İstanbul İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu, son bir yılda ağır insan hakları ihlallerine dair şikayetlerin arttığı Menemen R Tipi ve Silivri Cezaevi mahpuslarına dair rapor açıkladı.
Raporu İHD Hapishane Komisyonu’ndan avukat Zeynep Ceren Boztoprak Topuz ile avukat Gülseren Yoleri, 12 mahpus ile birebir mülakatlarla elde edilen bilgiler ışığında hazırladı.
"Sadece avukatlar girebiliyor"
İHD İstanbul Şubesi'nde açıklanan raporda Mart 2016’dan bu yana bu iki cezaevine heyetlerin girişine izin verilmediği sadece avukatların girebildiği belirtildi.
Raporda, Temmuz 2015 tarihinden bu yana, çözüm sürecinin sona ermesi ile birlikte hapishanelerde özellikle siyasi mahpuslar üzerinde ciddi baskı ve hak ihlallerinin uygulandığı belirtildi.
OHAL sonrasında mevcut olumsuz koşulların hapishanelerde daha da artarak günlük yaşamı daha da zorlaştırdığı belirtilen raporda, mahpusların tecrit ve kısıtlamaların yasal boyutu aşan, keyfi bir hal aldığını aktardığı ifade edildi.
"İşkence, disiplin cezaları, tedavi kısıtlaması"
Mahpuslar üzerinde çıplak arama, işkence, kötü muamele, keyfi ve hukuksuz oda aramaları, haksız disiplin cezaları, kantin alışverişinde kota uygulaması, kapasite aşımı nedeniyle yaşanan yer sorunu, basılı yayınların kısıtlanması veya yasaklanması, hasta mahpusların tedavilerinin yapılmaması veya geciktirilmesi, günlük bakımlarının yapılmamasının başlıca sorunlar arasında olduğu ifade edildi.
Ayrıca tüm görüş hakları OHAL nedeniyle kısıtlanan mahpusların 15 günde bir olan telefon hakları ve arkadaşlarıyla görüşleri yasaklandı.
Kimlerle görüşüldü?
Silivri Cezaevi
Zeki Turan: 1970 doğumlu. Kronik böbrek yetmezliği hastası. 8 yıldır haftada 3 gün diyalize giriyor. Ek olarak kalp hastası, göz bozukluğu ve kemiklerde ağrı şikayetleri var. Bunlarla ilgili olarak da ilaç tedavisi alıyor.
Özkan Kırıcı: 1980 doğumlu. Gasp suçlaması ile 17 yıl 10 ay ceza almış. Hükümlü. 44 aydır tutuklu. 28 kişilik koğuşta 20 kişi kalıyorlar. Düzenli ziyaretçisi var. Yüzde 84 engelli raporu var.
Müslüm Cevahir Vurucu: 1982 doğumlu. 18 Mayıs ve Ulucanlar anmaları ile 1 Mayıs gösterisine katıldıkları gerekçe gösterilerek örgüt üyeliği suçlanıyor. 28 Nisan 2016 dan bu yana tutuklu. 3 Kasım'da ilk duruşması yapılacak.
Hilmi Toy: 17 Haziran'da tutuklanmış ve 20 Haziran'da Metris Cezaevinden getirilmiş. Beş kişilik tecrit/ cezalılar hücresinde kalıyor. Bu hücrede ortak yaşam alanı, mutfak, mutfak dolabı, banyo yok. Bulaşıklar ve duş için tuvalet kullanılıyor.
Ali Haydar Keleş: 17 Haziran'da tutuklanmış ve 20 Haziran'da Metris Cezaevinden getirilmiş. Kapıları 24 saat açık ve aynı koridora açılan üç tek kişilik oda ve mutfaktan oluşan bir yerde kalıyor.
Zana Bilir Kaya: Özgür Gündem Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni. 17 Ağustos 2016'da Özgür Gündem gazetesine yapılan polis baskını ile gözaltına alınan 22 kişinin arasındaydı. Gazetenin Yazıişleri Müdürü İnan Kızılkaya ile birlikte Silivri 5 No'ludayken herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin "FETÖ" soruşturmasından tutuklananların bulunduğu 9 No'luya transfer edilmiş. Halen tecritte. Daha önce kaldıkları 5 No'lu cezaevine gönderilmeye talep ediyor.
İnan Kızılkaya: Özgür Gündem gazetesinin Yazıişleri Müdürü. Zana Bilir Kaya ile aynı koşulları paylaşıyor.
