Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA/C) adına suç işlemekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Burhanettin Yalçın’ın başvurusuyla ilgili kararı bugün Resmi Gazete’de yayınlandı.
Yalçın, ceza almasına neden olan öldürme olayıyla ilgili görgü tanıklarının kendisini teşhis etmemesi, gözaltında işkence ve kötü muameleyle polislerin yazdığı ifadenin imzalatılması ve işkenceyle ilgili raporlara rağmen mahkemenin hiçbir işlem yapmaması gerekçeleriyle AYM’ye başvurmuştu.
Şikayetinde, “avukat istemediğine dair tutanağın zorla ve hileyle ile imzalatıldığını” belirtmişti.
Gözaltında tutanağı imzaladı
Burhanettin Yalçın, 3 Mayıs 2004’te emekli Binbaşı İhsan Güven ve eşi Sibel Güven'in evlerinde ölü bulunmaları üzerine başlatılan, İBDA/C örgütüyle bağlantılı soruşturma kapsamında 15 Mayıs’ta gözaltına alındı.
Gözaltına alındığında 20 yaşındaydı.
Gözaltında yanında avukatı alınmadan verdiği ifadede, kendisine isnat edilen suçları kabul ettiğini belirten bir tutanak imzaladı.
“Polis kendi yazıp imzalattırdı”
Dört gün sonra çıkarıldığı İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) verdiği ifadede, polis tarafından hazırlanan ifade tutanaklarını baskı altında imzalamaya mecbur bırakıldığını, direnemediğini belirterek polis tarafından alınan ifadesini reddetti.
Gözaltındayken işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığını söyledi ve “görevlilerin kendilerince bir şeyler yazıp imzalattıklarını, avukat istediği hâlde istemediğine dair tutanak imzalatıldığını” anlattı. Aynı gün tutuklandı.
Mahkeme: Mahkemeye başvurun
18 Ekim 2004’teki duruşmada da mahkemeye gözaltı sonrası aldığı doktor raporlarını sunmasına rağmen, mahkeme işkence iddialarıyla ilgili işlem yapmadı ve sanıklara “bu konuda ilgili mercilere müracaat etmekte serbest olduklarını” söyledi.
Savcılığa yaptıkları işkence şikayetiyle ilgili ise Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi.
Yemek fişinden tutanak
28 Şubat 2005 tarihli duruşmada dinlenen tanıklar S.A. ve İ.K. da “şüphelilere gözaltı sırasında kötü muamelede bulunulduğunu, bir şüpheliye avukat istemediğine dair yemek fişine tanzim edilmiş bir tutanak imzalatıldığını gördüklerini” anlattılar.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Ocak 2012’de davayla ilgili kararını açıkladı, Yalçın’ın da aralarında olduğu beş sanığın “İBDA/C örgütü adına öldürme eylemini gerçekleştirdikleri” gerekçesiyle 765 sayılı (mülga) Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 146. maddesinin birinci fıkrası gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine hükmetti.
Görgü tanığına rağmen
Karar Yargıtay 9. Ceza Dairesince onanınca Yalçın 3 Nisan 2013’te Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuru gerekçesinde, “Gözaltı sürecinde uykusuz bırakıldığını; tehdit, yanıltma ve kötü muamele uygulandığını, avukat istemediğine dair tutanağın zorla ve hileyle ile imzalatıldığını; polisin kendi kurgusunu ifade tutanağı gibi sunduğunu, bunun kendisine işkence ve tehditle ezberletildiğini” ifade etti.
Ayrıca, “görgü tanığının, gördüğü zanlının kendisi olmadığını belirtmesine rağmen buna ilişkin tutanak tutulmadığını” da ekledi.
Adil yargılama hakkının ihlali
Anayasa Mahkemesi bugün Resmi Gazete’de yayınlanan 8 Eylül tarihli kararında, oybirliğiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddialarının kabul edilebilir olduğuna ve “Gözaltında avukat yardımından yararlanamaması nedeniyle Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine” karar verdi.
Mahkeme, “İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere karar örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine” hükmetti. (AS)