Irak'ın istikrarsızlaştırılması durumunda Türkiye'yi nasıl büyük tehlikelerin beklediğinden tutun da, Irak halkının kucaklarını açıp Müslüman Türk askerini beklemesine kadar bir dizi "kaynağı belli" haberler kaplıyor sayfaları. Her gün bir askeri ya da sivil yetkilinin "sıcak mesajları" yer alıyor gazetelerin sayfalarında.
Hal böyle olunca, gazetelerde "barış" kelimesini aramak biraz saflık olabilir. Ancak hal böyle olsa da, "1 Eylül Dünya Barış Günü"nde ben kendi adıma - saf olarak algılanma tehlikesini de göze alarak- gazetelerde "barış" kelimesini arama hakkını kendimde gördüm. Aradım ancak bulamadım, ya da gerçek anlamının dışında kullanılmış halini buldum. - Buradan da saf olduğum sonucunu değil, medyanın askerden, hükümetten önce savaşın içine girdiği sonucunu çıkardım-
Barış lisansı
İstanbul Çağlayan'da yapılan "Barış mitingi"ne de sayfalarında yer vermeyen Hürriyet gazetesinde tek yerde "barış" kelimesi geçiyor. O da bir reklam: Lisans Barışı. Yani vergi barışı gibi bir şey. Ayrıntıya girmeden yazayım: "Yazılım lisanslarınızı tamamlamanız için son fırsat"
Başka da "barış" kelimesi yok Hürriyet'te. (Bu arada Hürriyet'e Pentagon bülteni diyenlere bir kez daha hak verdim.
Neyse ki ressamın adı Barış
Akşam gazetesi de, hemen hemen Hürriyet gibi. İki yerde barış kelimesi geçiyor: Birincisi, haftanın Ajandası sayfasında "Barışa Semah Dönenler Konseri". İkincisi ise adı Barış olan bir ressamın sergisi: Barış Sarıbaş'ın Çocukluğum Nerede adlı resim sergisi.
Sabah gazetesi, barış mitinginin haberine yer vererek, günü kurtarırken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetine artık helal getirmeyen Yeni Şafak gazetesi de unuttu barışı. (BB)