"Demokratik rejimlerde mevcut veya olası 'güvenlik' sorunlarının çözüm yolları, demokratik sistemin kendisini yok sayan ulusal ve uluslararası hukuk kriterlerine uygun olmayan mekanizmalar ve belgelerle oluşturulamaz."
İHD İstanbul Şubesi de, yarın (2 Kasım) MGSB'nin içeriğinin açıklanmasını isteyen mektubu, Başbakan Erdoğan'a göndereceklerini açıkladı.
Avrupa Birliği (AB) hazırlık süreci uzmanı Cengiz Aktar ile Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Üskül, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) 24 Ekim'deki toplantısında onayladığı MGSB'nin anayasa açısından meşruiyetini, AB sürecine olası etkilerini ve darbelere dayanak oluştura gelen TSK iç hizmet kanunun 35. maddesini bianet'e değerlendirdiler.
Resmi tanım: MGSB Bakanları Kurulu belgesidir
Milli Güvenlik Genel Sekreterliği resmi web sitesinde yer alan sıkça sorulan sorular bölümünde MGSB şöyle tanımlanıyor:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin milli menfaatleri ve milli hedefleri, milli hedeflere ulaşılması için takip edilecek iç ve dış güvenlik ile savunma siyasetlerine ilişkin esasları kapsayan bir Bakanlar Kurulu dokümanıdır."
Web sitesinde "MGSB, 'Devletin Gizli Anayasası' veya 'Derin Anayasa' mıdır?" sorusunun yanıtı da şöyle:
"Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan MGSB'nin, diğer Bakanlar Kurulu kararları gibi normlar hiyerarşisine uygun bir doküman olması da tartışma götürmez bir gerçekliktir. Bu nedenle, MGSB'ye anayasa benzeri bir üstünlük ve değişmezlik atfedilmesi şeklinde basında yer alan değerlendirmelerin hukuki temeli bulunmamaktadır."
Aktar: İçeriği uygulanırsa AB'nin gündemine gelir
Son yasa değişikliğiyle MGK'nin artık diğer AB ülkelerinde olduğu gibi bir danışma kurulu haline geldiğini ifade eden Aktar, "Önemli olan MGK'nin aldığı karaların nereye kadar yaptırımı var. Dolayısıyla burada belirleyici olan uygulama olacak. MGK teklifini getirecek, tavsiyesini verecek, tavsiye ne dereceye kadar uygulanacak belirleyici olan budur" diyor.
NATO üyesi her ülkede Milli Güvenlik Kurulu gibi kuruluşlar ve MGSB'ye benzer belgeler bulunduğunu belirten Aktar, kararları tavsiye niteliğindeki bir kurumun söylediklerinin AB tarafından dikkate alınmayacağını ancak kamuoyuna sızan belgenin içindekiler uygulanırsa o zaman AB'nin gündemine gelebileceğini düşünüyor.
Üskül: Genel politikaların açıklanmasında sakınca yok
Zafer Üskül, "Demokratik bir sistemde milli güvenlikle ilgili çok teknik, gizli kalması gereken konuların dışında, genel politikaların açıklanmasında bir sakınca olmasa gerek" diyor.
MGK'de siyasetçi ve askerin birlikte görüştüğü ve hükümete önerdiği MGSB'nin bir tür danışma faaliyeti olarak değerlendirildiğinde hukuka aykırı sayılamayabileceğini ifade eden Üskül'e göre MGSB'nin hazırlanıp uygulamaya konulmasının sorumlusu hükümet.
"MGK kararı sadece bir öneridir.Bu belgenin resmi bir politika haline gelmesi hükümetin bunu kabul etmesi, onaylamasıyla mümkün olur. Elbette o andan itibaren de sorumlu hükümet olacaktır."
"Darbelerin dayanağı 35. madde anayasaya tamamen aykırı"
Eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in kaldırılmasını istemesi üzerine kamuoyunda tartışılan TSK iç hizmet kanununun 35. maddesini de değerlendiren Üskül, "Daha önceki dönemlerde darbelerin dayanağı olarak gösterilen 35. madde, anayasaya tamamen aykırıdır" dedi.
Hiçbir yasanın demokratik rejimin zor kullanılarak ortadan kaldırılmasına izin veremeyeceğini belirten Üskül, "35. madde 27 mayıs öncesinde yönetmelikteydi sonra yasaya konuldu.27 Mayıs'ta da, 12 Mart'ta da 12 Eyül'de de buna dayanılmıştır. Darbelerin meşruiyeti böylece sağlanmak istenmiştir demokratik sistemlerde bu kabul edilemez" dedi.
