Ancak Adalet Bakanı Cemil Çiçek, "Bazı sivil toplum örgütlerinin '301 aynen kalsın' talepleri var. Daha önce de 236 sivil toplum kuruluşunun metnin aynen kalması yönünde talebi olmuştu" diyerek basın meslek örgütleri ve insan hakları kuruluşların değil sürekli bir kısım iş çevrelerinin mesajlarını hatırlatma gereği hissediyor.
Başbakan Erdoğan'ın partisine 301. maddenin gündemden düşürülmesine dönük çağrısı madde kapsamında değişikliğe gidileceği beklentilerini artırdı.
Gül: 301 değişikliğinde hükümette kuvvetli bir inanç var
Geçtiğimiz günlerde 301 değişikliğine bu maddeden zarar gören Hrant Dink öldürülmeden önce karar verdiklerini savunan Dışişleri Bakanı Gül, Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ziyaret sırasında kendisine 301. madde ile ilgili telkinlerde bulunulduğu yönündeki haberlere tepki gösterdi.
Bu konunun Türkiye'nin kendi meselesi olduğuna dikkat çeken Gül, ABD'liler ile Avrupalıların müdahalesinin, yapılacakları aksatabileceğini belirtti: "Hükümette de değişiklik yapılması gerektiği yönünde kuvvetli bir inanç var".
Uygulamadaki bazı yanlışlıkların sıkıntı yarattığına işaret eden Dışişleri Bakanı, sivil toplum örgütleri ile birlikte bu konudaki çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
Avustralya Dışişleri Bakanı Alexander Downer ile yaptığı ortak basın toplantısında gündeme gelen 301. maddeyle ilgili Bakan Gül, "Mahkeme kararlarında tam nihai neticeler ortaya çıkmadı, ama gördüğümüz kadarıyla uygulamada bazı yanlışlıklar da oluyor doğrusu. Bizim istemediğimiz istikamette bazı savcılar dosyalar açıyorlar, bunlar sıkıntı yaratıyor ve Türkiye hakkında çok yanlış imaj oluşturuyor dışarıda" dedi.
"Türkiye'nin dışarıdaki imajı sarsılıyor" diyen Bakan Gül, "Türkiye aleyhinde istismarlar oluyor. Değişiklik yapılmalı. Hükümetimiz de değişiklikten yana" dedi.
Dışarıda Türkiye'de ağzını açanın hapse konulduğu, Türkiye'de yüzlerce gazeteci ve düşünürün hapiste olduğu, önemli yazarların düşüncelerini ifade edemedikleri ve Türkiye'de hükümetin beğenmediği fikirlerin ifade edilemediğinin zannedildiğini kaydeden Gül, "Bunların hepsi yanlıştır. Türkiye'de bugün düşüncesini ifade ettiğinden dolayı insanlar hapse konulmuyor. Bugün Türkiye'de insanlar istediği fikri açıkça söyleyebiliyorlar. Unutmayın ki ceza yasasının tamamını değiştirdik" ifadesini kullandı.
Lagendijk: 301'den dava açılan tehdit altında
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Hrant Dink suikastıyla ilgili gelişmeleri izlemekle görevlendirilen AP-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eş-Başkanı Joost Lagendijk, AP Başkanı Hansgert Pöttering'e sunduğu bilgi notunda, Dink cinayetinin Türkiye'de ifade özgürlüğünü ve Ermeni sorununu gündeme taşıdığını söyledi.
Lagendijk, bu madde nedeniyle suçlanan veya mahkum olan tüm gazeteci, yazar ve siyasilerin tehdit altında olduğunu ifade etti.
Çiçek'in gözü bir tek anti-reformcuları görüyor
301. madde ile ilgili olarak sivil toplum örgütleri tarafından ortaya çıkarılan metinlerle ilgili bir soru üzerine ise Çiçek, "Bazı sivil toplum örgütlerinin '301 aynen kalsın' talepleri var. Daha önce de 236 sivil toplum kuruluşunun metnin aynen kalması yönünde talebi olmuştu" dedi.
