Ortak metinde, yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 tarihinde bu yana 80'den fazla kişiye karşı kullanılan ve gazeteci Hrant Dink'in hedef haline getirilmesinde önemli bir etken olarak görülen "Türklüğü alenen aşağılama" ifadesi yerine önceki Ceza Yasası'ndaki 159. madde metninde kullanılan "tahkir ve tezyif" ifadesini öneriyor.
Bianet'in görüştüğü insan hakları örgütlerinin temsilcileri, Hrant Dink cinayetinden sonra hükümetin "sivil toplum örgütü" (STK) diye sendika ve işveren örgüt temsilcilerine öneri götürmede ısrar ederek, kendilerini bu sürecin dışında bırakmasını eleştirdiler.
"Topu taca atmak", "makyaj", "sorumluluğu transfer..."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Yavuz Önen, "Aşama kaydetmek amacı taşıdığını sanmıyorum. Bu topu taca atmak. Yumurta kapıya dayandığında sivil toplum olarak birkaç örgütün seçilmesini, pek iyi niyetli bir durum olarak görmüyorum" dedi.
Bugüne kadar topladıkları 18 bin imzayı ve öneri metinlerini TBMM Başkanı'na sunmak için Bülent Arınç'tan randevu talep eden İnsan Hakları Ortak Platformu'nun (İHOP) sözcülerinden Feray Salman, maddenin yürürlükten kaldırılmasından başka çare bulunmadığını söyledi.
Barış Girişimi sözcülerinden Oya Baydar da, "Maddenin değiştirilmesi tamamen bir makyaj olarak kalacak ve aynı ortamı yaşamamıza neden olacak. En azından demokratik bir ilke olarak kaldırılmasını istiyoruz" diye konuştu.
TOBB'nin çağrısıyla düzenlenen toplantıya katılmadıklarını belirten Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy ise, "Şahsi düşüncem, hükümet sorumluluğunu sivil toplum kuruluşlarına transfer etmeye çalışıyor" diye konuştu.
Toplantıda "aşağılama" yerine "tahkir ve tezyif" çıktı
Dün TOBB'deki toplantıya İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Türk İş, Hak İş, Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Memur Sen, Televizyon Yayıncıları Derneği, DİSK ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) temsilcileri katıldı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, maddenin tamamen kaldırılmasını savundukları için öneriye ortak olmadı. Daha önceki toplantılarda yer almayan MÜSİAD dünkü toplantıda temsil edildi; TÜSİAD da temsilcisi yurtdışında olduğunu için katılmadı.
Türkiye'nin gündeminden kaldırılmasına ve bu konudaki kaotik ortamın düzelmesine katkıda bulunmak istediklerini söyleyen İKV Yönetim Kurulu Başkanı Davut Ökütçü, bir açıklamayla, 301. maddenin mevcut halinin, karmaşık ve muğlak olduğunu, bu nedenle değişik uygulamacıların, bu maddeden farklı anlamlar çıkardığını savundu.
Madde değişikliği konusunda dokuz örgüt olarak uzlaşmaya varıldıklarını açıklayan Ökütçü, dört bentlik 301. madde metnini iki bende indirgiyor.
NTV'nin haberine göre, tartışma yaratan "Türklüğü alenen aşağılama" ifadesi yerine önceki Ceza Yasası'ndaki 159. madde metninde kullanılan "tahkir ve tezyif" ifadesi öneriliyor.
Uzlaşı metni, (1) Türklük ve diğer devlet kurumlarını "tahkir ve tezyif"e altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Ayrıca, (2) "Eleştiri olarak her türlü düşünce açıklamasının cezalandırılamayacağı"na dair mevcut 301. maddenin 4. bendi korunuyor. Ökütçü, üzerinde uzlaşmaya varılan metni 8 Şubat'ta açıklayacaklarını söyledi.
Gürsoy: Değişiklikler gerilimleri ortadan kaldırmaz
TOBB'nin çağrısıyla İstanbul'da düzenlenen dünkü toplantıya katılmadıklarını söyleyen Gürsoy, toplantı hedefleriyle ilgili düşüncelerini, "Örgütlerin minimal bazı değişiklikler konusunda bir uzlaşma metni oluşturduğu yönünde bilgimiz var" sözleriyle açıkladı.
DİSK'in değişiklikleri tatmin edici bulmayarak toplantıdan ayrıldığını hatırlatan Gürsoy, "Hükümetin bir değiştirme projesi muhtemelen var; ama bunun tatmin edici, gerilimleri ortadan kaldırıcı bir değişiklik olacağını sanmıyorum" dedi.
