* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA)
Gazeteci Fehim Taştekin, 28 Aralık 2022'de Rusya'nın başkenti Moskova'da Türkiye, Suriye ve Rusya arasında yapılan üçlü görüşmeleri Mezopotamya Ajansı'ndan (MA) Tolga Güney'e değerlendirdi.
Üçlü görüşmelerde tarafların yaklaşımlarının doğrudan Kürtlerle ilgili olduğunu söyleyen Fehim Taştekin, Beşar Esad'ın "Kürtlerle ortaklığının Suriye'nin hem toprak hem siyasi hem de askeri bütünlüğü açısından son derece mantıklı bir yol olduğunu" dile getirdi:
"ABD bölgede olduğu sürece bu bölgeleri askeri olarak elde tutmak Suriye açısından çok zor. O yüzden Kürtlerle ortaklık Suriye'nin hem toprak hem siyasi hem de askeri bütünlüğü açısından son derece mantıklı bir yol.
"Eğer Suriye Demokratik Güçleri, Suriye ordusuna katılırsa ya da yarı özerk bir statü sağlanırsa Suriye ordusunun askeri kapasitesinin yükselmesi anlamına gelir."
Suriye'nin yaklaşımının Türkiye ile aynı olmadığını kaydeden Taştekin, Türkiye'nin Kürtleri "terör örgütü" olarak gördüğünü, Suriye'nin ise "onlar benim vatandaşım" yaklaşımında olduğunu söyledi.
Taştekin, Türkiye tarafının söylemlerine atıfla, "Kürtler konusundaki ısrarın Şam'da karşılık bulmadığını" da dile getirdi.
Taştekin'in değerlendirmelerinden öne çıkanlar şöyle:
Erdoğan'ın formülünün ne kadarı karşılık bulur?
"Türkiye bu normalleşme sürecinde bir sürü beklentisi var.
"Ancak yürüttüğü askeri operasyonları son dönemlerde Kürtlerin bulunduğu alanlara yöneltecek şekilde bir siyaset izledi.
"30 kilometre derinliğinde bir 'Güvenli Bölge' oluşturma ısrarını normalleşme sürecine girdiğinde de korumaya devam ediyor.
"Şimdi Suriye ile anlaşırsa bu hedefini başka bir mekanizmayla kurmak istiyor. Bunun amacı fiili özerk yapının çökertilmesi ve PYD/YPG'nin bu alandaki varlığının sonlandırılması. Bu formülün ne kadarının karşılık bulacağını bilmiyoruz.
"İçerideki Kürt düğümü" ve Suriye siyaseti
"Rusya'nın da mesela Kürtleri karşı cepheye alan bir yaklaşımdan zararlı çıkılacağı ve ABD'nin işine yarayacağı düşüncesi var. O yüzden onlar da Türkiye ile aynı yerden bakmıyor. Ama bu bile Kürtlerin büyük bir ölçüde kazanımlarını koruyabileceği anlamına gelmiyor.
"Yani şu anki yapıyı olduğu gibi geleceğe aktarmak mevcut koşullarda çok zor. Ne ölçüde özerklik korunabilir bu Türkiye'nin baskı gücüne bağlı. Türkiye bu süreçte farklı bir yaklaşım sergiler mi? Ona bağlı.
"Erdoğan'ın kafasında ne var tam bilmiyoruz. Seçimler öncesinde Kürtlerle ilgili bir yumuşama gösterebilir mi? İçerideki Kürt düğümü, Suriye siyasetinin de istikametini belirliyor. O yüzden seçim sürecinde de başka değişiklikler olur mu diye bakmak lazım.
Suriye'nin yanıt aradığı sorular
"Diğer mesele yeniden inşa sürecinde Türkiye'nin kapılarını açıp açmayacağı Suriye için önemli. Bu normalleşmeyi ABD istemiyor.
"Ama Suriye devleti açısından Türkiye'nin böylesi bir kapı açması pek çok şeyi değiştirebilir. Suriye şu an için ekonomik olarak çok zor durumda. Petrol sıkıntısı çok büyük. Suriye'yi zorlayan bütün bu koşullar normalleşme ile değişebilir.
"Ancak Suriye'nin 'Kürtler mi Türkiye mi?' çelişkisinde kalacağını bilmiyoruz. Şu an da Suriye'deki tartışmalara baktığımızda; temelde sorgulanan bir kaç şey var. Erdoğan gerçekten sözünde durur mu? Türk askeri varlığı biter mi? Silahlı gruplara destek kesilir mi? Ekonomik olarak Suriye'yi rahatlatacak kanal açılır mı? Bu soruların yanıtını arıyorlar. Bunların yanıtını buldukları takdirde bir anlaşma sağlayabilirler."
Söyleşinin tamamı için tıklayın
(SD)