"Herkes AKP'nin matbaadaki anayasa taslağını beklerken, sosyal güvenlikten istihdama birçok alanda yasa paketleri açıklanıyor ama kimse bunların anayasayla bağlantısını kurmuyor. Anayasada toplumsal hayatı etkileyecek kapsamlı değişikliklerin prensiplerini tartışacakken, hükümet böylece her türlü tartışmanın ve müdahale olanağının önünü kapatıyor."
Anayasa Kadın Platformu'ndan avukat Hülya Gülbahar, hükümetin sosyal haklar alanında açıkladığı reformlarla anayasa tartışmasının da önünü kapadığını söyledi.
"Temel prensipler ilgili tüm toplumsal kesimler üzerinde tartışıp belirlemeden reform yapmak anayasanın ruhunu hiç anlamamak demek. Buradan şeffaf, katılımcı, çoğulcu bir anayasa çıkması mümkün değil."
AKP taslağı matbaada
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 22 Temmuz seçimleri sonrasında başlattığı yeni anayasa tartışmaları Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlığındaki akademisyenlerin parti için hazırladığı taslağın açıklanmasıyla yoğunlaştı.
Taslakta, 10. maddeden kadın-erkek eşitliğinin çıkarılmasının yanı sıra kadınların hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için talep ettiği geçici özel önlemlerle ilgili hiçbir düzenleme yer almıyordu. Bunun üzerine Anayasa Kadın Platformu'nu oluşturan kadın örgütleri taleplerini detaylı bir biçimde açıkladı.
Diğer toplumsal kesimler, parti ve gruplardan da anayasa oluşturma süreciyle ilgili eleştiriler gelirken, AKP taslağın değerlendirileceğini ve daha sonra kamuoyuna açıklanacağını söyledi. Özellikle Kürt sorunuyla ilgili gelişmeler nedeniyle anayasa tartışmaları gündemden düşerken hükümet bir dizi alanda reform çalışmalarını gündeme taşıdı.
Bir örnek: SSGSS kadınların aleyhine
"Kadınların en önemli taleplerinden bir tanesi gerçek, fiili eşitlik ve sonuçlarda eşitlik sağlanıncaya kadar kadınlarla erkekler arasındaki eşitsizlik uçurumunu kapatmak için kadınlar lehine geçici özel önlemler alınmasıydı."
Gülbahar, gündemde olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) kanun taslağından bir örnek verdi:
"Bu konuda kadınlar lehine en küçük bir düzenleme görmediğimiz gibi, emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayısının erkeklerle eşitlenerek, kadınların hayatları boyunca hem evde hem işte çalışmak zorunda kalmasına yol açılıyor."
Kadınlara kısa emeklilik, az prim günü
Gülbahar, ev işleri, çocuk, hasta, yaşlı bakım işleri tamamen kadınların üzerine bırakıldığı için kadınların çalışma yaşamında uzun süreli ve kesintisiz olarak çalışamadığını hatırlattı.
"Ev işleri ve bakım hizmetlerinin erkekler, yerel yönetimler, özel ve kamuda işverenler tarafından paylaşıldığı bir toplumsal yapı oluşturuluncaya kadar kadınlara bir geçici özel önlem uygulaması olarak daha kısa emeklilik süresi ve daha az gün prim ödeme koşulu getirilmesi gerekirdi."
Kadın örgütlerinin taleplerini belirlemek üzere çalıştığını söyleyen Gülbahar şöyle dedi:
"Kadınlar evde otursun, hükümetin tek derdi bu." (EÜ/TK)