Bırakın örgütlenme, toplu pazarlık ve grev hakkının önündeki engelleri kaldırmayı bu sorunlar, neredeyse devlet politikası olmaya aday.
Avrupa Birliği ilerleme raporları; örgütlenme, toplu pazarlık ve grev haklarının önündeki engellerin kaldırılması için hatırlatma ve uyarılardan geçilmiyor. Son olarak, 6 Ekim 2004 tarihli İlerleme Raporu'nda da hükümet, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) kurallarına uymaya, sendikal yasalardaki uyumsuzlukları gidermeye çağrıldı. Hükümete, Türkiye'de sendika ve toplu pazarlık hakkı önündeki engeller, özellikle grev hakkı üzerindeki ağır baskılar hatırlatıldı. Tüm bu hatırlatmalara ve raporlara rağmen son beş yıldır hiçbir adım atılmadı.
Ancak son günlerde çok önemli bir gelişme yaşandı. Hükümet 7 Şubat'ta, ülkemiz açısından oldukça önemli olan bir belgeyi, Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nın (Şart) onaylanmasına ilişkin Yasa Tasarısını TBMM'ye sundu. Şimdi hükümetin önünde yeni bir sınav var.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı nedir?
Avrupa Sosyal Şartı, medeni ve politik hakları garanti eden ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini (AİHS) takviye eden, Avrupa Konseyi bünyesinde akdedilmiş en önemli iki temel sözleşmeden biridir.
Türkiye, 26 Şubat 1965'te yürürlüğe giren Avrupa Sosyal Şartını, tam 24 yıl sonra 14 Ekim 1989 tarihinde onayladı, onaylanan Şart 24 Aralık 1989'da yürürlüğe girdi.
Bu süreçte 1961 tarihli Avrupa Sosyal Şartı'nın güncellenmesi yeni haklar ilave edilmesi gerekliliği nedeniyle, 1 Temmuz 1999'da Avrupa Sosyal Şartı'nın yerine geçen Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı yürürlüğe girdi. Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, temel sosyal ve ekonomik hakların bütün yönlerini garanti eden tek sözleşme özelliğini taşıması açısından oldukça önemli.
Sosyal haklar alanında geçmiş 30 yıl boyunca ortaya çıkmış değişiklikler dikkate alındığında, bu modern belge, 1961 tarihli Şart'ın boşluklarını telafi etmiş ve şu an için 21. yüzyıl gerçeklerine tamamen uyarlanmış bir insan haklarını koruma belgesi niteliğini taşıyor.
Şart halen, 46 Avrupa Konseyi ülkesinden 37'si tarafından imzalanmış ve 19'u tarafından onaylanmış durumda. Ülkemiz de 6 Ekim 2004 tarihinde bu Şartı imzaladı. Hükümet, şimdi Meclise sunduğu tasarıyla Şart'a bazı çekinceler koyarak onaylamak istiyor.
Çocuklara, kadınlara, yaşlılara özel koruma
Gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı hangi hakları kapsıyor...
* Herkes, özgürce edinebildiği bir işle yaşamını sağlama fırsatına sahiptir.
* Tüm çalışanların âdil çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır.
* Tüm çalışanların güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır.
* Tüm çalışanların, kendileri ve ailelerine iyi bir yaşam düzeyi sağlamak için yeterli âdil bir ücret alma hakkı vardır.
* Tüm çalışanlar ve işverenler, ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak amacıyla ulusal ve uluslararası kuruluşlar düzeyinde örgütlenme özgürlüğüne sahiptir.
* Tüm çalışanlar ve işverenler, toplu pazarlık hakkına sahiptir.
* Çocuklar ve gençler, uğrayacakları bedensel ve manevi tehlikelere karşı özel korunma hakkına sahiptir.
* Çalışan kadınlar, anne olmaları durumunda, özel korunma hakkına sahiptir.