Üskül: Sayın Demirel, ne oldu da, 35. maddeyi tartışmaya başladı?
Silahlı kuvvetlerin görevinin ülkeyi dışarıya karşı savunmak olduğunu ifade eden Üskül, şöyle devam etti:
"Ülke içinde asayiş soruları demokratik sistemin yıkılmasına yönelik bile olsa asayiş sorunlarının çözümü için başka görevli kurumlar vardır. Doğal olarak demokratik rejimi savunması gereken halkın bizatihi kendisidir. Halkın seçtiği temsilcilerdir. Bağımsız yargıdır. Kısacısı tüm kurumların kendi görev alanlarıyla ilgili sorumlulukları vardır.
"Ama Sayın Demirel'e de sormak gerekir; kendisi hep ülkeyi 40 yıl yönettiğini söyler; mecliste tek başına çoğunluğu elde ettiği dönemler de olmuştur. Yasanın bu hükmünü bu süre içinde kaldırılmasını neden sağlamamıştır? Şimdi ne olmuştur da 35. maddeyi tartışma konusu haline getiriyor."
İHD ve ÇHD: "MGSB'yle temel hak ve özgürlükler tehlikede"
İHD ve ÇHD İzmir Şubeleri dün yaptıkları ortak açıklamada, "25 yıla yakındır 'kara kitap' niteliğindeki darbe ürünü bir anayasa ile kısıtlanan insan hak ve özgürlüklerimiz, bugünde Terörle Mücadele Yasa Tasarıları ile Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile kısıtlanmak, yok edilmek istenmektedir" dediler.
"Geçmiş deneyimlerin gösterdiği gibi böylesi demokrasi dışı arayışlar güvenlik sorunlarını çözmeyeceği gibi, "derin devlet" diye tabir edilen hukuk dışı mekanizmalar yaratmaktan başka bir işleve sahip olmamışlardır" dedi.
MGSB'nin temel hak ve özgürlükler açısında riskler taşıdığına dikkat çeken İHD ve ÇHD, bu tür gizli güvenlik belgeleri ile öngörülen güvenlik stratejilerinin "özgürlük-güvenlik" ikileminin alanı hedeflenerek ve güvenlik öncelikli olarak hazırlandığını savundu.
"MGSB'nin yeni versiyonunda da yer bulan " iç güvenlik tehditlerine karşı ordunun kullanılması, gerekli görüldüğü zamanlarda tehditlerin ortadan kaldırılması için idareyi ele alması " ile ilgili bölüm demokratik hukuk rejimine hukuk dışı müdahalelere uygun zemin yaratmanın açık örneğidir" diyen hak savunucuları şöyle devam etti:
"MGSB'de yer aldığı belirtilen bu düzenleme, açık ve örtülü darbelerin habercisidir. Kaynağını ve yetkisini demokratik süreçlerden ve toplumdan almamış bir kuruma iç güvenlik gerekçesiyle idareyi ele almaya dek varan yetkiler tanınması anayasal temel hak ve özgürlükler açısından kabul edilemez niteliktedir."
Kim sızdırdı tartışması
24 Ekim'de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda Milli Güvenlik Siyaset Belgesi onaylanarak tavsiye kararlarının Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine karar verilmişti.
MGSB ile ilgili olarak basında yer alan haberlerde , ordunun görevleri arasında ülkenin iç düzeninin korunması olduğu da yer almıştı. Aşırı sağın tehditler arasından çıkarıldığı, buna karşın aşırı sol, bölücü terör ve irticanın tehditler arasındaki yerini koruduğu kaydedilmişti. Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının "casus belli"-savaş nedeni- sayılacağının da metinde yer aldığı, buna karşın asimetrik tehdidin de öncelikli olarak ilgilenilmesi gereken bir gelişme olduğu vurgulanmıştı.
MGSB'nin basına sızması ve sızan bilgiler tartışmalara neden oldu.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, istihbarat birimlerine emir vererek, MGSB'yle ilgili bilgileri sızdıranları ve yöntemlerini tespit etmelerini istemişti.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da, Gül'ün MGSB'yi basına sızdıranların bulunması için MİT'e talimat vermesiyle ilgili olarak, "Ben bu konuda yorum yapmak istemiyorum. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi gizlidir. Pazartesi günü MGK yapıldıktan sonra ilk nerede yer aldığına dikkat edin" demişti. Ancak Hürriyet genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök Büyükanıt'ın "Yeni Şafak" gazetesini ima etmesine karşın haberin her zaman olduğu gibi ilk önce Hürriyet'te yayınladığını açıkladı .
