BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ve Avrupa Birliği'nin dış politika temsilcisi Javier Solana'nın imzalarını taşıyan bildiri şöyle diyor:
"İfade özgürlüğünün tamamen arkasındayız. Ancak Müslüman Dünyası'nda hissedilen derin incinmeyi ve yaygın kızgınlığı da anlıyoruz. Basın özgürlüğünün sorumluluk ve sağduyu gerektirdiğine, bütün dinlerin inanç ve ilkelerine saygılı olması gerektiğine inanıyoruz."
Örgütler, karikatürlere şiddet eylemleriyle tepki gösterilmesini, barışçıl protestonun sınırlarının ötesine geçtiğini söyleyerek kınadı:
"Yaşama ve mülkiyete yönelik saldırganlık olsa olsa bir tek İslam'ın barışçıl imgesine zarar verir. Bütün ülkelerdeki bütün yetkilileri, diplomatik alanları ve yabancıları hukuksuz saldırılardan korumaya çağırıyoruz."
UAÖ: İfade özgürlüğünün mutlaklığı yok
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) de, ifade ve düşünce özgürlüğünün bütün toplumların temel taşı olması gerektiğini, ancak ifade özgürlüğünün mutlak olmadığını bildirdi.
"Ayrımcılığa, düşmanlığa veya şiddeti tahrik oluşturan ulusal, ırksal veya dini nefretin savunulması ifade özgürlüğü alanında meşru kabul edilemez. Uluslararası standartlarda, böylesi 'nefret söylemleri'nin yasal olarak yasaklanması gerekir."
Örgüt, bütün yetkilileri, mevcut durumu değerlendirirken bu insan hakları ilkelerini kılavuz edinmeye çağırdı.
UAÖ, bütün medya çalışanlarını da duyarlı ve sorumlu davranarak durumu ağırlaştırmamaya çağırdı.
Örgüt, barışçıl protestoların da ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu, ama şiddet kullanmanın veya şiddetle tehdit etmenin kabul edilemez olduğunu vurguladı ve ekledi:
"Kültür ve din birçok insanın hayatında merkezi bir öneme sahip; ama bunlar insan haklarını ihlal etmenin mazereti olamaz." (TK)