Herkesin sosyal güvenlik hakkı var
* Herkesin, kişisel ilgi ve yeteneklerine göre bir mesleği seçmesine yardımcı olacak uygun mesleki yönlendirme imkânına sahip olma hakkı vardır.
* Herkesin, mesleki eğitim için uygun imkânlara sahip olma hakkı vardır.
* Herkes, ulaşılabilecek en yüksek sağlık düzeyinden yararlanmasını mümkün kılacak her türlü önlemden yararlanma hakkına sahiptir.
* Tüm çalışanlar ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
* Yeterli kaynaklardan yoksun olan herkes, sosyal ve tıbbi yardım alma hakkına sahiptir.
* Herkes sosyal refah hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir.
* Özürlüler toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve toplumsal yaşama katılma hakkına sahiptir.
* Toplumun temel birimi olarak aile, tam gelişmesini sağlamaya yönelik uygun sosyal, hukuksal ve ekonomik korunma hakkına sahiptir.
* Çocuklar ve gençler uygun sosyal, hukuksal ve ekonomik korunma hakkına sahiptir.
* Herhangi bir Akit Tarafın vatandaşları, inandırıcı sosyal ve ekonomik nedenlere dayanan kısıtlamalar saklı kalmak kaydıyla, diğer bir Akit Taraf ülkesinde, o ülke vatandaşlarıyla eşit koşullar altında kazanç getirici herhangi bir işte çalışma hakkına sahiptir.
Çalışmada cinsiyet ayrımı yapılamaz
* Bir Akit Taraf vatandaşı olan göçmen işçiler ve bunların aileleri herhangi bir başka Akit Taraf ülkesinde korunma ve yardım alma hakkına sahiptir.
* Tüm çalışanlar, istihdam ve meslek konularında cinsiyete dayalı ayrım yapılmaksızın fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkına sahiptir.
* Çalışanlar, işletmede bilgilendirilme ve danışılma hakkına sahiptir.
* Çalışanlar işletmedeki çalışma koşullarının ve çalışma ortamının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakkına sahiptir.
* Her yaşlı insan sosyal korunma hakkına sahiptir.
* Tüm çalışanlar, iş akdinin sona erdiği durumlarda korunma hakkına sahiptir.
* Tüm çalışanlar, işverenlerinin aciz haline düşmesi durumunda alacak taleplerinin korunması hakkına sahiptir.
* Tüm çalışanlar, onurlu çalışma hakkına sahiptir.
Herkesin konut edinme hakkı var
* Ailevi sorumlulukları olan ve çalışan ya da çalışmak isteyen herkes, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan ve ailevi sorumluluklarıyla çalışması arasında, olabildiğince, uyuşmazlık olmadan bunu gerçekleştirme hakkına sahiptir.
* İşletmelerde çalışanların temsilcileri kendilerine zarar veren eylemlere karşı korunma hakkına sahiptir ve görevlerini yerine getirmek için uygun imkânlarla desteklenmelidirler.
* Tüm çalışanlar toplu işten çıkarma sürecinde bilgilendirilme ve danışılma hakkına sahiptir.
* Herkes, yoksulluğa ve toplumsal dışlanmaya karşı korunma hakkına sahiptir.
* Herkes konut edinme hakkına sahiptir.
Hükümetin çekinceleri
Hükümet, Meclise sunduğu Tasarı ile Gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nın hangi maddelerine çekince koymak istiyor?
* Adil Çalışma koşulları hakkı'nı düzenleyen 2. maddesinin 1 ve 3 üncü fıkralarına,
* Adil Bir Ücret Hakkı'nı düzenleyen 4. maddesinin 1. fıkrasına,
* Örgütlenme Hakkı'nı düzenleyen 5. maddesinin tamamına,
* Toplu Pazarlık Hakkı'nı düzenleyen 6. maddesinin tamama,
* Çocukların ve Gençlerin Korunması Hakkını düzenleyen 7. maddenin 7. fıkrasına.
