Hürriyet gazetesine dün gece bir grubun saldırıya uğramasına gazeteci örgütleri tepki gösterdi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Basın Konseyi yazılı basın açıklaması yaparken , DİSK Basın İş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Twitter hesaplarından saldırıyı kınadı.
Cumhuriyet Halk Partisi Medya Komisyonu üyesi de olan gazeteci kökenli İstanbul vekili Eren Erdem de saldırıyla ilgili yazılı açıklama yaptı.
TGF: Saldırı organize
TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca imzasıyla yapılan açıklamada "Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırıyı kınıyoruz" dendi.
"Anlaşılıyor ki bu saldırı organizedir ve belli merkezlerden planlı olarak yapılmıştır. Basın özgürlüğü açısından bir anlamda pranga altında olan medya, aynı zamanda tehdit altındadır da. Bu saldırı, kendisi gibi düşünmeyenlerin basına karşı körükledikleri kin ve nefretin hangi boyutlara varabileceğini açıkça göstermiştir.
“Hürriyet'e yapılan saldırı bu anlamda korkunçtur ve herkesin aklını başına alması için de büyük bir uyarıdır. Hangi nedenle olursa olsun zorbalık kabul edilemez. TGF olarak Hürriyet'teki meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu belirtiyor, saldırganların yakalanıp cezalandırılmasını talep ediyoruz."
TGC: Cezasızlık son bulmalı
TGC de siyasilerin gazeteleri ve gazetecileri hedef göstermesinin basın özgürlüğünü tehdit ettiğini ifade etti.
“Gazetecileri ve gazeteleri korumak devletin bir başka deyimle iktidarın sorumluluğudur. Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek de mümkün değildir.
“Cumhurbaşkanı'nın ve geçici iktidarın her türlü sorunun kaynağını gazetecilerde araması toplumsal barışın bozulması için tehlikeli bir yol açmıştır. Kısa zamanda bu yoldan dönülmesini bekliyoruz. Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırıyı kınıyoruz. Hürriyet Gazetesi'ne ve çalışanlarına 'geçmiş olsun' diyoruz.
“Medya kuruluşlarına ve gazetecilere yönelik saldırıyı yapanlara karşı bugüne kadar sürdürülen 'cezasızlık' tavrının bu son olayda artık uygulanmayacağını umuyoruz.”
TGS: Hürriyet’e saldırı vandallıktır
TGS uzun süredir hükümetin basına yönelik baskı uyguladığını, muhalif yayın yapan gazeteler ve gazeteciler hedef gösterildiğini hatırlattığı açıklamasında “Hürriyet’e yapılan saldırı vandallıktır” dedi.
“Başbakan ve Cumhurbaşkanı istemedikleri haberi yapan gazetecileri işten attırıyor, tehdit ediyor, hedef gösteriyor.
“Bunun en son örneğini dün gece Dağlıca'da yaşanan çatışma sonrasında ATV'de açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sergiledi. Erdoğan'ın canlı yayında eleştirdiği Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Hürriyet'e 200 kişilik bir grup saldırıda bulundu. AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim Boynukalın'ın organize ettiği anlaşılan eylem taşlı ve sopalı saldırıya dönüştü. Camların kırıldığı, Hürriyet bayrağının yakıldığı saldırıya polisin zamanında ve yeterince müdahale etmediği görülmüştür.
“Şiddetin tırmandığı, Suriye'deki savaşın Türkiye'ye taşındığı bir ortamda gazetecilerin siyasiler tarafından sürekli hedef gösterilmesi endişe vericidir. Hürriyet'e yapılan bu saldırı, siyasilerin söylemlerinin toplumdaki ayrışmayı tehlikeli bir şiddete dönüştürdüğünü göstermektedir.
“Gazetecilik meslek örgütleri olarak siyasileri basına yönelik kışkırtıcı söylemlerden vazgeçmeye, bu saldırıyı gerçekleştirenler hakkında kanun hükümlerini uygulamaya davet ediyoruz. Unutulmamalı ki gazetecilerin görevini yapamadığı bir ortamda sağlıklı bir kamuoyu oluşamaz ve bu toplumsal barışın bozulmasına yol açarak vahim sonuçlar doğurur.”
