"Hükümet Muhbirlik ve Muhabirlik Arasındaki Farkı Anlamalı"

Gözaltındaki Özgür Gündem Gazetesi Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarlarından Aslı Erdoğan’a destek açıklamasına imza verenler arasında Everest yayınları editörü ve şair Mehmed Said Aydın’da bulunuyor.

Aydın ile 149 yazarın imzasıyla yayınlanan dayanışma metninin açıklanması sonrası konuştuk.

Aydın, Aslı Erdoğan’ın Everest yayınları'ndan editörü olduğunu ve ne ile yargılandığını henüz öğrenemediklerini, serbest bırakılmasını beklediklerini iletti.

TIKLAYIN - YAZARLARDAN GÖZALTINDAKİ ASLI ERDOĞAN'A DESTEK

“Derin bir saçmalık”

Gazetecilere yönelik baskıları ve yazar Aslı Erdoğan'ın evine baskın yapılarak gözaltına alınmasını değerlendiren Mehmed Said Aydın şöyle konuştu: 

 “Yazarı, şairi, gazeteciyi ve muhtelif sanatla uğraşan muhalif olan insanları sürmek, cezaevine atmak, mümkünse öldürmek Türkiye Cumhuriyeti’nin tekrar etmekten hoşlandığı bir mesele. Bugünlerde görüldüğü gibi hainler mezarlığı gibi tuhaflıkların içine atmaya çalışmak.

“Sabahattin Ali’nin halen katilinin kim olduğunu belli değil. Halen bir mezarı yok. Nazım Hikmet’in hesapta bu hükümet tarafından iadeyi itibar olarak tekrar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınması gibi bir dolu mesele var.

“Gazete kapatmaları, yakın zamanda da Kürt basının ama temelde de genelde bütün muhalif basının susturulmaya çalışıldığını biliyoruz. Cezaevinde hala onlarca gazeteci var. Zamanında Taraf Gazetesi’nin ‘Gazetecilikten alınmadılar’ demesinden sonra Taraf Gazetesi’nin kapatılmasıyla bir tür poetik adalet olarak görüyorum. Ve onların da yanında olmak gerektiğine inanıyorum.

“Gazetecilik öğrencilerine geçmiş olsun, Allah kurtarsın denmesi gereken bir dönemdeyiz. Şu an da olanlarında çok büyük derin bir saçmalık olduğunu düşünüyorum.

“Umut her zaman vardır”

“Çok yakın zamanda Diyarbakır’da On Gözlü Köprüdeki patlamanın ardından, tesadüfen orada bulanan ve haber yapmaya giden dört muhalif gazeteciyi gözaltına aldılar. Üç gün yoğun hakarete maruz kaldılar ve hatta işbirliği, muhbirlik önerdiler.

“Bu hükümetin sanıyorum muhbirlik ve muhabirlik arasındaki farkı anlaması gerekiyor. Muhbir, birine kötülük etmeye çalışandır. Muhabir olayı anlatmaya çalışandır. Biz muhabirlerden haberleri almaya devam etmek istiyoruz ama durumun kendisinin çok iç açıcı olmadığı ortada. Ama umut her zaman vardır. Edip Cansever; ‘Umudu dürt umutsuzluğu yatıştır’ der.  Umut her zaman vardır öyle umalım bizde.” (HY/BK)