı rejimin giderek otoriterleştiği ve resmi ideolojinin tam olarak hayata geçirilmeyi çalışıldığı bir dönem oldu” tespiti yer aldı.
İHD Dokümantasyon Biriminin verilerine göre 2019 yılında gözaltında ve gözaltı dışındaki yerlerde işkence ve diğer kötü muameleye uğradığını iddia eden kişi sayısı 1477 oldu.
Ayrıca 2019’da 1344 toplantı ve gösteriye müdahale edildi ve bu müdahalelerde kaba dayak ve kötü muameleye maruz kaldıklarını iddia eden kişi sayısı 3 bin 935’ti.
“Otoriter Yönetimde Israra Karşı Toplumsal Muhalefetin Direnişi” altbaşlığını taşıyan 23 sayfalık raporda ihlaller, şu başlıklar altında sıralandı: Kalıcılaşan OHAL rejimi, yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele, cezaevleri, Kürt sorunu, kişi özgürlüğü hakkı ve ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve insan hakları örgütleri ve savunucular üzerindeki baskılar, toplantı ve gösteri özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkı ihlalleri, kadına yönelik şiddet sorunu, mülteciler / sığınmacılar / göçmenler, ekonomik ve sosyal haklar.
“2019 OHAL düzenin sürdürüldüğü bir yıl oldu”
“2019 yılı hak ihlal raporu gösteriyor ki, insan hakları ve demokrasi mücadelesi artarak devam edecektir” cümlesiyle sona eren raporun giriş bölümünde şu değerlendirmeler yer aldı:
“21 Temmuz 2016’da başlayan OHAL rejimi 19 Temmuz 2018 tarihinde sona erdirildi. Ancak, 31 Temmuz 2018’de yürürlüğe giren 7145 sayılı kanunla OHAL adeta 3 yıllığına uzatılmış oldu. Dolayısıyla 2019 yılı da aynı zamanda OHAL düzenin sürdürüldüğü bir yıl oldu.
“Kürt sorunun çözümsüzlüğü ve silahlı çatışmaların devamına rağmen yerel seçimlerden sonra 19 Ağustos 2019 tarihinde Kürtlerin ağırlıklı olarak yaşadığı büyükşehirlerden Diyarbakır, Van ve Mardin belediye eş başkanlarının görevden alınıp Valilerin görevlendirilerek kayyım atanması siyaseti, seçmen iradesinin ve dolayısıyla seçimlerin geçersiz sayılması sonucunu doğuran otoriter rejimin en belirgin özeliği oldu.
“Kayyım atama siyaseti HDP’lilerin yanı sıra CHP’li belediyeleri de kapsayacak şekilde 2019 yılı ve 2020 yılı boyunca da devam ettirildi.
“Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları sorunlarının büyüklüğü karşısında AİHM’in göstermiş olduğu tutum ibret vericiydi. Demirtaş ve Kavala davaları ile sınırlı olarak verilen ihlal karalarının gereği bile yapılamadı.
“Hukukun üstünlüğü ilkesinden uzaklaşan AİHM’in kendisine dava gelmemesi için sürekli olarak Türkiye’deki Anayasa Mahkemesini işaret etmesi insan hakları değerlerinin korunmasında yaşanan aşınmayı çok net olarak ortaya koydu.”
“Dokuz kişi ‘dur ihtarında’ hayatını kaybetti”
Raporda, geçen yıl kolluk güçlerinin yargısız infazı, dur ihtarına uyulmadığı gerekçesiyle veya rastgele ateş açması sonucu 9 kişinin hayatını kaybettiği 16 kişinin yaralndığı ifade edildi.
“Silahlı çatışmalar nedeniyle en az 98 güvenlik görevlisi (asker, polis ve köy korucusu), 324 militan, 18 sivil olmak üzere toplam 440 yaşamını yitirdi. Bu dönemde 206 güvenlik görevlisi (asker, polis ve köy korucusu), 1 silahlı militan ve 26 sivil olmak üzere toplam 233 kişi de yaralandı.
“Güvenlik güçlerine ait zırhlı araçların çarpması sonucu 1 çocuk olmak üzere 3 kişi hayatını kaybetti, 2 çocuk da yaralandı.
“Mayın ve sahipsiz bomba vb. patlaması sonucu 2’si çocuk 3 kişi yaşamını yitirdi, 2’si çocuk 5 kişi de yaralandı.
“Cezaevlerinde hastalık, intihar, şiddet vb. çeşitli gerekçelerle en az 69 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi de yaralandı.
“Zorunlu ya da muvazzaf olarak askerlik görevini yaparken en az 17 kişi şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi, 5 kişi de yaralandı.”
Cezaevlerinde 294 bin tutuklu ve hükümlü var
Raporda, cezaevleriyle ilgili de şu bilgiler yer aldı:
“Adalet Bakanlığı verilerine göre 31 Aralık 2002’de, AKP iktidara geldiğinde Türkiye cezaevlerinde 59 bin 429 mahpus bulunuyordu.
“Adalet Bakanlığı’nın Aralık 2019’da TBMM Bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı açıklamaya göre, 355 ceza infaz kurumunda toplam 294 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bunlardan 11 bin civarında tutuklu ve hükümlünün kadın olduğu ifade edilmiş, kesin tutuklu ve hükümlü sayıları verilmemiştir.
“Cezaevlerinde 3 bin 100 çocuk hükümlü ve tutuklu bulunurken, 780 çocuk ise anneleri ile birlikte cezaevlerinde kalıyor.
“TÜİK tarafından 5 Aralık 2019 tarihinde yapılan son açıklamaya göre de 31 Aralık 2018 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumlarında bulunan kişi sayısı, bir önceki yıla oranla yüzde 14 artarak 264 bin 842 olmuştu.” (AS)
* Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.