Esasen 301'in kaldırılmasından yana olduklarını ifade eden Gürsoy, "Ya çok köklü, sorunlara olanak vermeyen ve fikir özgürlüğünü sınırlamayan net ve berrak bir hakaret maddesi haline getirmek ya da maddeyi kaldırmaktan yanayız" dedi.
Hükümetin tavrını eleştiren Gürsoy, "Bugüne kadar STK'lere bir şey danışılmazken şimdi onlara 'bir metin üzerinde anlaşın gelin' denmesini zaten garip karşılıyoruz" diye konuştu.
Önen: Hükümetin STK'lerle ilişkisi ikiyüzlü
Hükümetin 301 ile ilgili çalışmalarını "aşama kaydetmek amacıyla değil topu taca atmak" sözleriyle açıklayan TİHV Başkanı Yavuz Önen de, hükümetin 301. madde gibi somut ve net bir sorun nedeniyle danışmaya ihtiyacı olmadığını ve aynı yanıtı almasına olanak olmadığını ifade etti.
"Zaten çok somut bir soruya aynı yanıtları alamazsınız. İhtiyaç, artık 301 ve benzeri maddelerinin TCK'den tümüyle kaldırılması ve ayıklanması."
Başbakan Erdoğan'a daha önce gönderdikleri bir mektupla, 301'in kaldırılmasını istediklerini aktaran Önen, diğer bir yanlışın da, dünkü ortak girişimin 301 gibi "ifade özgürlüğüne karşı kullanılabilecek 10'un üzerindeki maddeyi" kapsamaması olduğunu açıkladı.
"301 konusunda hükümet samimi değil, bir şey yapmak istemiyor" diyen Önen'e göre, hükümet çağrısı, "çağrılan sivil toplum kuruluşlarını da parçalayan bir oyun gibi".
Hükümetin STK'lerle ilişkilerinin düzenli gitmediğini söyleyen Önen, yasayla kurtulmuş ve çok katılımlı bir oluşum olan İnsan Hakları Danışma Kurulu'nun görev yapmasına izin verilmediğini belirterek, "Şimdi göstermelik, sanki sivil toplumu temsil ediyormuş gibi, bu görevi bu kurumlara veriyor. İkiyüzlülük" dedi.
Salman: Hükümetten randevu almak kolay değil
Hükümetin insan hakları örgütleri dışındaki çevrelerle 301'i görüşmesinden rahatsızlık duyduklarını açıklayan İHOP'tan Feray Salman, maddenin kaldırılması için Ağustos 2006'dan beri hükümetten randevu istediklerini, ancak kasım ayında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le görüşebildiklerini söyledi.
Maddenin kaldırılması için İHOP'un oluşturduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD), İnsan Hakları Derneği (İHD), İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin ortak önerisini Arınç'a iletmek istediklerini kaydetti.
Baydar: Demokrat vekillerden yasa teklifi istiyoruz
Diğer sivil toplum kuruluşlarla 301'in kaldırılması için İHOP ile birlikte kampanya yürüttüklerini ifade eden Oya Baydar, öneri metinlerini TBMM'ye götürmeyi ve demokrat milletvekillerinin yasa teklifi olarak sunmalarını sağlamayı amaçladıklarını söyledi:
"301, artık sembolik bir değer kazanmıştır. Kendilerine gerçekten demokrat diyen, düşünce özgürlüğünün gelişmesini isteyenler, 301'in kaldırılmasını savunmalı. Reel politikada bu nasıl gelişir, onu bilemiyoruz."
İHOP'un teklifi, "toplumsal barışın sağlanması" için
"Yasaksız, Korkusuz, Tehditsiz Konuşalım! İfadeye Özgürlük İnsana Özgürlüktür!" sloganıyla faaliyet gösteren İHOP'nun metninde, 301. maddenin kaldırılmasına gerekçe olarak, "Maddeyle, uygulamada, ifade özgürlüğü açısından kabul edilemez sonuçlar yaratan ve toplumsal barışı tehdit eden olaylara zemin hazırlayan Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi yürürlükten kaldırılarak, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması ve toplumsal barışın sağlanması amaçlanmaktadır" ifadesi yer alıyor.
Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi başlıklı metinde, 1. madde, "Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır" olarak yer alıyor. (EÖ/TK)