Bugün 380. kez toplandı Cumartesi Anneleri/İnsanları İstanbul, Galatasaray'da. Hem anaakımın dışında kalan medyanın üzerindeki baskılar eleştirildi hem de yargı paketinde kayıplara dair düzenlemelerin bulunmaması.
İlk olarak sözü alan 1995'te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız'dı.
Hanife Yıldız kayıpların akıbetini öğrenmek ve adaleti sağlamak için yıllardır her koşulda sürdürdükleri mücadeleyi hatırlatarak sosyalist basının kendilerine verdiği destekten ve baskı altında olduğundan söz etti, burjuva basının kendilerini görmemesini eleştirdi.
"Sosyalist basın baskı altında. Burjuva basına sesleniyoruz. Biz insan değil miyiz, bu ülkenin vatandaşı değil miyiz? Bizim sesimizi duyurmaya çalışanlar hep mağdur ediliyor. Karalamalarla gözaltına alınıyor, cezaevine konuluyor. Asıl suçluları değil, onların yerine başkaları cezaevine konuluyor. Duyun bizi! Sesimizi duyurun!"
Kendilerinin susmayacağını, sosyalist basınında susturulamayacağını söyleyen Yıldız, gözaltında kaybedilenlerin yargılanmadığını, üstüne üstlük Meclis'te yer verildiğini dile getirdi ve "bu acıyla nasıl olup da rahat rahat oturabiliyorsunuz" diye sordu.
Cezasızlık zırhı kaldırılacak mı?
Türkiye'nin yargı paketini konuştuğu şu günlerde Galatasaray Meydanı'ndan Ankara'ya başka sorular da sordu Cumartesi İnsanları.
"Soruyoruz Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e; yargı paketiniz kayıplar için ne getirdi?
AİHM kararlarında mahkum olduğunuz kayıp davaları iç hukukta yeniden soruşturulacak mı?
İnsan Hakları Derneği'nin tespit ettiği 253 toplu mezar açılacak mı?
Adlarını Galatasaray'da açıkladığımız, isimleri soruşturma dosyalarında yer alan failler yargılanacak mı?
Soruşturmaya yer yoktur diye kapatılan kayıp dosyaları yargıya taşınacak mı?
Gözaltında kaybetme ceza yasasında insanlığa karşı suç diye tanımlanacak mı?
'Gözaltında kaybetme suçunda zamanaşımı işlemez' hükmü yasada yer alacak mı?
Arjantin'deki gibi kaybedenleri en ağır cezalara mahkum edecek düzenlemeler yapılacak mı?
Salih Bozışık'tan beri 75 yıldır kayıplar konusunda uykuya yatan yargı ve devlet zihniyeti değişecek mi?
Kaybedenleri koruyan cezasızlık zırhı kaldırılacak mı?
Kayıplarımızın akıbetinin açığa çıkarılmasını engelleyen Meclis İç Tüzüğü'nün 105. maddesindeki 'devlet sırrı' ile ilgili düzenleme yapılacak mı?"
"Hukuksuzluğun kurumsallaşması"
Uluslararası hukuk failler kamu görevlisiyse zamanaşımı ve af olmaz demesine rağmen kayıp dosyalarının zamanaşımı gösterilerek kapatıldığını da söyleyen Cumartesi İnsanları, Türk Ceza Yasası'nda gözaltında kaybetmenin hâlâ suç olarak tanımlanmadığının altını çizdi.
"Ceza yasasında insanlık suçlarına ilişkin düzenlemede göz atında kaybetme fiili yer almıyor."
Peşpeşe çıkan yargı paketlerinde kayıp ailelerinin taleplerine yönelik hiçbir düzenleme olmaması, aksine kamu görevlilerinin yargılanmalarını sınırlayan, başbakanın iznine tabi kılan maddeler olması da eleştirilen konular arasındaydı. (YY)