İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) Ocak-Eylül 2008 cezaevi raporu, derneğe gelen 2 bin 110 hak ihlali başvurusunu sınıflandırıyor.
En çok başvuru disiplin soruşturmaları nedeniyle verilen keyfi cezalar alanında. 918 başvuruda, haklarını kullanmak isteyenlere açılan disiplin soruşturmalarının sonucunda yıllara varan görüş yasakları, mektup faks, telefondan yoksun bırakma gibi iletişim cezaları veriliyor. İHD "Hemen hemen disiplin cezası almayan yok" diyor.
İşkence ve kötü muamele
Rapora göre, bir başka cezaevine sevk edilen mahpuslara kaba dayak, taciz, sözlü hakaret, aşağılama, onur kırıcı uygulamalar yönünde çok yoğun başvurular var.
Girişte soyma, hoş gedin dayağı: Tutuklanarak gelen mahpusun ilk girişinde üst aramasında çırılçıplak soyulduğu, soyunmadığı takdirde şiddet ve tehdit uygulandığı ve zorla soyulduğu, saatlerce soğuk havada çıplak bekletildikleri, “hoş geldin “ adı altında dayakla karşılandığı, hastane ve mahkemeye gidip gelişlerde kaba dayak, tekme, tokat, kelepçe sıkma, sözlü sataşma, adli mahpuslara karşı kışkırtma ve linç girişimleri ortamı yaratmanın olduğu dile getiriliyor.
"Yıkım ekibi" işkencesi: Hücrelere giren gardiyanların işkence yaptığı, bazı cezaevlerinde "Yıkım Ekibi" olarak kendilerini adlandıran infaz koruma memurlarının özellikle şiddet uyguladığı da başvurularda yer alıyor. Askeri cezaevinde sopalarla bayıltıncaya kadar dövüldükleri ve soğuk suyun altında bırakıldığını bildirenler de var.
Sayım dayatması: Başvurularda tek sıra halinde sayımın dayatılması, uygulanmaması halinde sandalye ve tekmeyle dövüldükleri de dile getiriliyor.
Kadınlara ve çocuklara taciz, istismar: Bitlis Cezaevi'yle ilgili başvurularda kadınların elle ve sözle taciz edildikleri bildiriliyor. Diğer başvurularda infaz koruma memurunun çocuklarla küfürlü, istismar edici, cinsel içerikli konuştuğu, "mastürbasyonun nasıl çekildiğini biliyor musunuz?" dediği, bazı çocukların cinsel organına cop sürüldüğü de bilgiler arasında.
Basın açıklamasından sonra: Basın açıklamaları ve mitinglerde tutuklananların dövülerek zorla adli koğuşlara konulduğu, karşı çıkanlara hücre cezaları ve açık görüşe çıkma cezası verildiği de bildiriliyor.
Sağlık hakkı
Raporda ölüm aşamasındaki mahpusların tedavi edilmediği, hastanelerde bakımlarının engellendiği, doktor sayılarının yetersizliği de dile getiriliyor.
"Psikolojiktir": Başvurularda cezaevi doktorlarının gereken ilgiyi göstermemesi, rahatsızlığı ağrı kesiciyle ya da psikolojiktir diye geçiştirdiği, hastaneye sevkte zorluk çıkardığı bilgileri yer alıyor.
Kelepçeli tedavi: Hastaneye sevkte jandarmaların kelepçeyi çıkarmadığı, tedavini kelepçeli yapılması için baskı uygulandığı, jandarmanın odadan çıkmadığı, bunlar kabul edilmediğinde şiddet uygulandığı da rapordaki bilgiler arasında. Kadınların jinekolojik muayenesinde jandarmaların odadan çıkarılmaması da başvurular arasında.
Paran varsa: Raporda protez ve diş tedavisi gibi durumlarda yüksek meblağlar dile getirilerek mahkumun özel doktora götürülebileceğinin söylendiği de bildiriliyor.
Tedavisiz hücre: Raporda yer alan bilgilerden biri de yaralı olarak getirilen kişilerin tedavi edilmeden doğrudan hücreye konması.
Barınma koşulları
Başvurularda dile getirilenlerden bazıları şöyle:
Yemek: Yetersiz ve hijyenden uzak yemek verilmesi, "amaç dışı kullanım" bahanesiyle bazı gıdaların verilmemesi, hijyenden uzak yiyecek ve içme suyu nedeniyle salgınların görülmesi, yemeklerde diyet uygulamasının yapılmaması.
Kantin: Kantinde fiyatların yüksek olması, farklı seçenekler olmaması, belli markalara veya tek markaya zorlanma, kullanım tarihi geçmiş ürünlerin satılması.
Temizlik: Aylık, düzenli verilmesi gereken temizlik malzemelerinin verilmemesi.
Barınma: Kış aylarında kaloriferlerin çok az yakılması veya hiç yakılmaması, özellikle M tipi cezaevlerinde 6 kişilik koğuşlarda daha çok kişiyi barındırma, bazı insanların yerde yatmak zorunda kalması.
Kürtçe'ye engeller
Raporda, İnfaz Yasası'nda herhangi bir kısıtlama olmamasına karşın tüzükle, ziyaretlerde ve telefon görüşmelerinde Kürtçe konuşmanın kısıtlandığı dile getiriliyor. Telefonda Kürtçe merhaba dediği için bir ay süreyle sportif ve kültürel etkinliklerden yoksun bırakılan, Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşan ziyaretçinin görüşmesinin engellenmesi, yasak olmayan Kürtçe kitaplara el konduğu, Kürtçe mektuplar için tercüman parası istenmesi, Kürtçe yazılan not, defter ve günlüklere el konması raporda yer alan bilgilerden. Bu konuda 171 başvuru var.
İletişime engeller
Başvurular arasında, İHD'ye, başka cezaevlerine ve sivil toplum örgütlerine yazılan mektuplara el konduğu, ortadan kaybolduğu, üzerinin çizildiği, bu mektuplar nedeniyle hücre cezasına varan disiplin cezaları verildiği bilgileri de var.
Agos, Azadiye Welat, Turkish Daily News gibi gazetelerin ya tercüman bulunmadığı bahanesiyle ya da açıklamasız verilmediği de başvurularda.
Dışarıdan gönderilen kitapların uzun süre bekletilmesi, bir mahpusun kendi yazdığı ve dışarıda basılan şiir kitabının cezaevine geldiğinde kendisine verilmemesi de raporda yer alıyor.
F tipi ve tecrit
Adalet Bakanlığı'nın F tipi cezaevlerinde tutulanların 10 kişiyi aşmayacak şekilde gruplar halinde, haftada 10 saati geçmeyecek şekilde görüşmesine izin veren genelgesinin uygulanmadığına dair başvurular da raporda yer alıyor.
Raporda bu uygulamanın sınırlandırılması, disiplin cezaları bahanesiyle engellenmesi, keyfi biçimde eşitsiz olarak uygulanması da verilen bilgiler arasında. (TK)