İlk'ler önemlidir hayatlarımızda. İlk masal, ilk alfabe, ilk aşk, ilk ayrılık vb... İlk'ler içinde ilk kitabın ayrıcalıklı bir yeri olduğundan bile söz edilebilir. Giresun'un kültür sanat yaşamına damgasını vuranlardan Gürsel Ekmekçi'nin "Baklava Desenli Ev" ilk kitap olarak ilk elden özgün bir yerde duruyor.
Ekmekçi ile Bahçe Kafe'de buluşuyoruz. Ve ilk kitabı için ilk röportajını, yıllardır dost olmamızın önceliğiyle bu mekanda yapıyoruz. Öncelikle kitabın ismindeki sırrı merak ediyorum. "Bu çok özel. Anlamını dünyada sadece bir kişi biliyor, açıklayamayacağım." diyerek "sırrını" gizliyor.
Giresun'un komiklikleri
Arkadaşlarının "Apo" lakabıyla tanıdığı Gürsel Ekmekçi, sosyal paylaşım sitesi facebook'taki "Sabahları Apo Ekmekçi İletileri Okuyanlar" adlı hayran sayfasından tanınan biri. Marmara Üniversitesi Ekonomi bölümü ile eş zamanlı olarak Timur Selçuk'un Çağdaş Müzik Merkezi Şan Bölümü'nden mezun Ekmekçi ile kitabı için "Kitap üniversite yıllarıma, arkadaşlar arasındaki mektuplara dayanıyor" diyor.
Kitap yazmaktaki çıkış noktalarından biri Giresun mizahının dünyada "tek!" olduğunu kendine ve okurlara kanıtlamak. Tümü Giresun'dan söz eden öykülerindeki ayrıntılar önemli geliyor bana. Giresun'daki cenaze detaylarını anlatırken "Baklava Desenli Ev"deki seksen yıllık piyanoya getiriyor sözü. Ve kendince Giresun'daki bu evde piyano varken acaba Avrupa'da kaç evde piyano olduğunu soruyor, düşünüyor.
İtfaiye çanından, Giresunlu erkeklerin giydiği meşhur gri renkli hırkaya, Giresun stadında yaşanan komikliklerden, çocukken çubuklarla oynadığı mikado oyunundan yola çıkarak Giresun Belediye Bandosu şefinin elindeki çubuğa götürebiliyor okuru.
Ekmekçi iddialı bir yazar. Türkiye'de ilk kadın tiyatro sanatçısının Giresun'da yaşayan bir Rum kızı olduğunu söylüyor. Kitabın satır aralarında şehrin ün yapmış karakterleriyle de karşılaşıyor okur: Vıyvıy Ali, Köpek Memet, Udi Ahmet ... yerlerini alıyor. Böylece gerçekler mizahi bir tınıyla aktarılıyor.
Ekmekçi, "Sevgili anneannemin Müslümanlığını anlatırken günümüzdeki din bezirganlarına gönderme yapıyorum" cümlesiyle güncel tartışmalara gönderme yapmayı ihmal etmiyor. Yazar bununla da kalmıyor, çocukken oynamak için yola serptikleri hızar tozundan yola çıkarak Giresun ekonomisinin hallerini de sorguluyor.
6 Kasım'da Kitap Fuarı'nda
Yirmi beş öyküden oluşan Başka Yerler Yayıncılık'tan çıkan, 6 Kasım'da İstanbul TÜYAP'ta Sanat Kooperatifi Standı'nda imza günü yapılacak kitaptaki öykülerin bazılarını başlıkları şöyle: Her Ayrıntıya Hazır Adam, Kulübedeki Battaniye, Neyzen Tevfik, Sarı Saçlı Bir Düş (Atatürk'ü anlatan), İhtisas (Üniversite yılları)
Öykülerin satır aralarında Giresun'un gelenek ve göreneklerine özgü özdeyişler benzeri cümleler bezemeyi de ihmal etmeyen yazar, önsözü kendisi yazmış. Önsözdeki, "Sokakbaşı'na ard-arda üç tane ufo inmediği sürece bu dünyada hiçbir sorun çözülmez" cümlesi dikkat çekmekten öte, yazara ve kitaba dair önemli bir ipucu veriyor.
Kitabın arka kapağında ise Giresunlu çizer Derya Sayın'ın yazısı var. Kitabı rahmetli babası Kaya Ekmekçi'ye ithaf eden yazar, ilk kitabı Yeni Mezarlık'ta yatan babasının mezarı başına bırakacak.
Gürsel asıl amacını ise şu cümlelerde özetliyor:
"Facebookta iletilerimi okuyanlar 'Giresun bu kadar güzel ve insanları bu kadar derin mi? Gelip görmek istiyoruz' diye soruyorlar. Umarım bu kitap bu manada daha bir etki yapar da okurlarım gelip Giresun'u görür. Böylece ilimin tanıtılmasına yardımcı olmuş olurum." Ve ekliyor:
"Bir yazarın da beklediği ödül bu olsa gerek."
Kültür merkezi açıyor
O, on parmağında on marifet olanlardan. Ülker, Carrefour gibi şirketlerde yöneticilik yapan, kırk dört yıllık ömrünün yirmi yılını Türkiye'yi gezerek geçiren Gürsel, "İçinde yaşarken fark etmediğiniz pek çok ayrıntıyı dışarıdan bakarken fark ediyorsunuz" diyor.
Temmuz 2011'de, Giresunlu şair büyük dayısının adını vereceği Can Akengin Kültür Merkezi'ni açmaya hazırlanıyor. Kültür merkezinde yirmi iki branşta öğrenci yetiştirmeyi hedefliyor. Giresun türkülerini seslendirmek, şan dersi vermek, Giresunlu yazarlarla birlikte edebiyat dergisi çıkarmak düşleri arasında.
O, Giresun tutkunlarından biri. Hal böyle olunca, Adayla, Gedikkaleyle, Özgürlük Yoluyla, Zeytinlik Mahallesiyle ve Kazancılar Yokuşuyla ilgili de projelerinin hayata geçmesi için yetkililere "sivil baskı!" yapmayı düşünüyor.
Konuya aşka getiriyorum. "Kitapta aşka var mı aşk?" diye soruyorum. "Evet, laf çok yerde eşime geliyor" diye yanıtlıyor. Ben de, içinden Giresun geçen bir kitap da bir aşktır, diye geçiriyorum içimden. (SY/SP)
*Fotoğraf: Saliha Yayla ve Gürsel Ekmekçi.