Hürriyet'e saldırı basının sadece sansür ve yargı yoluyla değil fiili saldırılarla da susturulumak istendiğini gösterdi. Susmayacagız
— DİSK Basın-İş (@Disk_Basin_is) September 7, 2015
Basın Konseyi: Demokrasilerde basına saldırının yeri yok
Basın Konseyi de "saldırıyı kabul etmenin mümkün olmadığını" belirterek faillerin bir an önce yakalanmasını istedi.
"Eleştiri hakkı ifade özgürlüğünün vazgeçilmez bir unsurudur ve herkesin eleştirmeye hakkı vardır. Fakat bu hakkın küfür ve hakaret etme özgürlüğünü içermediği gibi, hele fiili kuvvete başvurma olanağını tanımadığı açıktır. Bu bakımdan, ancak suç işlenmeden, her türlü eleştiri hakkının kutsal olduğuna inanıyoruz.
"Ne var ki, devletin en ücra köşelerinde bile önüne geçilmesi gereken yıkıcı eylemlerin bir örneği, dün gece İstanbul kent merkezindeki en büyük medya organının ana binasına gerçekleştirilmiştir.
"Bu noktada, basın özgürlüğünü güvence altına almakla yükümlü olan devletin, Anayasamız ve tarafı olduğumuz uluslararası insan hakları antlaşmaları uyarınca, bu tür saldırıları önlemek ve bunu başaramadığı takdirde, ivedilikle sonlandırmak konusunda sorumlu olduğunu hatırlatırız.
"Bu tür saldırıları provoke eden veya destekleyen kişilerin de ifade özgürlüğünün sınırlarını aştığını ve devletin haklarında gerekli hukuki yolları işletmekle sorumlu olduğunu duyururuz.
"Hürriyet Gazetesi'nin merkez binasına yapılan saldırı karşısında herkes durup düşünmelidir. Halkın haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğünün yerine getirilmesi için çalışan medyaya bu tür saldırıların demokrasilerde asla yeri yoktur."
Siyasilerin kışkırtıcı söylemlerden arınarak, halka sağduyu çağrısı yapmalarını istiyoruz.
Faillerin bir an önce yakalanmasını, benzeri saldırıların yaşanmaması için gerekli tüm tedbirlerin alınmasını ve zor günlerden geçen ülkemizde sağduyunun egemen olmasını; barışın, huzurun gelmesini bekliyoruz.
@Hurriyet gazetesine yapılan çirkin saldırıyı şiddetle kınıyoruz.Basın hürdür ve sansür edilemez...
— İGC (@igcizmir) September 6, 2015
Erdem: Bir kişi bile gözaltına alınmadı
Saldırı üzerine yazılı açıklama yapan Erdem ““Emniyet birimlerinin herhangi bir koruması olmasaydı, çok vahim sonuçlarla karşılaşılabilirdi” dediği açıklamasında saldırganlardan kimsenin gözaltına alınmadığına dikkat çekti.
“Saray iktidarı tüm baskı aygıtıyla her muhalif sesi bastırmaya çalışmaktadır. Medyaya yönelik bu linç girişimini lanetliyor, tüm demokrasi güçlerini bağımsız demokrasinin teminatı olan medyaya sahip çıkmaya çağırıyorum.”
Ne olmuştu?
TIKLAYIN - Hürriyet'e Dağlıca Saldırısı
Hürriyet gazetesi Twitter hesabı üzerinden Cumhurbaşkanı'nın "400 vekil verilseydi bu olaylar yaşanmazdı" sözlerini paylaşmış, Erdoğan, yayın sırasında haberlere tepki göstermişti.
Dağlıca baskının ardından sokağa çıkan protestoculardan bir grup bunun üzerine Hürriyet binasına yürümüş, Hürriyet çalışanlarının aktarımına göre “Recep Tayyip Erdoğan” sloganlarıyla binaya giren grup binanın camlarını kırmış, girişte reklam servisinde bulunan bilgisayarları dağıtmıştı.
Saldırının ardından açıklama yapan Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin “Hürriyet Gazetesi, Türkiye'nin en etkili gazetesi. Bağımsız gazeteciliğin sembolü olan bir gazete. Herhangi bir gazetenin saldırıya uğraması kınanmalıdır ama bu kimliğe sahip bir gazeteye saldırılması Türk demokrasi tarihine kara bir sayfa olarak geçecektir” demişti. (EA)