İnsan Hakları Derneği (İHD) Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, mültecilerin yaşam savaşı verdiğini, temel haklara erişiminin olmadığını ifade etti.
İHD’nin açıklaması “Mültecilik bir tercih değildir. Açlık, savaş, yıkım, siyasi rejimler, yoksulluk, insanları yaşam alanlarını değiştirme yoluna mecbur bırakıyor” diye başlıyor.
Ortadoğu ve Türkiye’de zorla yerinden edilenler
Açıklamada, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin verileri hatırlatıldı. Buna göre, dünyada zorla yerinden edilmiş 65,6 milyon insan var.
Türkiye’de de, İçişleri Bakanlığı Şubat 2017 rakamlarına göre, mülteci olarak bulunan insan sayısı 3 milyon 551 bin 78.
Sokağa çıkma yasakla ve operasyonlarla zorla yerinden edilenlere de değinildi:
“Bölgede devam eden savaşın sonucunda milyonlarca insan mülteci durumuna düştüğü gibi ülkemizde de savaş nedeniyle yüz binlerce insan zorla yerinden edildi, OHAL uygulamaları nedeniyle on binlerce insan Türkiye’yi terk ermek durumunda kaldı. Silahlı çatışma ortamında sokağa çıkma yasağı ilan edilerek abluka altına alınan kentlerin yıkılması sonucu en az beş yüz bin insanın zorla yerinden edildi.”
“Kamplar sivil toplum denetimine kapalı”
İnsan Hakları Derneği’nin açıklaması özetle şöyle:
“Suriye savaşından dolayı, Türkiye en fazla mülteci sayısına sahip ülke. Bu sayının yüzde 10 kadarı AFAD kamplarında barınıyor. Geri kalanlar dışarıda adeta yaşam savaşı veriyor.
“Hak ihlalleri, cinsel istismar vakaları, halkın tanıklıklarına rağmen sivil toplum kuruluşlarının kamplara girmesine ve araştırma yapmasına izin verilmediği için ne durumda oldukları bilinmiyor.
“Bağımsız kurum ve kuruluşların inceleyemediği, verilerin almadığı ve mağdurlarla görüşmelerin yapmadığı alanlar olan kamplar bilinmez olarak karşımızda duruyor.
Barınma, çalışma, sağlık, eğitim sorunları
“Özellikle Urfa, Antep, İstanbul ve Çukurova bölgesinde mültecilerin yoğun olarak bulunmasına rağmen, sayılar hemen hemen her yere az ya da çok dağılmış durumda. Bu nedenle mültecilerin yaşadığı sorunlar ülkenin genelini ilgilendiren sorunlardır.
“Mülteciler genel olarak; barınma ve çalışma sorunları, sağlık sorunları, eğitim sorunları ve hukuksal sorunlarla karşı karşıyalar.”
“Emek sömürüsüne maruz kalıyorlar”
“Çalışma ve barınma sorunu bu sorunların en büyüğü.
“Tarım, inşaat ve küçük sanayi alanında kayıtsız ve köle mantığı ile gün doğumundan gün batımına kadar neredeyse yok denecek kadar bir ücrete ya da barınma ve yemek karşılığında emek sömürüsüne maruz kalıyorlar.
“Emeklerinin sömürülmesi konusunda hiçbir yasal hakka sahip değiller.
“Çalışma hakkına resmi olarak sahip olmadıklarından bir hukuksal başvuru yapamıyorlar.
“Şehirlerde kalanlar küçük sanayi tesislerinde çalışarak, atık toplama işçiliği yaparak, mendil ve su satarak, dilenerek yaşamak zorundalar."
“Türkçe bilmeyen çocuklara Türkçe eğitim”
“Çocuklar ve kadınlar da cinsel istismara açık durumda.
“Sağlığa erişim hakkında da imkansızlıklar içerisindeler. Kendilerine tanınan haklara dahi erişimde zorluk yaşıyorlar.
“Eğitim alanında ise, çocukların okula gidecek yaşta olanları okullara kabul edildiler ancak Türkçe eğitim sistemi içinde devam etmek zorundalar. Bu durum Türkçe bilmeyen çocuklar için büyük problem teşkil ediyor."
Türkiye ve AB’nin yapması gerekenler
İHD, bundan sonra atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
* Türkiye’deki tüm geri gönderme merkezleri ve kamplar denetime açılmalı, şeffaflaşmalı.
* Emek sömürüsünün önüne geçilmeli, çocuklar ve kadınlar başta olmak üzere mülteciler istismara karşı korunmalı.
* Eğitim ve sağlığa erişim hakları düzeltilmeli, yaşam alanları insan onuruna yakışır şekilde rehabilite edilmeli.
* Bir an önce OHAL kaldırılarak yıkımın yaşandığı kentlerdeki mağduriyetler giderilmeli, eve geri dönüş imkanları yaratmalı. Bunun için de Kürt sorununda barışçıl ve demokratik politikalar hayata geçirilmeli.
* Türkiye’nin mültecileri pazarlık konusu yapmaktan vazgeçmeli.
* AB ile imzalanan geri kabul/vize muafiyeti anlaşması insan hakları açısından kabul edilemez, gerek AB gerekse Türkiye mülteci hukukundan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmeli. (AS)