AB Katılım Sürecinde Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Konferansı, politika geliştirme ve izleme konusunda Avrupa’daki sivil toplum örgütlerinin deneyim aktarımıyla devam etti.
Panelde, ayrımcılığa uğrayan farklı grupların ortak mücadelesiyle dönüşümün sağlanabileceği vurgusu yapıldı.
Yerel LGBTİ mücadelelerine destek
ILGA (Uluslararası Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks Derneği) Avrupa’dan Bjorn van Roozendaal, LGBTİ konusunun Avrupa’da çok popüler bir söylemin parçası haline gelmeye başladığını söyleyerek söze başladı ve LGBTİ hareketinin yaklaşımını topluma açıklamak gerektiğini vurguladı.
Avrupa’da LGBTİ hareketinin doğru stratejiler kurarak güçlendiğini söyleyen Roozendaal, ILGA’nın ulusal ve bölgesel çalışmalar yapan LGBTİ’lere ulaşarak, onların çalışmalarına destek olmaya ve güçlendirmeye çalıştıklarını da anlattı; “LGBT’ler görünür olmuyorlar, bu da daha fazla ayrımcılığa uğramalarına neden oluyor. Dolayısıyla bu insanlara erişmek, varolan durumların daha kötüye gitmesini engellemek isiyoruz” dedi.
Roozendaal, ILGA’nın Avrupa’da birçok ülkede mevzuatlar oluşturulmasına katkı sağladığını söylerken, azınlık grupların ortak mücadelesinin önemine değindi:
“Diyaloglara diğer azınlık gruplarının da bizimle birlikte konuşmasını sağlarsak, onların da bizi dahil etmek için çaba gösterdiğini görebiliriz. İnsan hakları çalışmaları ortak amaçlar üzerinde inşa edilebilir.
“Dünyada yasalar ifade özgürlüğünü kısıtladıkça tüm hak mücadeleleri etkileniyor. Dolayısıyla bu konuda da stratejiler geliştirmemiz, yeni ortaklıklarla birlikte bu küçültülmekte olan alanın genişletilmesi üzerine odaklanalım.”
Romanlara yönelik ihlallerde cezasızlık
Avrupa Roman Hakları Merkezi’nden (ERRC) Sinan Gökçen, Avrupa çapında Romanlara yönelik hak ihlalleriyle ilgili yürüttükleri hukuk ve hak mücadelesini anlattı.
Merkezin önceliğinin Romanlara yönelik ihlallere karşı denetim tepkisi (state response) ve cezasızlık olduğunu belirten Gökçen, AB ülkelerinde 8-10 milyon arasındaki nüfusuyla Romanların en büyük ve en çok ayrımcılığa uğrayan etnik grup olduğunu söyledi.
Dünyanın farklı ülkelerinde gazeteciler, siyasetçiler, yerel yöneticilerin kullandığı Romanlara yönelik ayrımcı ifadelerden örnekler veren Gökçen, çok sayıda stratejik dava takibi yaptıklarını, en çok davanın eğitim ve konut alanında olduğunu, en çok davanın olduğu ülkelerin ise Ukrayna ve İtalya olduğunu anlattı.
500’ün üzerinde açılmış dava olduğunu ancak kararların uygulanmadığını söyleyen Gökçen, “Devletler sadece maddi tazminatları ödüyor ancak kararlarda vurgulanan değişiklikleri hayata geçirmeye yanaşmıyor” dedi.
Gökçen, AB’nin 2011’de Romanlara yönelik ayrımcılığı resmen kabul ettiğini ve tüm üye ülkelerden eylem planı istediğini söylerken, bu konuda eylem planı hazırlamayan tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade etti.
“Siyasi iradenin yokluğu ayrımcılığın sürmesinde en büyük engel. Roman meselesinde yasal düzenlemeler yeterli. Ancak önyargılar çok önemli bir engel. Bunu dönüştürmek sivil toplumun ve Romanların tek başına yapabileceği bir iş değil.
“Devletlerin Romanlara yaklaşımı ise kalkınma ve yoksulluk odaklı, insan hakları ve ayrımcılık boyutunu ıskalıyorlar.”
“AB direktifler veriyor ama AB içinde ihlaller sürüyor”
Avrupa Irkçılıkla Mücadele Ağı’ndan (ENAR) Claire Fernandez ise AB’nin içindeki hak ihlallerine değindi.
ENAR’ın AB ülkelerindeki 120 sivil toplum örgütünü biraraya getiren bir ağ olduğunu dile getiren Fernandez, temel gündemlerinin Avrupa gündemini etkilemeye çalışmak olduğunu söyledi.
“AB insan hakları konusunda diğer ülkelere sürekli ders vermeye çalışıyor ama AB içinde de ihlaller sürüyor. Mevzuat var ama bilgi ve eğitim büyük bir ihtiyaç olarak devam ediyor. Tacizin engellenmesi, ayrımcılığın engellenmesiyle ilgili mevzuatlar her zaman uygulanmıyor.”
Fernandez Avrupa Parlamentosu’ndaki temsil sorununa da değindi ve 751 parlamento üyes arasında sadece iki Roman ve bir siyah olduğunu ifade etti.
Konferans yarın “Türkiye Bağlamında Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik” ve “Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik konusunda Türkiye’de Politika ve Mekanizmalar: STK Perspektifi” oturumları ile atölye çalışmalarıyla devam edecek. (ÇT)