İnsan Hakları Derneği (İHD) Meclis’e sunulan “iç güvenlik paketiyle”yle ilgili açıklama yaptı.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun imzasını taşıyan 43 maddelik "Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazın Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Tasarı polisin yetkilerini genişletiyor, aramalarda hakimden alacağı izin için kolaylıklar getiriyor ve gösteri yürüyüşleri için yeni kısıtlamalar getiriyor.
İHD: Meşru direnme hakkı
İHD bu değişikliklerle yeni bir döneme girileceğini açıkladı ve “Böylesi yasaların olduğu ve otoriter uygulamaların bulunduğu ülkelere polis devleti denir” ifadesini kullandı.
“Yeni Türkiye’nin yeni polis devleti ile yaşamaya mecbur değiliz. Temel hak ve özgürlüklerimiz için demokratik ve meşru zeminde direnme hakkımızı kullanacağız.”
İHD'nin tasarıyla ilgili açıklaması şöyle:
“Torba kanun zihniyeti”
“Tasarı, torba kanun zihniyeti ile hazırlanmış ve tamamen siyasal iktidarın ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiştir.”
“Kanun tasarısının kişi güvenliği ve özgürlüğü ile ilgili hükümleri bu şekilde yasalaşırsa Türkiye’de tamamen otoriter bir yönetim altında temel hak ve özgürlüklerin daha fazla ihlal edildiği bir sürece girilecek.”
“Savcı yerine polis”
“2559 sayılı kanunun 4/a maddesi değiştirilerek polise kişilerin üstleri ve araçların aranmasında daha geniş bir yetki tanınıyor. Bu durumda bundan böyle sık sık kişilerin üstü ve aracının aranacağı bir süreç yaşayacağız.”
“Polis yasasının 15.maddesine yeni bir fıkra eklenerek polisin savcının veya mahkemelerin yetkisini kullanacak şekilde müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini kişilerin ikamet ettiği yerde alması sağlanıyor.”
“Bilindiği gibi tanık ifadeleri ancak mahkemeler tarafından alınabilir. Mağdur ve müşteki ifadeleri Cumhuriyet Savcısının bilgisi ve onayı dahilinde polis tarafından alınabileceği gibi her durumda mahkeme tarafından alınır. Bu yasal değişiklik ile polise çok geniş bir yetki tanınarak savcıların ve mahkemelerin yetkileri gasp edilmiş olacak.”
“TOMA suyuna dayanak”
“Polis yasasının 16.maddesine ekleme yapılarak bugüne kadar toplumsal gösterilerde TOMA’lar tarafından sıkılan basınçlı suların içerisinde yer alan boya gibi kimyasallara yasal dayanak oluşturulmak isteniyor.”
“Bu değişiklikle, bugüne kadar basınçlı su içerisinde kullanılan sıvı gaz ve boyaların kullanımının yasa dışı olduğu ortaya çıkıyor.”
“Cumhuriyet savcılarının harekete geçerek göstericiler üzerinde kullanılan basınçlı su içerisindeki sıvı gaz ve boya maddeleri ile ilgili kolluk hakkında soruşturma açması gerekir.”
Molotofa yargısız infaz
“Polis yasasının 16.maddesinin 7.fıkrasına d bendi eklenerek molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı vb. silahlarla açık veya kapalı alanlara yapılan saldırı veya saldırı teşebbüsünde bulunanlara karşı polisin saldırıyı etkisiz kılmak amacı ile ve etkisiz kılacak ölçüde silah kullanma yetkisi tanınıyor.”
“Bu hüküm yasalaştığı takdirde polisten kaynaklı olarak yargısız infaz uygulamalarında ve orantısız bir şekilde silah kullanma sonucu çok sayıda ölüm olayı gerçekleşecek.”
Kriminalleştirme ve şiddete teşvik
“Bu durumun açığa çıkması ile birlikte molotof gibi yakıcı ama etkisi sınırlı saldırı araçlarını kullanan göstericilerin gerçek silah kullanmaya teşvik durumu ortaya çıkacak.”
“Siyasal iktidar bu yasal değişiklik ile adeta şiddet kullanmaya eğilimli göstericileri silah kullanmaya teşvik edecek.”
Polis ve jandarmaya MİT yetkisi
“Polis yasasının ek 7.maddesine eklemeler yapılarak MİT yasasında istihbarat toplama ile ilgili bazı yetkiler polis istihbarat birimlerine de tanınmış oluyor.
