Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi ve İHD Adana Şubesi, Adana’da Suriyeli Sığınmacılara Yönelik 19 Eylül 2019’da gerçekleştirilen saldırılara yönelik rapor hazırladı.
TIKLAYIN - Adana'da İstismar İddiası, Mültecilere Yönelik Linç Girişimine Dönüştü
TIKLAYIN - Raporun tamamını okuyun
İş yerleri saldırıya uğrayan kişilerin tanıklıklarına ve saldırının gerçekleştiği mahallelerden fotoğraflara da yer verilen raporda öne çıkanlar şöyle:
*Mirzaçelebi mahallesinde bulunan meydan caddesindeki Suriyelilere ait işyerlerinin çoğunun kepenkleri kırılmış ve içine girilerek yağmalanmış.
*Suriyelilere ait işyerlerinin kepenlerinde “ Türk” ve “TC” yazıları yazılmış.
*Suriyelilere ait işyerlerinin tamamı kapatılmış.
"Yeterli güvenlik önlemi alınmadı"
*Saldırıyı yapan grubun, olayların yaşandığı mahallenin sakinleri olmadığı, başka mahallelerden geldiği tespit edildi.
*Güvenlik güçlerinin, olayların yaşanmasını engelleyici yeterli güvenlik önlemi almadığı ve geç müdahale ettiği tespit edildi.
*İsmini vermek istemeyen görgü tanıklarının iddialarına göre, Güvenlik güçlerinin, saldırıyı yapan grubun bir kısmının yürüyüş yapmasına izin verdiği tespit edildi.
*Olayların yaşandığı sokakta, açık işyerlerinin birçoğunun Türk bayrağı astığı görüldü.
*Bir kısım Suriyelinin evlerini terk ettiği tespit edildi.
*Görgü tanıklarının iddialarına göre bu olayın daha da büyüyeceği kanısının hâkim olduğu tespit edildi.
"Suriyelilerin zararları giderilsin"
Raporun değerlendirme bölümünde de şöyle denildi:
“Yaptığımız incelemelerde; Cinsel istismar olayının failinin Suriyeli olabileceği söylentisinin kim ya da kimler tarafından çıkarıldığı tespit edilememiştir. Ancak; Suriyeli olabileceği söylentisinin bile ciddi toplumsal bir soruna, infiale yol açabileceği görülmektedir.
“Ülkemizde yaşanan sosyo-ekonomik sorunlarının temel nedenleri üzerinden derinlemesine düşünme ve çözüm üretemeyenler, yaşanan olaylarda Suriyelileri ‘Günah keçisi’ olarak ilan etme ve her dönemde yapıldığı üzere ‘suçu başkasına atma’ gayret ve çabası içinde olmuşlardır
“Adana ilinde yaklaşık 250 binden fazla Suriyeli’nin olduğu belirtilmektedir. Gerek Yazılı ve görsel basında gerekse toplumsal yaşam içerisindeki karşılaşmalarımızda Suriyelilerin, ayrımcı, ötekileştirici nefret dili ile karşı karşıya kaldıkları açıkça görülmektedir. Türkiye toplumunda yaşanan birçok sosyal ve ekonomik krizin faturası Suriyeli sığınmacılara çıkarılmaktadır.
"Ayrımcı ve ötekileştirici nefret dili kullanılarak özellikle yaşanan taciz ve hırsızlık olaylarında sosyal medyada, yazılı ve görsel medyada bizzat failin 'Suriyeli' olduğu vurgusu yapılmakta ve Suriyelilere karşı bir nefret dili ile algısı oluşturulmakta, bu algı, son olayda da görüldüğü gibi Suriyelilere karşı şiddet eylemlerine dönüşmektedir. Oysa ki; İçişleri Bakanlığının verilerine göre 2014-2017 yılları arasında Suriyelilerin karıştığı olaylar, Türkiye’deki toplam suçların sadece % 1,32 sine denk gelmektedir.”
“İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi olarak, Adana ilinde yaşanan ırkçı, ayrımcı ve ötekileştirici saldırıları kınıyor. Mağdur olan Suriyelilerin zararlarının tazmini, Bu ırkçı eylemi gerçekleştiren kişilerin etkin bir şekilde soruşturularak maddi gerçeğin ortaya çıkmasını, Suriyeli sığınmacıların can ve mal güvenliğinin sağlanması talep ediyoruz.” (EMK)
*Fotoğraflar: İHD