Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Tayfun Görgün, hükümetten kendilerine sendika yasasıyla ilgili yeni bir metin gelmediğini, bianet'e açıkladı.
Görgün "Yeni bir gayretleri yok, ama 'elimizden geleni yapıyoruz' görüntüsü vermeye çalışıyorlar" diyor.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) dün Çalışma Bakanlığı'na gönderdiği yazıyla, hükümetin ısrar ettiği eski tasarı metninin reform niteliğinde olmadığını belirterek "Bakanlığınızca yürütülecek çalışmalara katkı sağlamayacağız" dedi.
Teknik heyet dün toplandı
İşçi, işveren ve emek örgütleri temsilcilerinin katıldığını "Üçlü Danışma Kurulu"nun teknik heyet toplantısı dün (13 Nisan) düzenlendi. Ayrıca Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Meclis'te grubu bulunan MHP, CHP ve DTP'nin temsilcileriyle görüşüp tasarı için destek istedi. MHP'den Mehmet Şandır ve CHP'den Kemal Kılıçdaroğlu, memurlar için de toplu sözleşmeli ve grevli sendika hakkı gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu ve DTP'den Fatma Kurtulan hükümetin önerilerini inceleyeceklerini bildirdi.
Çelik, 1 Mayıs'ın resmi tatil olmasıyla ilgili yasa değişikliğini ve sendikal haklarla ilgili değişikliği birlikte yapmak istediklerini söyledi; "Bu hafta olmazsa önümüzdeki hafta ele alınabilir" diye konuştu.
"Tasarı dedikleri, eski tasarı"
Görgün'e göre hükümet Avrupa Birliği (AB) görüşmelerindeki 19. faslın açılabilmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) Türkiye'yi ele alacağı hazirandaki görüşmeleri için zaman kazanmaya çalışıyor. Sendikal alanda reform, AB'nin "Sosyal Şart ve İstihdam" faslının açılması için önkoşul.
Görgün, basında yeni bir yasa tasarısıymış gibi sunulan metnin aslında hükümetin birkaç yıldır ısrar ettiği, sendikaların da eleştirdiği metin olduğunu söylüyor:
"Geçen yıl haziranda DİSK, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, TİSK ve hükümetin bir araya geldiği, sonradan 'Bursa Mutabakatı' diye anılan toplantıda da bu metin görüşülmüş ve tasarı haline getirilmişti. Hâlâ Meclis'te bekliyor. Üstelik bu metne CHP, DTP ve MHP de onay vermişti. Şimdi üzerinde bazı rötuşlar yapıldığını anlıyoruz; bunu da ağırlıkla basından öğreniyoruz."
Ancak, 2821 ve 2822 sayısı yasaları değiştiren bu tasarı, olumlu yenilikler de içerse, reform niteliğinde değil DİSK'e göre.
Toplu sözleşme için ülke çapında yüzde 10 üyelik barajının, sendika üyeliğinde noter şartının, işkolu sayısının düşürülmesini olumlu bulan Görgün, "Ama bütün grev yasakları, toplu sözleşme bürokrasisi, bir sendikadan diğerine geçişte noter şartı, sendika üzerindeki devlet denetimi baskısı sürüyor" diyor.
En önemli fark da, DİSK'in uluslararası normlar uyarınca istediği, herkesin sendika hakkının tanınması. DİSK bünyesinde emeklilerin kurduğu Emekli-Sen ve öğrencilerin kurduğu Genç-Sen hemen kapatma davalarıyla karşılaşmıştı. Görgün, "Bu konuda değişiklik yok" diyor.
"ILO normlarına uydursunlar"
Aslında, hükümetin zorlanmaması gerektiğini düşünen Görgün, çözümü söylüyor: "En alt sınır, ILO normlarıdır. Yasaları ILO normlarına uydurun, öyle getirin diyoruz." Ancak buna temelde işveren örgütlerinin ve Sanayi Bakanlığı'nın karşı çıktığını da ekliyor.
TÜRK-İŞ'in taslağını hükümet dikkate almadı
TÜRK-İŞ de bakanlığa gönderdiği yazısında, hükümetin taslağının ILO ve AB normlarına uymadığını vurguladı; 2 Nisan'da gönderdiği "Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı" metninin dikkate alınmamasını da eleştirdi.
TÜRK-İŞ'in bu yılın başında hükümete gönderdiği eleştirilerden bazıları şöyleydi:
Sendikalaşmaya kısıt: Sadece işkolu düzeyinde sendikalaşmaya izin veriliyor. İşyeri ve meslek esasına dayalı sendikalaşma yasaklanıyor. Sendikalaşma serbestisi sınırlanıyor.
Toplu sözleşmeye konfederasyon şartı: Sendikaların toplu sözleşme yapma hakları, konfederasyona üyelik koşuluna bağlanarak engelleniyor.
Toplu sözleşmeye sınır: İşyeri ve işletme düzeyinde toplu sözleşme yapma hakkına getirilen barajlar yüzünden bu hakkın kullanımını olanaksız hale getiriliyor. Yetkili sendikanın belirlenme görev ve yetkisinin Bakanlığa verilmesi suretiyle sendikalar üzerinde idari vesayet kuruluyor.
Grev prosedürü zor: Grev hakkının kullanımını zorlaştıran prosedür sadeleştirilmiyor. (TK)