Resmi MGSB rehberi
Milli Güvenlik Genel Sekreterliği resmi sitesinde yer alan sıkça sorular bölümünde MGSB ile ilgili sorular ve cevaplar şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenlik siyasetinin yazılı olduğu bir belge var mıdır? İçeriği nasıldır? Nasıl hazırlanır?
Türkiye Cumhuriyeti'nin milli güvenlik siyaseti Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'nde yer almaktadır. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi; Türkiye Cumhuriyeti'nin milli menfaatleri ve milli hedefleri, milli hedeflere ulaşılması için takip edilecek iç ve dış güvenlik ile savunma siyasetlerine ilişkin esasları kapsayan bir Bakanlar Kurulu dokümanıdır.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak hazırlanır ve taslak olarak Milli Güvenlik Kurulu'na sunulur. Milli Güvenlik Kurulu tarafından uygun görüldüğü onay için Bakanlar Kurulu'na gönderilir. Bakanlar Kurulu onayladığı takdirde taslak belge "Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi" ismini alır ve yürürlüğe girer. Milli Güvenlik Siyaseti Belgesinin uygulanmasından Bakanlar Kurulu sorumludur.
4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi' ni incelemek veya Belgenin içeriği hakkında bilgi edinmek mümkün müdür?
Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, GİZLİ gizlilik derecesine sahip olduğundan Belge' nin incelenmesi veya içeriği hakkında bilgi edinilmesi 4982 sayılı Kanun' un 16 ncı maddesi gereği mümkün olmamaktadır.
Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi basında iddia edildiği gibi "Devletin Gizli Anayasası" veya "Derin Anayasa" mıdır?
(1) Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, Anayasa' nın 118 nci maddesine göre hükümetler tarafından belirlenen, Türkiye Cumhuriyeti' nin, bekası ve güvenliği ile Türk Milleti' nin refahına ilişkin izlenecek milli güvenlik siyasetinin esaslarını içeren en üst düzeydeki bir çerçeve dokümanıdır. Dolayısıyla, Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, bir Bakanlar Kurulu dokümanıdır.
(2) Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve mevcut yasalara uygun olarak hazırlandığından iddia edildiği gibi devletin ikinci bir anayasası olması veya mevcut Anayasa' ya aykırı olması düşünülemez.
Diğer taraftan, Anayasa normlar hiyerarşisinin en üstündedir ve kanunlar anayasaya, tüzük ve yönetmelikler de kanuna aykırı olamaz. Bakanlar Kurulu kararları, yönetmelik düzeyinde bir idari işlem olarak kabul edilmektedir. O halde, MGK' nın Bakanlar Kurulu' na tavsiyesi sonucu Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan MGSB' nin, diğer Bakanlar Kurulu kararları gibi normlar hiyerarşisine uygun bir doküman olması da tartışma götürmez bir gerçekliktir.
Bu nedenle, MGSB' ye anayasa benzeri bir üstünlük ve değişmezlik atfedilmesi şeklinde basında yer alan değerlendirmelerin hukuki temeli bulunmamaktadır.
Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi niçin GİZLİ gizlilik derecelidir? Diğer ülkelerde de güvenliğe ilişkin belgeler GİZLİ gizlilik dereceli midir?
Türkiye Cumhuriyeti' nin bekası ve güvenliği ile milletin refahına yönelik tehditlere karşı izlenecek siyasetin açık olmasının, gerek iç gerekse dış kamuoyunda yaratacağı sakıncalar nedeniyle Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi' nin GİZLİ gizlilik dereceli olması gereklidir.
Diğer ülkelerde de (ABD hariç) güvenliğe ilişkin siyaset ve strateji belgeleri GİZLİ gizlilik dereceli olup benzeri nedenlerle kamuoyuna açıklanmamaktadır.
Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi' nin güncelleştirmesi için belirlenmiş bir süre var mıdır? Belge' nin güncelleştirilmesi ihtiyacı kimin tarafından tespit edilir?
Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi' nin güncelleştirilmesi için belirlenmiş bir süre yoktur. Milli Güvenlik Kurulu tarafından ulusal, bölgesel ve küresel güvenlik ortamındaki değişiklikler ile milli güvenlik siyasetinin uygulama sonuçları çerçevesinde Türkiye' nin milli güvenlik ihtiyaçları değerlendirilerek Belge' nin güncelleştirilmesine ihtiyaç olduğu hükümete tavsiye edilmektedir. (KÖ/TK)