“Aynı hüküm 2803 sayılı Jandarma Kanununun ek 5.maddesinde de düzenlenerek jandarma istihbarata da geniş yetkiler tanınıyor.”
Sapana “ateşli silah” tanımı
“Kanunun 23.maddesinin 1.fıkrasının b bendine ateşli silahlar ibaresinden sonra havai fişek, molotof vb. el yapımı olanlar dahil ibaresi eklenmiş, ayrıca demir bilye ve sapan ibaresi de eklenerek bunlara ateşli silah muamelesi yapılacağı belirtilmiştir.”
“Kanunun 33.maddesinin 1.fıkrası değiştirilerek bu tip ateşli silahlar ve molotof gibi patlayıcı maddelerin kullanılması halinde verilecek cezanın 2 yıl 6 aydan 4 yıla kadar olacağı düzenlenmiş ve cezalar arttırılmıştır.”
Toplantı ve gösteri hakkı
“3713 sayılı kanunun 7.maddesinde düzenleme bulunmasına rağmen benzer bir düzenleme 2911 sayılı kanunun 33.maddesinin b bendine getirilerek yasa dışı örgüt propagandası yapanlar bakımından 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası getiriliyor.”
“Siyasal iktidar bu düzenlemeyi getirerek şiddet kullanan ve yüzünü kapatanlar bakımından cezalandırmaya gitmesinin yanı sıra hiçbir şekilde şiddet kullanmayan ve yüzünü kapatmayanlar bakımından da 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası getirerek çok açık bir şekilde ifade ve gösteri özgürlüğü hakkını ihlal edeceğini ve ihlal etmeye devam edeceğini ilan etmiş durumda.”
Yüzünü kapatmaya ağır ceza
“Kanunun (TMK) 7.maddesinin 2.fıkrasının a bendi yürürlükten kaldırılmış, bunun yerine yeni bir fıkra eklenmiştir. Buna göre, mevcut kanunda 1 yıldan 5 yıla kadar olan ceza süresi 3 yıldan 5 yıla çıkarılmış, cebir ve şiddet kullananlar bakımından ise cezanın alt sınırının 4 yıldan az olamayacağı düzenlenmiştir.”
“Böylece toplantı ve gösterilerde şiddet kullanmasa bile yüzünü tamamen veya kısmen kapatanların en az 3 yıl ceza alması sağlanarak ifade özgürlüğü bakımından oldukça ağır bir düzenleme getirilmektedir.”
Önleyici gözaltı yetkisi
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91.maddesine 4.fıkra eklenerek kolluk amirlerinin yazılı veya sözlü talimatı ile polise önleyici gözaltı yetkisi tanınıyor.”
“Suçüstü halleri ile sınırlı kalmak kaydı ile çeşitli durumlarda 24 saat, şiddet olaylarının yaşandığı durumlarda ise 48 saat gözaltı yetkisi getiriliyor.”
“Önleyici gözaltı vatandaşların bizzat idari bir birim olan kolluk tarafından suçlu kabul edilerek getirilmiş bir düzenlemedir. Bu durum hukuk devleti ilkesine, masumiyet karinesine açıkça aykırıdır.”
Göstericiye “mecburi” tutuklama
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100.maddesinin 3.fıkrasına Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33.maddesi ile Terörle Mücadele Kanunu’nun 7.maddesinin 3.fıkrası eklenerek toplantı ve gösterilere katılanlar bakımından tutuklama zorunluluğu getirilmektedir.”
“Böylece mevcut 100. maddenin 3. fıkrası kaldırılmak yerine daha da ağırlaştırılarak tutuklama sorunu Türkiye’nin gündemine yeniden girecektir.”
Valiye adli kolluk amirliği
“İl İdaresi Kanununun 11.maddesine G, H ve I bendleri eklenerek vali ve kaymakamların adli kolluk amiri sıfatını kazanması sağlanmaktadır. Böylece doğrudan doğruya siyasi otoriteye bağlı vali ve kaymakamlar suç soruşturmalarında adli kolluk amiri unvanı alarak soruşturmalar bakımından Ceza Muhakemesi Kanunundaki evrensel ilkeleri hiçe saymış olacaklardır.”
“Bu yolla adliye teşkilatının savcılık bürosu vali ve kaymakamlar üzerinden hükümete bağlanmış olacak.” (AS)