İnsan Hakları Derneği (İHD), yarın (16 Mayıs) karar duruşması görülmesi beklenen Kobanî davasına dair yazılı açıklama yayımladı.
Dernek, bu kararın, önümüzdeki süreçte Türkiye siyasetinin izleyeceği rota konusunda önemli bir dönemeç olduğunu belirtti.
Türkiye’de mahkemelerin “resmî ideolojiye karşı olan herkesi hukuksuz bir şekilde cezalandırma yoluna gittiğini” ifade eden İHD, bu durumun en son ve güncel örneğinin de Kobanî Davası olduğunu söyledi.
“Davanın ilk hakimi çete soruşturmasında”
İHD açıklamasında, Kobanî davasının, HDP'yi politik alandan uzaklaştırmaya ve kriminalize etmeye yönelik başlayan yargısal süreçlerin en önemli örneği olduğunu belirtti:
“Dava, evrensel hukuk standartları hiçe sayılarak başlatılmış ve devam etmektedir. Yapılan bu yargılamaların siyasi saiklerle gerçekleştirildiği yönündeki ihlal tespitleri nedeniyle Türkiye’yi mahkûm eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen, HDP önceki dönem eş genel başkanları ve siyasetçiler halen tutuklu bulunmaktadırlar.
Davanın ilk aşamalarında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine başkanlık yapan hâkim Bahtiyar Çolak, ‘yargı içinde yasadışı şantajla insanları dolandırmak amaçlı kurulan Atadedeler Çetesi’ soruşturması kapsamında gözaltına alınmış ve adli kontrolle serbest bırakılmıştır.
Siyasi kumpaslarla muhalif siyasetçileri tutuklayan yargıçların böylesi illegal çete örgütlerinde yer alması, yargının geldiği durumu göstermesi açısında ayrı bir vahamettir.
“Ağır baskı ve insan hakları ihlalleri”
Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözüm arayışı çabası içerisinde olan HDP’li siyasetçilerin maruz kaldıkları ağır baskı ve insan hakları ihlalleri, Kürt halkının toplumsal barış ve adalet talebinin ortadan kaldırılmasına neden olmuştur.
Türkiye’de devam eden çatışmalı süreç ve ardı sıra gerçekleşen yerel/genel seçimler, Türkiye toplumunun asli ihtiyaçlarının konuşulmadığı bir ortamın oluşmasına neden olmuştur.
Yaşanan çatışma ortamı milliyetçi söylemlerin güçlenmesine, sürekli bir seçim gündemi ise siyasi partilerin günlük rekabetleri ve kavgaları ile halkın tamamını ilgilendiren hayati gündemlerin göz ardı edilmesine neden olmuştur.
“Sertleşen siyasi atmosferin sona ermesi talep ediliyor”
31 Mart yerel seçim sonuçları akabinde, Türkiye’de özelikle son 9 yıldır sertleşen siyasi atmosferin sona ermesi konusunda farklı siyasi çevrelerden bir talep dillendirilmiştir. Toplumdan gelen bu talebin ilgililer tarafından dikkate alınarak adımlar atılması her alanda ciddi bir rahatlamayı beraberinde getireceği şüphesizdir.
Demokrasi, insan hakları ve kişi özgürlüklerinin güvence altında olmadığı bir ülkede; toplumsal barışı yaratmak mümkün değildir.
Türkiye'de devam eden silahlı çatışma ve şiddet ortamını sona erdirecek politikaların üretilerek hayata geçirilmesinin en temel ihtiyaç olduğundan hareketle, yarın verilecek karar ile Kobanî davasında yargılananların tümünün haksız tutukluluklarının sona erdirilmesinin toplumsal barış, adalet ve hukukun gereği olduğunu ifade etmek istiyoruz.”
TIKLAYIN - Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
(AS)