* Çalışma koşullarının ve çalışma ortamının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma
* Yaşlıların sosyal korunma hakkı'nı düzenleyen 23 üncü maddesinin tamamına çekince koymakta.
Ayrıca hükümet, Sosyal Şart'ın işleyişine imkân sağlayacak Kolektif Şikâyet Protokolü'nü de onaylamaktan kaçınmaktadır.
Şart'ın çekince konmadan onaylanması neden çok önemli?
Şart'ın çekince konmadan onaylanmasının iki boyutu öncelikle göze çarpıyor. Bilindiği gibi; 24 Mayıs 2004'te yürürlüğe giren 5170 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasına çok önemli bir ek yaptı.
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır."
Anayasanın 90. maddesine yapılan bu ek, bir hukuk devletinde önemli değişiklikler yaratmaya aday bir düzenlemedir. Çünkü söz konusu bu ek; iç hukukta usulüne göre yürürlüğe konulmuş insan hakları sözleşmeleri ile yasalarımız arasındaki çatışma sorununu çözdüğü gibi, söz konusu sözleşmelerin iç hukukta doğrudan uygulanmasının da yolunu açmaktadır.
Bu nedenle, Şart'ın çekincesiz olarak onaylanması; çalışma hayatı başta olmak üzere, ekonomik ve sosyal birçok alanda değişikliği gündeme getirebilecektir. Örneğin; kamu çalışanlarının ve işçilerin önündeki sendikal haklara yönelik kısıtlamalar hükümsüz hale gelebilecek, örgütlenme ve toplu pazarlık hakkının önündeki engeller kalkabilecektir. Tüm çalışanların ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, sosyal güvenlik hakkı ve onurlu çalışma hakkını v.b güvence altında olacaktır.
Şartı'nın çekincesiz bir şekilde onaylanmasının ikinci boyutu ise yurtdışında ikamet eden ve çalışan yurttaşlarımız açısından çok önemlidir. Bilindiği gibi, Şart'ta yer alan sosyal ve ekonomik hakların, diğer Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin vatandaşlarına tanınması mütekabiliyet -karşılıklılık- esasına bağlıdır. Bu nedenle, ülkemizin bu Şart'ı onaylaması Avrupa Konseyi'ne üye 46'de ikamet eden ve çalışan Türk vatandaşlarına yeni haklar kazandıracak, onların ekonomik ve sosyal konumlarını güçlendirecektir.
Şart'ın onaylanması sürecinde tüm emekçilerin gözü hükümette ve özellikle iktidar partisi içindeki sendika kökenli milletvekillerinin tavırlarında olmalıdır.
Bakalım hükümet ve iktidar partili sendika kökenli vekiller bu sınavdan geçebilecekler mi? Yoksa hükümetin Şart'ın; adil çalışma koşulları, adil bir ücret hakkı, örgütlenme hakkı, toplu pazarlık hakkı, çocukların ve gençlerin korunması hakkı, çalışma koşullarının ve çalışma ortamının düzenlenmesine ve iyileştirilmesine katılma hakkı, yaşlıların sosyal korunma hakkı'nı düzenleyen v.b. maddelerine çekince koymasına seyirci mi kalacaklar.
Tüm emekçiler, hükümetin ve sendika kökenli iktidar partili vekillerin bu sınavdan geçmesini temenni etmeli ve bu sınavı dikkatle takip etmelidir.
Kuşkusuz bu süreçte sadece iktidarı izlemek yetmez. Şartın Mecliste onaylanması sürecinde tüm emekçilere görevler düşüyor. Tüm konfederasyonlar, tüm emek örgütleri, emekten yana güçler bu süreci küçümsemeden, bu sürece dudak bükmeden elbirliği ile şartın Meclis'ten çekincesiz bir şekilde geçmesi için emek harcamalıdır. (MAC/EÜ)
* Mehmet Ali Candan, Belediye-İş Sendikası Eğitim Uzmanı.