Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi, Avukat Metin Kılavuz da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hakkında gözaltı kararı verdiği 91 kişi arasında.
Konuyla ilgili açıklama yapan dernek, CMK 145. maddesine göre ceza soruşturmalarında asıl olanın şüphelilerin adliyeye davet edilmesiyken ev baskınlarıyla gözaltı işleminin, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlalini oluşturduğunu ifade etti.
Türkiye’de rutin haline gelen “şafak operasyonlarıyla” muhaliflerin gözaltına alındığını belirten İHD, baskınların kamuoyuna “terör operasyonu” şeklinde servis edilerek hukuksuzlukların üstünün örtüldüğünü, masumiyet karinesi ihlal edildiğini ekledi.
İHD, hakkında gözaltı kararı verilen kişilerin geçmiş dönemlerde milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye başkan vekilliği, il genel meclis üyeliği, sivil toplum örgütü temsilciliği gibi görevlerde bulunduğu ve kamuoyunca yakından tanındığı bilgisini verdi.
Avukat görüşüne 24 saat kısıtlama
İHD, gözaltına alınanların avukat görüşüne de kısıtlama getirildiğini açıkladı:
“Gözaltı işlemleri akabinde müvekkilleri ile görüşmek üzere emniyet müdürlüğüne giden avukatlar, şüphelilerin 24 saat süre ile müdafileri ile görüşmelerinin yasaklandığını ve aynı zamanda soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı verildiğini öğrendiler. Gözaltına alınanlar için avukat ile görüşme yasağı ve soruşturma dosyası hakkında verilen kısıtlama kararları savunma hakkını ihlal ediyor.”
“Siyasi iktidarın talimatı ile yapıldı”
Dernek soruşturmayı da şöyle değerlendirdi:
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının operasyona ilişkin yaptığı açıklamasında belirttiği iddiaların 8 yıl öncesine ait olması ve bugüne kadar söz konusu soruşturma dosyası ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamış olması bu soruşturma dosyasının hukuksal bir amaç barındırmadığını gösteriyor.
“Operasyonun gerek gerçekleştirilme biçimi gerek dosyada kısıtlama kararı bulunmasına rağmen dosya hakkındaki bilgilerin basına servis edilmesi, bu operasyonun siyasi saiklerle ve siyasi iktidarın talimatı ile yapıldığını gösteriyor.
“AİHM’in Demirtaş/Türkiye davasında vermiş olduğu kararda da vurguladığı üzere; Türkiye’de adli makamlarca yürütülen bu ve benzeri soruşturmaların ve davaların siyasi saiklerle yürütüldüğü, asıl amacın muhalefeti ve sivil toplumu baskı altına almayı amaçladığı tespitine yer vermiştir. Maalesef bir siyasi operasyon ile daha karşı karşıyayız.”
Dernek, hukukun ve Terörle Mücadele Kanunu’nun bir siyasi baskı aracı olarak kullanılmasını reddettiğini belirtti: “Kişi güvenliği hakkı ve özgürlüğü hakkının gözaltına alınanlar bakımından açıkça ihlalini oluşturan bu soruşturma kapsamında keyfi ve hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınan MYK Üyemiz Av. Metin Kılavuz başta olmak üzere, gözaltına alınan herkesin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”
TIKLAYIN - "Kobanî soruşturmasında" 91 kişiye gözaltı kararı
(AS)