Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, İdlib'in kuzeyindeki Taftanaz'da Suriye Ordusu tarafından düzenlenen saldırıda 5 askerin hayatını kaybettiğini, 5 askerin de yaralandığını duyurdu.
Açıklamada, "Bölgede tespit edilen hedefler derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş, hedefler tahrip edilmiş ve şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamıştır, bırakılmayacaktır" denildi.
5 asker yaralı
Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“İdlib’de çatışmaları önlemek, hudut güvenliğimizi sağlamak, göçü ve insanlık dramını engellemek maksadıyla bölgeye takviye olarak gönderilen unsurlarımıza, Rejim tarafından 10 Şubat 2020 tarihinde yapılan yoğun topçu atışı neticesinde, 5 kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, 5 silah arkadaşımız yaralanmıştır.
“Bölgede tespit edilen hedefler derhal ateş destek vasıtalarımızla yoğun şekilde ateş altına alınarak gerekli karşılık verilmiş, hedefler tahrip edilmiş ve şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamıştır, bırakılmayacaktır. Gelişmeler yakından takip edilmekte ve gerekli tedbirler alınmaktadır.”
Altun: Misliyle mukabele edildi
Saldırıya ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Misliyle mukabele edildi, şehitlerimizin kanı yerde bırakılmadı” ifadelerini kullandı:
“Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımız çerçevesinde İdlib’de şiddeti ve insani krizi sonlandırmak amacıyla görev yapan kahraman askerlerimize yönelik hain saldırıda şehit olan evlatlarımıza Allah’tan rahmet; yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
“Yaşanan saldırıya misliyle mukabele edilmiş; düşman hedefleri derhal ortadan kaldırılarak, şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamıştır. Bu hain saldırının talimatını veren savaş suçlusu, yalnızca Türkiye’yi değil, uluslararası toplumun tamamını hedef almıştır.”
Sekiz kişi hayatını kaybetmişti
İdlib'de 3 Şubat'ta da Suriye askerlerinin açtığı ateş sonucu biri sivil, yedisi asker, toplam sekiz Türk Silahlı Kuvvetleri personeli hayatını kaybetmişti.
İdlib'de ne oluyor?Suriye hükümetine karşı mücadele yürüten silahlı grupların elinde kalan son büyük yer olan Suriye'nin kuzeybatısında, Türkiye sınırında yer alan İdlib eyaleti, 2011’de hükümet karşıtı protestolarla başlayan ancak birkaç aylık bir süre içerisinde silahlı mücadeleyle iç savaşa dönüşen karışıklıkta en önemli yerlerden birisi. İlk etapta Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) kontrolüne geçen İdlib eyaletinin büyük bir bölümü daha sonra hükümet tarafından geri alındı. 2015’te ise El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi'nin kontrolüne giren İdlib, bu tarihten sonra özellikle cihatçı örgütlerin en güçlü olduğu yerler arasında yer aldı. Suriye ordusunun kontrolünü tamamen kaybetmesi ve ülkenin diğer yerlerindeki çatışmalara odaklanmasıyla birlikte, o tarihten bu yana da eyaletin önemli kısmı cihatçı grupların kontrolü altında bulunuyor. Cihatçı gruplar, bir dönem kendi aralarında da güç mücadelesi nedeniyle çatışmaya girdi. 2019 başından bu yana ise eyaletin önemli bir bölümüne El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) hakimiyet kurdu. Eyaletin sınıra yakın kısımları ise Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu tarafından kontrol ediliyor. Suriye Milli Ordusu'na mensup yüzlerce savaşçının, Suriye ordusuna karşı verilen mücadeleye katılmak üzere HTŞ kontrolündeki güney ve batı bölgelerine kaydırıldığı bildirildi. Türkiye ve Rusya'nın rolüSuriye'deki iç savaşın başından bu yana zıt grupları destekleyen Rusya ve Türkiye arasında 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından yoğunlaşan görüşmeler Suriye açısından da önemli sonuçlar doğurdu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Mayıs 2017'de Soçi'de yaptıkları görüşmede, harita üzerinde Suriye'deki dört noktada çatışmasızlık bölgelerinin kurulmasına karar verildi. Bu bölgelerden birisi de İdlib'di. Diğer bölgeler Dera, Doğu Guta ve Hama, Suriye hükümetinin kontrolü altına geçti. Bu bölgelerden çıkarılan savaşçıların yerleştirildiği İdlib, halen Suriye hükümetinin kontrolü dışında kalan tek çatışmasızlık bölgesi. Türkiye, İdlib'de 12 askeri gözlem noktası oluşturdu. Tarafların çatışmaya girmesini engellemek amacıyla Rusya da buraya askeri noktalar yerleştirdi. Ayrıca, İdlib'in hava sahası da Rus Hava Kuvvetleri tarafından kontrol edilmeye başlandı. Eylül 2018'de İdlib konusundaki diplomatik süreç hızlandı. Suriye ordusunun buraya yönelik bir operasyon başlatmayı planlamasının ardından Putin ile Erdoğan biraraya gelerek, İdlib'de silahlardan arındırılmış bir bölge kurulması konusunda anlaşmaya vardı ve hükümet de planladığı operasyonu erteledi. Anlaşma kapsamında, silahlı örgütler ile Suriye ordusu arasındaki temas hattında 15-20 kilometre genişliğinde silahtan arındırılmış bir bölge kuruldu ve silahlı örgütler ağır silahlarını çekti. 2019'un ikinci yarısında İdlib'deki çatışmalar daha da arttı. Putin, Ağustos ayında Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından İdlib'deki "teröristlerin ortadan kaldırılması için" anlaşma sağladıklarını söyledi. Türkiye ise İdlib'e yönelik şiddetli bir askeri oprasyon düzenlenmesi halinde yeni bir göç akınıyla karşı karşıya kalmaktan edişe ediyor. Birleşmiş Milletler, Aralık sonunda yaptığı bir açıklamada İdlib'deki operasyonlar nedeniyle 250 bin kişinin evinden ayrılmak zorunda kaldığını belirtirken, Erdoğan da 1 milyon sığınmacının Türkiye sınırına doğru ilerlediğini söyledi. 2019 sonlarına doğru Esad hükümeti, İdlib'in kontrolünü geri almak için operasyonlara başladı. Bu operasyonlara Rusya da havadan destek verdi. Son durumEsad hükümeti, özellikle son birkaç hafta içerisinde İdlib'deki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Suriye ordusu, birkaç hafta önce İdlib'in en büyük kentlerinden biri olan Maarat El Numan'ı etrafındaki 30'a yakın yerleşim yerini ele geçirdi. Böylece Türkiye'nin İdlib'deki 12 gözlem noktasından ikisi tamamen Esad'ın kontrolü altındaki bölgede kaldı. Öte yandan Türkiye, İdlib bölgesindeki askeri takviyelerini Cilvegözü sınır kapısından geçirip Sarmada ve İdlib şehri üzerinden ulaştırıyor. (bbcTürkçe'den derlenmiştir) |
(TP)