Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) genişletilmiş başkanlar kurulu toplantısı ardından byaptığı açıklamada "Emek örgütlerinin aralarındaki sorunları bir tarafa bırakmalarını ve derhal toplumsal uzlaşmaya dayalı bir anayasa hazırlama sürecine aktif olarak katılmalarını talep etmekteyiz" dedi.
Sendika başkanı Mustafa Öztaşkın, referandumda anayasa değişikliklerinin kabul edilmesinin ardından uyum yasalarını çıkarmaya yönelen hükümeti emek örgütlerinin taleplerini göz önüne almaya çağırdı.
"Hükümet, eğer uyum yasalarında sendikaların endişelerini gözeten bir tutum almaz ve gerek toplu sözleşmelerde gerek yetki tespit prosedürlerinde "işyerinde referandum" benzeri hızlı, kolay ve adil çözümleri uygulamaya sokmaz ise, sendikal özgürlüklerle değil, sendikal rekabeti içeren bir kaosla karşılaşmamız mümkündür."
Öztaşkın yaptığı yazılı açıklamada yeni anayasa çalışmalarının da başlamasını istedi. "Özgürlüklerin pekiştirildiği havasının yaratıldığı bugünkü siyasi atmosferde hazırlanacak yeni bir anayasa, çalışma hakkını, iş güvencesini, parasız sağlık, eğitim hakkını, barajsız örgütlenme ve siyaset yapma gibi temel hakları güvence altına alacaktır."
Çalışma hayatıyla ilgili de bir dizi saptamada bulunan Öztaşkın, özetle şunları vurguladı:
* İşsizlik sigortası fonu, işsiz kalan işçilerindir ve başka amaçla kullanılamaz. Fonun yönetiminin bütünüyle işçilere verilmesi talebinde ısrarcıyız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesindeki yoksulluktan faydalanıp bölgesel asgari ücreti kabul ettirme gayretleri kabul edilemez.
* Sendikalar 12 Eylül darbe döneminden beri işyerinde ve işkolunda olmak üzere çifte baraj sorunu ile karşı karşıya. İşkolu barajı tespit yönteminde, 2011 yılından itibaren SGK kayıtları kullanılacak. Baraj tespit yönteminin daha sağlıklı ve güncel verilere dayanarak yapılmasından yanayız. Ancak, sendikalar, toplu iş sözleşmesi, grev ve lokavt kanunu değişmeden, işyerindeki barajlar ortadan kaldırılmadan, sınırsız bir örgütlenme özgürlüğü olmadan yeni istatistikleri açıklamak pek çok sendikanın baraj altında kalmasına ve toplu sözleşme yapma yetkisinin düşmesine sebep olacaktır.
* Referandumdan rahatlayarak çıkan AKP'nin özelleştirmelere hız vereceği öngörüsünde bulunmuştuk. Bunun ilk örneğine TPAO'nun yüzde 49'luk hissesinin halka arz edileceği niyetiyle karşılaştık. TPAO'nun özelleştirilmesi değil, aksine, BOTAŞ ile birleştirilmesi ve ilk kuruluşundaki entegre yapısına yeniden kavuşturulması gerekmektedir.
* 2011'de , TPAO, BOTAŞ, MKEK, ETİ MADEN, TMO ALKOLOİD işyerlerinde kamu toplu iş sözleşmeleri yenilenecektir. Sendikamız, genel taleplerinin yanında her işyerimize özgü sorunların çözümünü hedefleyen stratejisini bu kez de uygulayacaktır. Konfederasyonumuz Türk-İş de, 2011 Haziran ayında yapılacak genel seçimleri gözetmeli, kamu toplu iş sözleşme politikasını bu duruma göre belirlemeli, geçmiş dönem ücret, sosyal hak kayıplarını gidermeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyi hedeflemelidir. (EÜ)