Nufüsu 343 kişi olan 51 haneli Ilıcak Köyü sınırında kurulmuş çadırköy İHD, Diyarbakır Demokrasi Platformu ve Diyarbakır Göç-Der'den oluşan bir heyet tarafından 18 Ağustos'ta ziyaret edildi.
Heyet raporunu bugün açıklayan Av. Reyhan Yalçındağ, köylülerin zararlarının derhal tazmin edilmesini ve köye yeniden geri dönüşün sağlanmasını; sorumlular hakkında gerekli yasal prosedürün başlatılmasını istedi.
Acil yardım gerekli
Heyet raporunda, köylülerin, suyun, temizlik maddelerinin, hijyenin ve tuvalet imkanlarının olmadığı koşullarda, insan onuruna aykırı bir şekilde yaşadıkları, durumun devam etmesi halinde ölümcül salgın hastalıkların baş göstereceğini belirtiliyor.
"Mağdurların hemen dönmeleri söz konusu olsa bile acilen gıda, temizlik ve ilaç yardımına gereksinim duyulduğu da tespit edilmiştir" denen raporda "geri dönüşün gecikmesi halinde başta çocuklar olmak üzere ölümlerin başlaması riskinin yüksek olduğu" ifade ediliyor.
Heyet raporu sonuçları
Ilıcak Köyü sakinleri 9. Ağustos'ta İHD Genel Yönetim Kurulu (GYK) üyesi ve Diyarbakır Şubesi Başkanı Av. Selahattin Demirtaş'a telefonla başvurarak, Beytüşşebbap Jandarma Karakol Komutanı Albay Cengiz Eryılmaz ile beraberindeki askerlerin köylüleri köy meydanında toplayarak tehdit ettiğini, bunun üzerine korkudan köyü boşaltarak, köyün dışında bir yerde çadırlarda yaşamaya başladıklarını anlattı.
Durumu yerinde incelemek üzere, İHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Reyhan Yalçındağ sözcülüğünde, İHD GYK Üyesi ve Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Mehdi Perinçek, İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Başkanı Av. Selahattin Demirtaş, İHD GYK Üyesi ve Mardin Şube Başkanı Av. Hüseyin Cangir, Diyarbakır Demokrasi Platformu sekreteryasından Nejdet Atalay, Diyarbakır Göç-Der Genel Sekreteri Hacı Karakuzu ile Şırnak Barosu avukatlarından Av. İdris Tanış' ın yer aldığı İnsan Hakları Heyeti oluşturuldu.
Heyetin tespitleri şöyle:
* Ilıcak köylülerinin şu anda yaşadıkları yerin, köye yaklaşık 600 metre uzaklıkta olduğu, mağdur köylülerin, derme-çatma, eski ve insan sağlığına aykırı, alt yüzeyi olmayan ve sayısı son derece yetersiz çadırlarda yaşadıkları tespit edilmiştir.
* Heyet, mağdurların çoğunun kadın ve çocuk olduğunu; köyün özellikle erkek fertlerine yönelik ayrıca bir baskının olduğunu, heyet üyeleri ile görüşmemeleri için tehdit aldıklarını, bu nedenle erkek mağdurların büyük bir çoğunluğunun çadır-köyden ayrılarak köyün dışına çıktıklarını tespit etmiştir.
* Heyet ayrıca, çok sayıda hasta ve acilen tedavi edilmesi gereken çocuğun olduğunu tespit etmiş; bunlardan 8 yaşındaki Leyla Acar' ın, köyden ilk ayrıldıkları günlerde geceleri havanın çok soğuk olmasından kaynaklı çadırın içinde ısınmaya çalışırken yakılan ateşin yayılması sonucu yandığını ve acilen tedavi görmesi gerektiğini gözlemlemiştir.
* Heyet, mağdur köylülerin, suyun, temizlik maddelerinin, hijyenin ve tuvalet imkanlarının olmadığı koşullarda, yaşadıklarını tespit etmiş; bu durumun devam etmesi durumunda ölümcül salgın hastalıkların baş göstereceği endişesini edinmiştir. Yine köydeki üretim ilişkilerinin aksamasından ve evlerini kullanamamalarından kaynaklı, mağdurların açlıkla karşı karşıya olduklarını gözlemlenmiştir.
* Çadır-köyün bulunduğu alan doğal tehlikelere, zehirli böcek sokmalarına karşı elverişsiz bir yer olup çadırların bu tehlikeleri bertaraf edebilecek durumda olmaması nedeniyle bu türden ani ölümlerin gerçekleşmesi riskinin oldukça yüksektir.
Köylülere acil yardım ve zarar tazmini
Heyetin sözcüsü, İHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Reyhan Yalçındağ, bugün yaptığı açıklamada henüz köylere yeniden geri dönüşlerin sağlanmadığına ve yeni yürürlüğe giren 5233 Sayılı Yasa kapsamında zorunlu göç mağdurlarının zarar-ziyanlarının tazmin edilmediğine dikkat çekerek, tekrar bir köy boşaltma uygulamasıyla karşı karşıya olmaktan duydukları kaygıyı ifade etti.
"Köylüler derhal kapsamlı bir sağlık taramasından geçirilmeli ve salgın hastalıkların önlenmesi için tedbir alınması gerekli" diyen Yalçındağ, "Bölgeye acil olarak gıda, temizlik maddeleri ve ilaç yardımı ulaştırılmalı" dedi.
Sorumlular hakkında gerekli yasal prosedürün derhal başlatılması gerektiğini söyleyen Yalçındağ, TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun da ivedilikle vaka yerine gidip inceleme yapması gerektiğini belirtti. (YS/EÜ)