İHD, yazılı açıklamasında, "Tüm ceza ve tutukevlerindeki uygulamalar, sivil toplum örgütlerinin temsil edildiği bağımsız kurullar tarafından düzenli olarak denetlenebilmeli" dedi.
Yedi kişi ölüm orucunu sürdürüyor
İHD, cezaevlerindeki sorunlara dikkat çekmek için yaklaşık 2,5 yıldır Ankara Abdi İpekçi Parkı'nda oturma eylemini sürdüren Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği'nin (TAYAD) rakamlarına göre, yedi kişinin ölüm orucunu sürdüğünü bildirdi.
Ölüm orucunda olanlar şöyle: "Avukat Behiç Aşçı İstanbul Şişli'de evinde, tutuklu yakını Gülcan Görüroğlu Adana'da evinde, Kamil Karataş Sincan F Tipi Cezaevi'nde, Sevgi Saymaz Uşak E Tipi Cezaevi'nde, Mustafa Tosun Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde, Serpil Cabadan Gebze M Tipi Cezaevi'nde (30 Mayıs'ta hastaneye kaldırıldı), adli tutuklu Fahri Tırpan Kırıklar F Tipi Cezaevi'nde."
Ölüm orucu yaşam hakkını ihlal etme olasılığı bulunan bir eylem tarzı
İHD, yaşam hakkının en temel hak olduğunu vurgulayarak, bir protesto ve hak arama yöntemi olarak başvurulan açlık grevleri ve ölüm oruçlarının, yaşam hakkını ihlal etme olasılığı bulunan bir eylem tarzı olduğunu ve bu eyleme karşı olduğunu da ifade etti.
Ölüm orucu ve açlık grevi yapanların sağlık durumu ve talepleriyle ilgilenmeyi bir insanlık görevi olarak gördüğünü belirten İHD, "Tecrit uygulaması, tutuklu ve hükümlülerin yalnızca birbirleriyle değil, aile, arkadaş, avukat ve hekimlerle görüşmelerinin de kısıtlanması ve denetime tabi tutulmasını içeriyor. F tipi cezaevlerinde görüşmeye giden aileler, tacizden ve kendilerine çıkartılan zorluklardan yakınıyor" dedi.
İHD'nin F Tipi cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin tespitleri şöyle:
* Tutuklu ve hükümlülerin iletişim ve haber alma hakları da, tecrit uygulamaları kapsamında kısıtlanıyor. Bazı gazeteler ve yayınlar keyfi olarak engelleniyor.
* Tecrit koşulları ve kötü muamele, tutuklu ve hükümlülerde psikolojik rahatsızlıklara yol açıyor.
* Tutuklu ve hükümlülerin hastaneye sevkinde zorluklar çıkarılıyor ve hastaneye sevk etmeme, bir cezalandırma yöntemi olarak uygulanıyor.
* Tutuklu olarak yargılanan kişilerin avukatlarıyla görüşmelerine kısıtlamalar getirildi. Avukat-sanık görüşmesi, infaz görevlileri tarafından izleniyor.
* Sanıklar, dava dosyasını inceleyemiyor; avukatla görüşme sırasında tuttukları notlar, infaz görevlileri tarafından sansüre tabii tutuluyor.
* Aynı davadan yargılanan kişiler, davaya ilişkin avukatlarıyla hep birlikte görüşme yapamıyor.
* Tutukluların bir çoğu, duruşmalarının yapıldığı merkez dışındaki cezaevlerinde tutuluyor. (KÖ/TK)