Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in zorunlu din dersini savunan açıklamalarını değerlendiren Ertuğrul Cenk Gürcan, "Mevcut durum Anayasa'ya uygun olsa bile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı geçerlidir. Çelik'in savları geçersiz. Dersi zorunlu olmaktan çıkarmak zorundalar" dedi.
Çelik, zorunlu din dersini hak ihlali sayan AİHM ve Danıştay kararlarının "eski müfredata dair" olduğunu söylemiş, "Müfredat yenilendiği için bu kararların uygulanma imkanı yok. Yeni müfredatta Alevilik’e yer veriyoruz" demişti. Anayasada din dersinin zorunlu olduğu hükmü yer aldığı sürece, dersin mahkeme kararıyla zorunlu olmaktan çıkarılamayacağını söylemişti.
Çelik yanılıyor ve yanıltıyor
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı'ndan Gürcan, Çelik'in savlarının geçersizliğini şöyle açıklıyor.
Anayasada var olması fark etmez: "Zorunlu din dersinin anayasada var olması durumu değiştirmez. Anayasanın 90. maddesine göre AİHM'nin kararı yasalardan üstün. Dolayısıyla din dersini zorunlu olmaktan çıkarmak zorundalar."
Dini görüşünü açıklamaya zorluyor: "Din dersinin içeriği düzeltilse bile, zorunlu olduğu sürece, AİHM büyük olasılıkla yine ihlal kararı verecektir. Çünkü insanları 'Bu dersi almak istemiyorum' demeye, dini görüşünü açıklamaya zorluyor. Bu hak ihlalidir. Listeden adını sildirmenin, görüşünü açıklamak zorunda kalmanın ardından sınıfın içinde çocuğun karşılaşabileceği baskı gibi sorunlar da var."
"Çözüm içeriği düzeltip dersi seçmeli hale getirmek"
Gürcan çözümün dersin içeriğinin AİHM kararına göre düzeltilmesinde, "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" başlığına uygun hale getirilmesinde, ve dersin seçmeli ders olarak düzenlenmesinde olduğunu düşünüyor.
Başörtüsü için anayasa değiştiren AKP din dersinde anayasa bağlayıcı diyor
Gürcan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin demokrasi ve özgürlüklerle ilgili tavrına da dikkat çekiyor.
"Başörtüsü konusunda 'Gerekirse anayasayı da değiştiririz' diyorlar. Bu doğru. Çünkü özgürlükçü olmaları gerekir. Ama zorunlu din dersi konusunda 'anayasa bağlayıcı' demek AKP'nin demokrasiyle ilgili pragmatist (yararcı) tavrını gösteriyor.
"Hak ve özgürlükler bir bütündür. Başörtüsü için özgürlük derken, 301. maddenin kalkmasını istemek de söz konusu olmalı. İktidar 'Destek gelirse değişiklik yaparız' tavrında olamaz; inisiyatif göstermeliler."
AİHM ne demişti?
AİHM, Alevi olduğunu söyleyerek çocuğunun zorunlu din derslerinden muaf tutulmasını isteyen Hasan Zengin ve kızı Eylem'in davasında Türkiye'yi mahkum etmişti. Mahkeme, derste İslam'a diğer inançlardan daha fazla yer verildiğini, uygulamada çocuklara yalnızca genel bilgi verilmediğini, ibadet şekilleri, kültürel ritüeller, hac gibi konuların işlendiğini, çocukların Kuran'dan sureler ezberlemelerinin beklendiğini saptamıştı.
Ayrıca gayrimüslim .öğrencilerin muaf tutulabilmesinin ayrımcılığın kanıtı olduğunu belirtmiş, bu muafiyet için inançlarını açıklamak zorunda bırakılmalarının da hak ihlali olduğuna işaret etmişti." (TK)