Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kurulacak olan koalisyon hükümetiyle ilgili “Dört partinin liderini önümüzdeki hafta ayrı ayrı davet edebilirim. (…) Siyasi ahlakım gereği hükümeti kurma görevini en çok oy alan siyasi partinin liderine veririm” sözlerini eski AKP milletvekili, 23. dönem Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı, Anayasa Profesörü Zafer Üskül’le konuştuk.
Cumhurbaşkanı’nın bu aşamada siyasi parti liderleriyle görüşmesinin Anayasa’ya aykırı olmadığını dile getiren Üskül, ancak Erdoğan’ın hükümeti kurmak üzere ilk olarak Ahmet Davutoğlu’nu başbakan olarak atayacağını söyledikten sonra bu görüşmenin anlamsız olacağı görüşünü savunuyor.
Üskül, Cumhurbaşkanı'nın hükümeti kurma görevini de milletvekilleri yemin ettikten sonra verebileceği bilgisini ekliyor.
“Cumhurbaşkanı kimin güvenoyu alabileceğine bakmalı”
Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçildiğini ama Anayasa'da rejimle, hükümet sistemiyle ilgili herhangi bir değişiklik yapılmadığını ifade eden Prof. Üskül, dolayısıyla parlamenter sistemin hala geçerli olduğunu ve parlamenter sistemlerde hükümet nasıl kurulur, ona bakmamız gerektiğini belirtiyor:
“Eğer bir siyasi parti tek başına çoğunluğu elde edememişse koalisyon hükümeti veya azınlık hükümeti kurulacak demektir. Bu durumda cumhurbaşkanının başbakan atarken bakması gereken şudur: Kimi başbakan olarak atarsam onun kuracağı hükümet Meclis'ten güvenoyu alabilir?
“En çok oy alan partinin liderine görev vermek zorunluluğu yok”
“Bu sorunun cevabını aramak zorunda. Bu kişi ille de en çok oy almış siyasi partinin genel başkanı olmayabilir.
“Daha az oy almış bir siyasi partinin genel başkanı da öbür siyasi partilerle önceden uzlaşmışsa, o güvenoyu alacağı için onu hükümeti kurmak üzere başbakan olarak atayabilir.
“Dolayısıyla burada koalisyon hükümetinin kurulması aşamasında önemli olan hangi başbakan adayının kuracağı hükümetin güvenoyu alabileceğidir.
“Anayasal engel yok ama…”
“Cumhurbaşkanı siyasi partilerin genel başkanlarıyla tek tek konuşarak hangi partiler kendi aralarında koalisyon kurabilirler sorusunun cevabını bulmak isteyebilir.
“Bu sorunun cevabını bulabilirse o zaman onların önereceği kişiyi başbakan olarak atamayı düşünebilir. Bunda bizim anayasamıza aykırı bir durum yok.
“Ancak kendisi ‘En çok oy alan partinin genel başkanına hükümeti kurma görevini vereceğim’ dediği için diğer liderlerle görüşmesine gerek yok.
“Muhalefetteki siyasi parti liderleri cumhurbaşkanına ‘Siz zaten en çok oy alan siyasi partinin liderine bu görevi vereceğinizi belirttiniz; dolayısıyla sizinle bu aşamada görüşmemizin bir anlamı yok’ diyebilirler.
“Birlikte de görüşülebilir”
“Cumhurbaşkanı'nın görevi, seçimden sonra bir hükümetin kurulmasını sağlamaya çalışmaktır. Dolayısıyla bir kaç deneme yapıldıktan sonra hala başarı elde edilememişse, o zaman tüm siyasi parti başkanlarını çağırıp birlikte de görüşebilir.
“Amaç hükümeti kurmaktır. Eğer cumhurbaşkanının liderleri çağırarak görüşmesi hükümetin kurulmasına katkıda bulunacaksa cumhurbaşkanının bundan kaçınmaması gerekir.
“Ara dönemlerde önemli siyasi kararlar alınmamalı”
Prof. Üskül’e seçimler sonrası mevcut hükümetin polisleri görevden almak ve benzeri uygulamalara devam ettiğini hatırlatarak bu gibi ara dönemlerde hükümetin siyasi tartışmalara neden olabilecek uygulamalara devam etmesinin doğru olup olmadığını soruyoruz.
Hükümetlerin bu gibi ara dönemlerde sadece rutin işleri yürütmesi gerektiğini, siyasi nitelikte olabilecek kararları almaktan kaçınması gerektiğini ifade eden Üskül, şöyle devam ediyor:
“Çünkü yeni hükümetin hangi taraftan kurulacağı belirsizdir. Dolayısıyla yeni hükümet kuruluncaya kadar görevini sürdürmek durumunda olan hükümet önemli siyasi kararlar alırsa bu etik olmaz.
“Siyasi tartışmalara neden olacak adımlar atılmamalı. Ama tabii ülke çok olağanüstü bir durumun içine düşerse o ayrı mesele.” (EKN)