İnsan Hakları Derneği (İHD) 31 yaşında.
İHD İstanbul Şubesi, 31. kuruluş yıldönümünde Sultanahmet meydanında basın açıklaması yaptı. Açıklamada, İHD'nin 12 Eylül askeri darbe sürecinde kurulduğu, baskılara rağmen insan hakları mücadelesinden vazgeçmediği ve vazgeçmeyeceği vurgulandı.
İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, kuruluş sürecinde 12 Eylül askeri darbenin etkilerinin devam ettiğini, 31. yıllarında da olağanüstü halin olduğunu belirtti.
Yoleri: Hak savunucuları yine savcı karşısında
Yoleri şöyle konuştu:
“İHD 31 yıl boyunca yedi kez ifade özgürlüğü için kampanya düzenledi. İki kez ölüm cezasına karşı, üç kez Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kaldırılması için, üç kez savaşa karşı barış için kampanya düzenledi.
“Bugün de Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde insan hakları savunucuları yine savcı karşısında. 13 gündür gözaltında tutulan kişiler neyle suçlandıklarını bilmedikleri halde iktidar yanlısı medya olayın ilk gününden itibaren bu soruşturmanın neye ilişkin olduğuna dair birçok açıklama yaptı. Biz bilmiyoruz ama iktidar gazetesi biliyor.”
Efe: Demokratik, özgür, güvenli gelecek istiyoruz
Eylemde söz alan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe de şunları söyledi:
“Ne yazık ki biz bu ülkede insan hakları için bir dernek kurmak zorunda kaldık, böyle bir derneğe ihtiyaç duymayacağımız bir yaşam istiyoruz. Biz yakılan, yıkılan, yok edilen insanların acılarına tanık olmaktan geliyoruz. Biz bu ülkenin demokratik, özgür, güvenli geleceğini istiyoruz. Binlerce insanı, toplumun her kesiminden insanı kapsayan ve medeni ölü haline getiren OHAL koşulunda insan hakları için mücadele ediyoruz.”
12 Eylül döneminden bugüne
Yoleri’nin okuduğu basın açıklaması özetle şöyle:
“İnsan Hakları Derneği, 17 Temmuz 1986 tarihinde 98 kişinin imzasıyla kuruldu. Kurucular arasında mahpus yakınları, yazarlar, gazeteciler, yayıncılar, akademisyenler, avukatlar, hekimler, mimar ve mühendisler, öğretmenler vardı.
“1986’da 12 Eylül askeri darbesi, etkilerini sürdürüyor ve ülkenin bir bölümünde sıkıyönetim uygulanıyordu.
“1987 yılından itibaren de Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bazı kentlerinde yürürlükte olan sıkıyönetim askeri rejimi yerini olağanüstü hal (OHAL) rejimine bırakıyordu. Bölge şubelerimiz de bu dönemde kuruldu.”
“İnsan, haklarıyla insandır”
“İHD, insan haklarının evrenselliğini, bölünmezliğini savunur. İnsan, haklarıyla insandır. İnsan hakları, insan onurunun korunması için gerekli olan standartlardır.
“İHD, insan hakları hukukuna göre kurulmuştur. Buna göre, İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesinin giriş ve 2. maddelerinde de belirtildiği gibi, devletler ihlallerden birinci derecede sorumludur.”
Darbe girişimi ve OHAL
“İHD, 30 yılında Türkiye’de bir darbe girişimi ile karşılaştı. İHD hızlıca tutumunu açıkladı ve bu girişimi kınadı. Darbenin bastırılmasına rağmen 20 Temmuz 2016 günü OHAL ilan edilerek OHAL, KHK rejimine geçilmesi hak ve özgürlükleri neredeyse tamamen askıya aldı. OHAL süreci bir karşı darbe sürecine döndü.
“İHD, 31. yılını karşı darbe sürecinde karşıladı. Sıkıyönetimde kurulan bir dernek 31 yıl sonra OHAL’e karşı mücadelesini sürdürüyor.
“Barış ve demokrasi mücadelesi”
“İHD, 31. yılında Türkiye’de silahlı çatışmaların meydana getirdiği insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleriyle baş etmek sorumluluğu ile karşı karşıya kaldı, barış hakkını her fırsatta hatırlatma görevini yerine getiriyor.
“Bugün Türkiye’de insan hakları açısından acilen yerine getirilmesi gereken tek bir talep vardır: O da acilen barışın tesis edilmesidir. Barışın sağlanamadığı koşullarda yaşam hakkı korunamıyor, yaşam hakkı olmayınca da diğer haklardan söz etmek mümkün olamıyor.
“Demokrasinin ön şartı ifade özgürlüğüdür. Şu anda Türkiye’de ifade özgürlüğü otoriter yönetimin yargı baskısı altında. Türkiye’de asgari standartlarda dahi demokrasiden söz edilemez. Bu nedenle demokrasi mücadelemiz kaçınılmazdır.”
“OHAL ve KHK rejiminden vazgeçilmeli”
İHD’nin açıklamasında şu talepler bir kez daha dile getirildi:
* Kürt sorunun savaşla çözülemeyeceği açık. Siyasal iktidarı 28 Şubat 2015 Dolmabahçe deklarasyonuna sahip çıkmaya ve 7 Haziran 2015 seçimleriyle ortaya koyduğu Türkiye halkının barış ve demokrasi iradesini tanımaya davet ediyoruz.
* OHAL ve KHK rejimi bir karşı darbe rejimidir. Bundan derhal vazgeçilmeli.
* Devam eden hak ihlalleri durdurulmalı, sorumlular hakkında etkin soruşturma yürütülmeli, cezasızlık terk edilmeli. (SA/AS)