Başbakan Erdoğan başkanlığında İstanbul'da işçi sendikaları ve işveren örgütleriyle yapılan toplantı kapsamında bir değişiklik metninin kendisine gelmediğini bildiren Çiçek, "Metin Başbakana da henüz verilmemiş. Basına intikal edilen şekliyle konuyu biliyoruz. Gerekçeleriyle beraber resmen bize iletilmesi söz konusu değil" dedi.
Bakan Çiçek'in adını anmadığı girişimler arasında 301'in tamamen TCK'dan kaldırılmasını isteyen İnsan Hakları Orak Platformu (İHOP) ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Türk Ceza Hukuku Derneği'yle (TCHD) birlikte oluşturduğu komisyonun maddedeki "Türklüğü" terimi yerine "Türk milleti" ifadesinin getirilmesini isteyen ortak önerisi var.
"Türklük" yerine "Türk milleti" ifadesi
TGC Burhan Felek Salonu'nda önceki gün (12 Şubat) bir basın toplantısı düzenleyen TGC Başkanı Orhan Erinç ve diğer temsilcileri, maddedeki "Türklük" kavramından sadece "İslamiyeti benimsemiş Türkler" anlaşıldığını, Hıristiyanlık ve Brahmanlık gibi başka dinleri kabul eden Türklerin de bulunduğunu bildirdi.
301 ile ilgili tartışmaların geldiği noktayı "hukuka politikanın etkisi"yle açıklayan Erinç, TCHD ile birlikte hazırladıkları 301 önerisinin, 23 Kasım 2006'da başta Başbakan Erdoğan olmak üzere CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e iletildiğini söyledi.
Erinç: 301'le ilgili sorunun asıl sahibi gazeteciler
TGC Hukuk Danışmanı avukat Fikret İlkiz, TGC Başkan Yardımcısı Zafer Atay, Genel Sekreteri Turgay Olcayto, Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Ayhan'ın da katıldığı toplantıda Erinç, öneri metninin 17 Ocak 2007'de Adalet Bakanlığı'nın eline geçtiğine ilişkin Bakanlık Kanunlar Genel Müdürlüğü'nden Hakim Daire Başkanı Zekeriya Yılmaz imzalı bildirim de aldıklarını açıkladı.
Erinç, "Bir başka çelişkiyi de vurgulamak istiyorum: 301'le ilgili sorunun asıl sahibi gazeteciler, yazarlar ama sivil toplum örgütleri diye adlandırılan çalışmalara ne yazık ki TGC davet edilmiyor" dedi.
TGC ve TCHD'nin ortak 301 teklifi
TGC ve TCHD'nin 301 ile ilgili ortak önerisinde 301. maddenin başlığı "Türk Milletine ve anayasal organlara hakaret" olarak düzenlendi. Madde metni ise şu şekilde:
1) Türk Milletine, Cumhuriyete, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Hükümete, Devletin yargı organlarına yahut askeri veya emniyet kuvvetlerine, bunların saygınlığını tehlikeye düşürecek şekilde alenen hakaret eden kişi altı aydan iki seneye kadar hapis veya 180 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.
2) Birinci fıkrada sayılan organlara veya kurumlara hakaret kastı bulunmaksızın, eleştirmek amacıyla veya bilim ve sanat özgürlüğü sınırları içinde yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
3) Birinci fıkrada belirtilen suçun: a) Türk Milletine veya Cumhuriyete yönelik işlenmesi halinde soruşturma re'sen, b) Belirtilen diğer organ veya kurumlara karşı işlenmesi halinde soruşturma ancak bu organ veya kurumların verecekleri izin ile yapılır.''
Yürürlükteki 301. madde nasıl?
1) Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3) Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
4) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. (EÖ/TK)