"Anayasa değişikliği taslağı antidemokratik, emek karşıtı, 1980 anayasasını ortadan kaldırmıyor. YÖK de seçim barajı da olduğu yerde duruyor. Kürtler de yok sayılıyor. Niye evet diyeyim ki?"
"Darbeciler yargılanacak, darbeciler. 30 yıl hiçbir şey yapmamış gibi rahat rahat oturdukları yerde şimdi korkmaya başlayacaklar. Bu bile evet demeye yeter."
"Aferin size. AKP oyun kuruyor, siz de başlıyorsunuz oynamaya... Böyle giderse yakında at koşturmaya başlayacaklar. Ondan sonra çok arayacaksınız bugünleri..."
Uğur ve Murat Sayımcı kardeşler ile babaları Mustafa Sayımcı arasındaki tartışma bir süre daha devam ediyor.
Caddebostan Sahili'nde, çimenlerin üzerine kurulmuş özenli bir iftar sofrasının başındayız. Sayımcı ailesi, akrabalarını ağırlıyor. Leziz yemeklere kahkahalar, serin rüzgar, çocuk sesleri ve deniz manzarası eşlik ediyor. Referandum sorumuzdan sonra da hararetli bir tartışma...
Uğur Sayımcı 23 yaşında, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü öğrencisi. Pek çok arkadaşının sırf darbecilerin yargılanmasının yolunu açtığı için evet oyu kullanacağından yakınıyor.
O darbecilerin yargılanacağına da AKP'nin demokrasi söylemine de inanmıyor.. Sonra söze ağabeyi Murat Sayımcı karışıyor. 34 yaşında, özel bir şirkette muhasebe elemanı. 1980 darbesi sonrasında dayısının nasıl gözaltına alınıp işkenceden geçirildiğini anneannesinden defalarca dinlemiş. Ona göre, darbecilerin yüreğini saracak korku, evet demeye yeter de artar bile. "Ben de biliyorum yetmez ama olduğu kadarına da evet" diyor.
Uğur ve Murat Sayımcı'nın sözleri, baba Mustafa Sayımcı'yı kızdırıyor. Emekli öğretim üyesi Mustafa Sayımcı, "AKP'nin işine gelmeyen düzenlemelerden yakasını kurtarmak için anayasayı değiştirmek istediğini" söylüyor.
"Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gittikten sonra iyice rahat ettiler. Önce Abdullah Gül'ü başa geçirdiler sonra başladılar askerle, yargıyla uğraşmaya. Danıştay'ı da Anayasa Mahkemesi'ni de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu da kendilerine benzetmeye çalışıyorlar" diyor.
Akrabalarından biri onu destekliyor: "Bunların hepsi düzen. Hem biz ailecek CHP'liyiz zaten."
Gençler bu söze karşı çıkarken Uğur Sayımcı'nın sesi yükseliyor: "Ben CHP'li olduğum için değil CHP'ye rağmen hayır diyorum."
Bu sözlerle ortalık bir anda karışırken o telaşla ekliyor: "Aslında ulusalcı Kemalistlere daha da dayanamazsam boykot da ederim."
Sesler yükselince devreye kadınlar giriyor. Önce "hadi yemeğinizi soğutmayın" sonra "ağzımızın tadını kaçırmayın"lar... Ama Uğur Sayım sözünü bitirmeye kararlı:
"Anayasa değişikliği gerçekleşirse bugüne kadar eleştirdiğimiz birçok kötü uygulama yıllarca böyle sürüp gidecek. Yeni bir anayasa talebi unutulacak. Bir nevi vicdan temizliği ile kendimizi kandıracağız."
Fakat Murat Sayımcı'nın da fikrini değiştirmeye niyeti yok; "Evet deyince neden AKP'yi desteklemiş olayım ki? Ben AKP'ye değil demokrasiye evet diyorum. Hem referandumdan evet çıkması ülkeden istikrar demek" diyor.
Anne Melahat Sayımcı, oğlunun sözünü "Hem AKP de öcü değil" diyerek tamamlıyor, çekingen.
Mustafa Sayımcı "Birkaç sene sonra görüşürüz seninle" diye söze başlarken tartışmaya noktayı, babaanne Pakize Sayımcı "İftar sofrasında bu kadar laf olmaz" diyerek koyuyor.
Sofraya geçici bir sessizlik hakim oluyor. Biz sofradan kalkarken babaanne iftar duasına hazırlanıyor, erkeklerin bıraktığı tartışmayı ise masanın diğer ucundaki kadınlar kendi aralarında sürdürüyor, sessizce... (BB)