Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu'nun (EJF), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği konferans, Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün geldiği aşamanın irdelenmesini sağladı.
“AB Yolundaki Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü: Engeller ve Sorunlar” başlıklı konferans, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), iletişim hukukçuları ve insan hakları savunucularının yanı sıra hakları ihlal edilen habercileri de bir araya getirdi.
Katılanlar arasında EJF Başkanı Arne König ve yetkilisi Pamela Moriniere, TGC Başkanı Orhan Erinç, TGC önceki başkanlardan Nail Güreli ve Ziya Sonay, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) temsilcisi Doğan Tılıç, ÇGD Başkanı Ahmet Abakay, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir gibi meslek kuruluş temsilcileri vardı.
Ayrıca Başbakanlığın akreditasyon yasağını yargıya taşıyan Günlük Evrensel gazetesi diplomasi muhabiri Sultan Özer, 159'dan mahkum olduğu dosyası Yargıtay'a taşınan sansursuz.com yazarı Rahmi Yıldırım, hakaretle yargılanan Yalçın Ergündoğan, etkin haberciliği sıklıkla ödüllendirilen İskenderunlu gazeteci Akın Bodur ve Adıyaman'da yerel makamları eleştirdiği için bir süre tutuklanan gazeteci Hacı Boğatekin de davetliydi.
300 kadar akademisyen, hukukçu, gazeteci ve sendikacının katıldığı ve izlediği konferans, Türk Ceza Kanunu (TGC), Terörle Mücadele Kanunu (TMY), Basın Kanunu ve diğer ilgili mevzuattan kaynaklanan sorunların; Avrupa Birliği normları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ışığında değerlendirilmesini sağladı.
İpekçi dört aylık raporu açıkladı
TGS Başkanı İpekçi, 2009'un dört aylık dönemine ilişkin açıkladığı Basın ihlalleri izleme raporunda, Cumhuriyet savcılıklarının TCK'nın 301. maddesiyle ilgili 719 dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdiklerini, Bakanlığın 96 şüpheli veya sanığı ilgilendiren 73 dosyada soruşturma veya kovuşturma izni verdiğini, altı dergi ve gazete hakkında TMY uyarınca toplatma ve yayın durdurma cezası verildiğini, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın da 1631 İnternet sitesine erişim yasağı getirdiği, RTÜK'ün dört ayda 89 radyo ve televizyona 129 uyarı, 35 medyaya 39 program durdurma cezası, 15'ine 22 kez idari para cezası uygulandığını, 1'ine de 3 gün gelir getirici yayın yasağı getirildiğini açıkladı.
König: Avrupa'da özgürlükler gerileme eğiliminde
Pamela Moriniere'in kolaylaştırıcılığı altında yapılan "AB Normları ve AİHM İçtihatlarıyla Basın ve İfade Özgürlüğü" oturumunda Arne König, "Türkiye'de durum vahim görünse de atılım da yaşadığınızı düşünüyorum. Örgütlü gazeteciler olmalıyız. 301. maddenin gazetecilerin ihtiyacını karşılayacak bir noktaya çekilmeli" dedi.
Avrupa'da Britanya ve Almanya gibi ülkelerde birkaç yıldır bilgi edinme ve şeffaflıkta alınan yolda terörle mücadele adına bir geriye gidiş yaşandığına işaret ederek, İsveç'ten örnek verdi: "İki ay önce yürürlüğe giren bir değişiklikler elektronik haberleşme istihbarat örgütünce okunmasına izin verildi."
Türkel: ATV-Sabah grevinin yaydığı mesajları önemsiyoruz
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri Mustafa Türkel, Sendikalar Yasası'nın İLO standartlarını karşılayacak şekilde değiştirilmesi ve 12 Eylül hukukunda tümden kurtulmanın önemine işaret etti; "İşyeri barajı, işyeri barajı ve işletme barajlarına tümden karşıyız. Çalışma Bakanlığı elindeki yetkileri bağımsız bir kurula vermelidir. 80 gündür süren TGS grevini on yıllarca yıl da sürse destekleyeceğiz. Grevin dış dünyaya yaydığı mesajlar çok önemli" dedi.
Erinç: AİHM içtihatları algılanmıyor
Orhan Erinç, "AİHM içtihatlarının Türkiye'yi yönetenlerce algılanmadığını görüyorum. Bilmiyorlar demek biraz ağır kaçar" şeklinde konuştu; "Basın özgürlüğü"nü düzenleyen Basın Kanunu'nun 3. maddesinde, "kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın" ifadesinin yer almamasını eleştirdi.
Bek: Medyada çoğulculuğu gözardı edildi
Ankara Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mine Gencel Bek de, ifade özgürlüğünün iletişim özgürlüğünün sadece bir parametresi olduğunu vurgulayarak, diğer piyasa düzenleyicileri ve medyada çoğulculuğun gözardı edilmemesine dikkat edilmesi gerektiğine işaret ederek, Avrupa Komisyonu ifade özgürlüğü meselesine daha çok bir ekonomik mesele olarak düzenlerken Avrupa Konseyi'nin bunu kültüre çeşitliliğin bir unsuru olarak ele aldığını ifade etti; "Piyasa başıboş bırakılarak ifade özgürlüğü ihtiyacı kendiliğinden karşılanmıyor" şeklinde konuştu.
Gülfidan: Düşünce sahibi korunmalı
Doğuş Üniversitesi'nden Araştırma görevlisi O. Serkan Gülfidan, 301. maddenin iyileştirilmesi veya evrensel standartlarda uygulanmasının yetersiz olduğunu devletin pozitif bir yükümlülüğü olarak ifade sahibini korumakla mükellef olduğunu belirterek, Hrant Dink'in düşüncelerinden yargılanırken istihbarat açıkları sonucunda öldürülmesini anımsattı.
"Gündem" ve diğer gazetelere yayın durdurma cezası verilmesine değinen Gülfidan, "İfade hürriyeti, ancak şiddet çağrısı içerdiğinde sınırlandırılabilir" dedikten sonra yayınlara "Kürdistan" gibi ifadelerden, yazılar bir bütün olarak değerlendirilmeden cezalar verildiğini, zaman, yer, ifadenin bütünü, mesaj, ifade edenin kimliği, ifadeyi doğuran koşullar gibi pek çok etkenin de gözardı edilmesini eleştirdi.
Tılıç: Serbest piyasa tanrı kelamı"
Gazeteci Doğan Tılıç da, basın ve ifade özgürlüğünün meselesinin medyanın ekonomik yapısından, medya siyaset ilişkilerinden, gazetecinin çalışma koşulları ve sendikal örgütlenmeden bağımsız düşünülemeyeceğine vurgu yaptı; "Serbest piyasa tanrı kelamı ama gazetecilikle ne kadar örtüşüyor, düşünülmeli" Son beş yılda iktidar AKP fikriyatını benimsmiş bir medya yarattı" dedi.. (EÖ)