İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 2016’nın ilk dokuz ayında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki hak ihlalleri raporunu açıkladı.
Raporda, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile toplumun baskı altına alındığı belirtildi.
Ayrıca hapishanelerde halen 300’ü ağır olmak üzere 756 hasta mahpusun bulunduğu açıklandı.
Raporla ilgili İHD Diyarbakır Şubesinde düzenlenen basın açıklamasında, çatışmaların başladığı 24 Temmuz 2015’ten bu yana yaşamını yitiren asker, polis, örgüt militanı ve sivilin 2 bin kişiyi geçtiği ifade edildi.
“Çatışmalar bir an önce son bulmalı”
Açıklamada, özetle şu noktalara değinildi:
“Bölgemizde insan hakları ihlalleri, maalesef 2016 yılının ilk 9 ayında da, yaşanan çatışmalı ortam nedeniyle sistematik bir şekilde ve artış göstererek devam ediyor.
“Çatışmalı ortamın bir an önce son bulmasını, kalıcı çatışmasızlık halinin ve çözüm sürecinin yeniden taraflarca müzakere edilmesi umuyoruz.”
Silahlı çatışmalarda 1040 kişi öldü
* İHD Diyarbakır Şubesi raporunda, silahlı çatışmalarda 406 güvenlik görevlisinin, 605 silahlı militanın ve 29 sivilin öldüğü belirtildi.
* Rapora göre, 1032 güvenlik görevlisi, 13 silahlı militan ve 32 sivil de silahlı çatışmalar sırasında yaralandı.
* Silahlı çatışmalarda 2016’nın ilk 9 ayında toplam can kaybı 1040 oldu.
* Örgüt eylemleri sonucu da 102 sivil öldürüldü, 635 sivil yaralandı.
* Sınır hatlarında da 36 kişi hayatını kaybetti, 39 kişi yaralandı.
“OHAL uygulamaları muhalifleri hedef aldı”
“Kaldırılması yönünde ülke genelinde başlattığımız ve halen devam eden imza kampanyamızın konusu olan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları, hükümet politikalarına eleştirel yaklaşan veya barış savunuculuğu yapan toplumsal muhalif kesimleri hedefine aldı.
“OHAL kapsamında yayınlanan KHK’lerle, pek çok toplumsal kesim ağır hak ihlallerine ve mağduriyetlere maruz bırakıldı.”
25’i DBP’li 29 belediyeye kayyum atandı
“KHK ile hayata geçirilen bir başka anti-demokratik uygulama da, kayyum atamaları oldu. Halk iradesi ve tercihi ile işbaşına getirilen belediye yönetimlerine kayyum atanması, darbe niteliğinde bir uygulama ve halk iradesini tanımamaktır.
“25’i Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) olmak üzere 29 belediyeye kayyum atamak, her fırsatta sandığı işaret eden siyasal iktidarın demokrasiyi ne denli hiçe saydığını gösterdi.” (AS)