Görgin Oktar: Silivri 9 No'ludan getirilmiş. Ortak alana çıkarılmıyor. Yedi kişilik odada 17 kişiyle birlikte kalıyor. Yemekler midelerini rahatsız ettiği için yiyemiyor. Eşya koyacak dolapları bulunmuyor. Koah ve Behçet hastası olması nedeniyle defalarca başvurmasına rağmen Adli Tıp Kurumu cezaevinde kalamaz raporu düzenlemiyor. Ayrıca kelepçeli muayene yapıldğı için düzenli kontrollere de gitmiyor. OHAL başladığından beri yakınları ile görüş hakkı 30 dakikaya indirilmiş. Açık görüş hakkı ayda birden, iki ayda bire düşürülmüş.
Aziz Bayın: Şizofren. 2011 yılında alınan "cezaevinde kalamaz" raporu var. Ancak raporunun Diyarbakır TEM Şubesi tarafından kaybedildiğini söylüyor. İstanbul Adli Tıp Kurumu ise "cezaevine kalabilir" raporu vermiş.
Cesim Yıldırım: Silivri 9 No'lu, 3 No'lu ve 2 No'luda tutulduktan sonra Temmuz ayında 5 No'luya getrilmiş. Ortak alana çıkamıyor. Haftada bir kez 45 dk spor yapabiliyor. Kalp kapakçıklarında rahatsızlık var.
Ergin Aktaş: İki elini kaybetmiş.Üç tane "Cezaevinde kalamaz" raporu var; ancak C.Savcılığı "canlı bomba" olabilir olduğunu, toplum açısından somut tehlike teşkil ettiğini belirten bir gerekçe il tahliye taleplerini reddetti. KOAH hastası. Tek kişilik hücrede kalıyor, tuvalet hücrenin içinde ve kapısı yok. Banyo ihtiyacını soğuk su ile tuvalette gidermeye çalışıyor.
Menemen R Tipi
Sibel Çapraz: Tam teşekküllü hastaneden "cezaevinde kalamaz" raporu var, ancak tahliye edilmiyor. Polisin açtığı ateş sonucu ağır yaralanmış 15 kez ameliyat olmuş, doktorunun "Baltalimanı Kemik Hastanesi" dışında bir hastanede tedavisi yapılamaz raporuna rağmen sevki yapılmıyor. Bulunduğu cezaevi çevresindeki hastanede teknik koşullar kısıtlı olduğu için tedavisine devam edilemiyor. Ameliyatlar nedeniyle tek başına temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Tek kişilik odada kalıyor, ağır lağım kokusundan rahatsız.
Mülakatlardan örnekler
Görüşçülere çıplak arama yapmak isteniyor
Mahpus Müslüm Cevahir Vurucu’nun durumu şöyle anlatıldı:
“28 Nisan’dan itibaren Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Hapishaneye getirildiğinde çıplak arama yapılmak istenmesine karşı çıkarak darp edildi ve 2 ay görüş yasağı verildi. Vurucu’yu görmek isteyen ziyaretçilerine de çıplak arama yapılmak isteniliyor ve kendisi de görüşe götürülürken çıplak arama yapılmak istememişine karşı darp ediliyor. Aynı hücrede kalan Ali Yetkin ve Bulut Doğan ise bu duruma karşı slogan attıkları için 1 ay iletişim cezası aldılar."
"Üç buçuk aydır nevresim verilmedi"
Ali Haydar keleş anlatıyor:
"Sohbet hakkı kullandırılmıyor. Öncesinde 2 saat ve aynı blokta yan yana hücrelerde kalan 6 kişi ile yapılıyordu. Sohbet yasağının OHAL'e bağlı olarak uzayabileceği söylendi.
"Haftada bir saat açık bir saat kapalı alanda yapılan spor hakkı da aynı 6 kişiyle yapılıyor. 15 Temmuz'dan sonra spor da yasaklanmıştı şimdi serbest.
"Kitap sınırı var dendi ama şimdiye kadar bir sınırlamayla karşlaşmadık. Her birimizde 20-25 kitap var mesela. ,
"İdari kurallar ve görevliler de belirsizlik var son zamanlarda. Herkes 'ben bilmem' diyor.
"Geldiğimizden beri yani yaklaşık üç buçuk aydır nevresim verilmedi. İdare depoda yok diyor. Dışarıdan kabul edilmiyor ve bizi kantinden almaya zorluyorlar.
"Cezaevine bağlama, gitar gibi müzik aleti dışarıdan kabul edilmiyor. İdareye para yatırın biz alıp verebiliriz, diyorlar." (OÜ/NV)