ÇGD Genel başkanı Ahmet Abakay, "Hükümet sözcüsünün bu talimatı, demokrasilerde görülmeyen bir dikta anlayışıdır, açık ve ilkel bir sansür eylemidir" derken TGS Yönetim Kurulu, ayrı bir açıklamayla yasak kararını, "Hükümet, bu talebini işlerliğe koymakla, basın özgürlüğünü ve halkın haber alma hakkını ihlal ediyor" sözleriyle kınadı.
ÇGD: Dikta anlayışı ve açık sansür eylemi
Bu tutumun iktidarın önleyemediği, çaresiz duruma düştüğü terör olayları karşısında demokrasi dışı yollara yöneldiğinin göstergesi olduğunu açıklayan ÇGD başkanı Abakay, "AKP iktidarı medyayı hükümetin emrinde görmek istiyor" dedi.
RTÜK'ün hükümetin bu talimatını reddedip derhal geri göndermesini isteyen Abakay, "Ancak RTÜK bunu yapacak bağımsızsızlığa sahip değil. Çünkü, RTÜK üyelerinin çoğunluğu, yasaları gereği AKP'nin seçtiği, iktidardan yana taraf olan kişilerdir" diye belirtti.
Abakay, demokrasiye aykırı bulduğu hükümet talimatının yerine getirilmesi durumunda, Başbakan dahil hiçbir iktidar yetkilisinin "halkın moral değerlerini, psikolojisini bozan, terör olayları karşısında, aciz ve çaresiz duruma düşerek, halkı ümitsizliğe sevk eden" açıklamasına da ekranlarda yer verilmemesi gerektiğini söyledi.
TGS: Zafiyet sansürle telafi ediliyor
Hükümet talebinin sansür anlamında olduğunu açıklayan TGS de, "Terörle mücadele konusunda yönetsel bir zafiyet söz konusu ise bunun sansür yoluyla telafi edilmesi girişimini yanlış buluyoruz" diye bildirdi.
"Şehit haberlerini eğlence programlarının arasında yayımlıyorlar" şeklinde eleştiri alan radyo ve televizyon kuruluşlarının, hükümetin bu kararıyla, kamuoyu baskısıyla siyasi iktidarın baskısı arasında tercihsiz bırakıldığını, bu yaklaşımın yayın özgürlüğünü engelleyeceğini belirtti.
TGS, yayınların çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilemeyecek, toplumda infial ve nefret duyguları uyandırmayan ve şiddeti övmeyen bir yayıncılık anlayışının benimsenmesini ve basın meslek ilkelerine uygun bir habercilik yapılmasını istedi. (EÖ/NZ)