Türkiye Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz, Barış Grupları'nın Türkiye'ye gelişiyle ilgili sürecin, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümünde muhatap olduğunu kesin olarak gösterdiğini söylüyor: "Başka bir aktörün bu rolü oynayabilmesinin olanağı yok!"
Tahmaz'a göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümeti, Avrupa, Kandil ve Irak'taki Mahmur mülteci kampındaki Kürtlerin gelip toplumsal yaşama katılmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmalı.
Tahmaz, geçtiğimiz aylarda Kandil'de PKK liderleriyle de görüşmüş ve izlenimlerini Birgün gazetesinde kaleme almıştı. Tahmaz, bu süreçte hem Kürt siyaseti hareketinin hem de hükümetin toplumu sürece katmaya dikkat eden bir dil kullanması gerektiğini vurguluyor. Barış Meclisi üyesinin bazı saptama ve değerlendirmeleri şöyle:
Öcalan muhatap
Bir yanda PKK çatışmaların yükseleceğini ifade ettiği, diğer yanda AKP'nin DTP'ye sırtını dönmeye başladığını hissettirdiği dönemde, Öcalan'ın çağrısından hemen sonra Barış Grupları'nın gelmesi, Öcalan'ın muhatap olduğunu açıkça gösteriyor. Başbakan konuşmasında, bu süreci Öcalan'a bağlamak doğru değil, diyor; ama yanılıyor. Öcalan bu sürece doğrudan dahildir. Şimdi inisiyatif Öcalan'da ve AKP'de. Ana aktörler bunlar.
Teslim olun demekle olmaz
AKP şunu görmeli. PKK, Kürt hareketi çözüm konusunda daha istekli görünüyor. Çözümün önünü açmalı. Ama bu "Gelin, teslim olun" demekle olmaz. Gelebilmelerinin zeminlerini yaratmak gerek. Adına af demeden, Avrupa'daki, Mahmur'dakilerine ve Kandil'deki silahlı güçlerin toplumsal yaşama katılımının önünü açacak bir düzenleme gerekiyor.
Bütünlüklü proje
İki gündür esen havaya bakarsanız, "PKK sorunu"nun çözüleceği varsayılıyor. Ama yanlış. Daha kapsamlı bir adım olmadan, Bütünlüklü bir projeyi işler hale getirmeden olmayacak. PKK liderlerinden Cemil Bayık'ın açıklamaları da bunu gösteriyor.
Titiz ve dikkatli dil
Bundan sonrasında, karşılıklı titiz ve dikkatli davranışlarla bu süreç gelişebilir. Herkes biliyor ki, bir yenişememe durumu var. Silahla, bastırmayla Kürt hareketinin kökünü kazıyabilmenin mümkün olmadığı ortada. Diğer yanda, silahlı mücadeleyle, çatışarak sonuç almanın mümkün olmadığını da PKK görmüş durumda. Şimdi, sadece kendi kamuoyunu tatmin etmek üzere değil, toplumu bu sürece katmaya dikkate alan bir yaklaşım, dil gerekiyor. Sorun, toplumu rencide etmeden çözülmek zorunda. Yüksek beklentiler doğru değil. Barış Grupları için "Teslim oldular" demek de doğru değil. Öcalan'ın çağrısı olmasaydı, bu gerçekleşmezdi. Sonuçta kendi rızalarıyla geldiler. (TK)