Genelkurmay'ın istemiyle Adalet Bakanlığı; İdea Politika'nın yayın yönetmeni Erol Özkoray ve yazar Nur Dolay hakkında "Kürt Yarası" başlıklı yazı için de yeni bir hukuki süreç başlattı. Derginin Güz 2001 sayısı için açılan 3. davanın celbi de bekleniyor.
"Sürekli darbe ve Türk usulü totalitarizm" başlıklı yazısı için daha önce açılan dava çerçevesinde, Erol Özkoray'ın 18 yıl hapsi istenmişti.
Böylece, ilk açılan dava ile birlikte İdea Politika yayın yönetmeni Koray için TCK'nın 159/1 maddesi çerçevesinde toplam 30 yıl hapis cezası olasılığı gündeme geldi.
İlk dava nasıl açıldı?
"Ordu ne işe yarar?" kapak konulu İdea Politika'nın güz 2001 sayısı toplatılıp, ardından dergi kapatılmıştı. Dergi buna karşılık açtığı davayı kazanmış ve İDEA Politika yeniden yayınına başlamıştı. Söz konusu sayıda yer alan iki yazı için de yine TCK'nın 159/1 sayılı maddesi uyarınca hukuki süreç başlatılmıştı.
İkinci davanın iddianamesi
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan 2. Davanın iddianamesinde şu görüşlerin Cumhuriyetin ve Askeri Kuvvetlerin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyif ettiği belirtiliyor:
"Türkiye'deki rejimin demokrasi olduğu yalanının ortaya çıkması 50 yılımızı aldı. Totaliter temeli olan yalanlar dezenformasyon sayesinde zamana karşı direnebilir (...). Ülkenin iflasının gerçek nedeni bugüne kadar yaşadığımız 4 askeri darbe, toplumun 60'lı yıllardan beri cendereye alınması, totaliter izler taşıyan siyasi sistem, otoriter yanı gitgide güçlenen yasakçı-buyrukçu devlet yapısı ve rejimin askerlerin velayeti altında olmasıdır (...). Demokrasiye geçilmesini önleyen iki engel var: Ordu ve basın. Tahakkümü asker-sivil bürokratlar-siyasiler-işadamları-tekelci basın oluşturuyor. İflasın sorumlusu bu oligarşik karedir. Burada ise ağırlığı ilk önce ülkenin hamisi rolüne soyunmuş olan ve demokrasi önündeki en büyük engel olarak gördüğümüz orduya vereceğiz. Üst düzey bir bürokrat iki yıl önce bana şöyle demişti. Türkiye'de yolsuzlukların ana kaynağı aslında ordudur (...). TESEV'in araştırmasına göre halkımızın %23'ü orduya güvenmiyor, %33'ü ordunun dürüstlüğüne inanmıyor, %25'I TSK'nın hizmetlerinden memnun değil, %32'sine göre TSK halkın denetimine açık değil ve %29'u da TSK'da rüşvetin çok yaygın olduğuna inanıyor. Ülkedeki oligarşik sistem yüzünden ordunun üzerine gidilemiyor. Demokrasi olmadığı için hesap sorulamıyor. Türkiye'nin demokrasiye geçişindeki en büyük engel ordu olduğu için, demokratikleşme sürecinin daha etkin bir şekilde işlemesi gerekiyor. Demokrasi askeri otoritenin sivil otoriteye emirler, buyruklar dayattığı bir sistem değildir. Ordular demokratik rejimlerin işleyişlerinde aktörlük konumuna da soyunamazlar, demokratik bir rejim kurulurken ordular muhatap bile alınmazlar".
Erol Özkoray ne diyor?
"Söz konusu davalar silsilesi, Avrupa Birliği'nin bir kez daha reddi anlamına geliyor" diyen Erol Özkoray, Türkiye'nin kendini aldattığı kanısında:
* Yasakçı kafayla, fikir ve basın özgürlüğünü hiçe sayan bu tutumuyla Türkiye hiçbir yere varamaz, hiçbir şeye de ulaşamaz. Bu tavırla Türkiye AB içine adım bile atamaz.
* Türkiye fikir ve basın özgürlüğünü ihlal ettiği sürece, Batı hesap sorumaya devam edecek. Ülke demokrasi kriterini yerine getirmediği için söz konusu özgürlüklerde bir iyileşme olmazsa, AB ile tam üyelik görüşmeleri de başlayamayacak.
Avrupa'dan tepkiler
İdea Politika'nın durumu, 13 Kasım 2001 tarihinde yayınlanan AB İlerleme Raporu'nda yer aldı. Türkiye'nin basın özgürlükleri konusundaki tavrı kınandı ve şiddetle eleştirildi. Merkezi Paris'te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Erol Özkoray'ın durumuyla özel olarak ilgilendi. AB, Avrupa Konseyi ve Türk yetkililere yazılar yazıldı ve konu RSF'nin 2002 yılı raporuna girdi.
3-4 Aralık tarihlerinde Ankara'da Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Alvaro Gil-Robles İDEA Politika ve Erol Özkoray hakkında Adalet Bakanı ve İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanına soru yöneltti.
İdea Politika'ya karşı açılan dava Avrupa basınında da yankı buldu. Fransız Libération, İspanyol El Pais, Belçikalı La Quinzaine Européenne ve yine Fransız Le Courrier İnternational İDEA Politika konusuna yer verdiler.(NU)