Türkiye'ye gelen Suriyeli sığınmacılar için Hatay'ın Altınözü İlçesi'nde kurulan kampı 25 Haziran'da ziyaret eden BDP heyeti hazırladığı raporu açıkladı.
Sığınmacıların çadır alanının resmi üniformalı askerler tarafından korunduğunun anlatıldığı raporda kamp koşulları "izolasyon" olarak niteleniyor. "Çadır alanı insan boyunu aşan bir perde duvarla çevrelenmişti. İçerdeki hareketlenmeleri, durumları dışarıdan görebilmek mümkün değildir. Güvenlikten sorumlu resmi ve sivil yetkili şahıslar, çadır alanına basın mensubunun giremeyeceğini, görüntü alınamayacağını ve yasak olduğunu belirttiler."
Raporda yer alan tespitler ve öneriler şöyle:
* Sığınmacıların çevreyle olan bağı koparılmıştır. Bu bir izolasyondur. Sığınmanın bürokratik işlemleri için gerekli olan süre aşılmıştır. Özgürlükleri kısıtlanmıştır. İzolasyon süresinin uzaması halinde telafisi zor travmatik olgular ortaya çıkabilir.
* Sığınmacılarda kısa süre önce maruz kalınan bir şiddetin yol açtığı korku ve kaygı bulgusuna rastlanmadı.
* Uluslararası belgeler; mülteciyi başka bir devlet otoritesine sığınan kişi, sığınmacıyı ise bu sürecin daha başında olan kişi olarak tanımlıyor. Buna rağmen, kamu otoriteleri Suriyeli sığınmacıları ısrarla "misafir" olarak tanımlıyor. Bu yaklaşım sığınmacıları statüsüzleştirmedir. Sözleşmelerin bu noktada Türkiye'ye yüklediği sorumlulukları yok saymadır. Hukuki sorumlulukları göz ardı etmedir.
* Kampın yerleşiminde ve teknik düzenlemesinde bir olumluluk olmasına karşın, barındırmanın çadırlarda sürmesi, zamanın da yaz mevsimin artan sıcaklarına denk gelmesi, kısa süre içinde ciddi sağlık sorunlarına yol açar.
* Suriyeli sığınmacılara verilen hizmetler, mal ve hizmet alımı esasına göre parça parça yapılmaktadır. Yemek, ilaç, muhtelif malzeme, vb... Bu durum ilerde hizmetlerin aksamasına, sıkıntılara ve suistimallere yol açabilir.
* Gerek heyetimizin çadır alanındaki incelemelerinden önce, gerekse sonrasında, muhtelif TV kanallarında, sığınmacıların çadır alanındaki hareketlerini gösteren, kimliklerini deşifre eden uzak mesafeden çekilen görüntüler sık sık yayınlandı ve yayınlanmaktadır. Buna rağmen kamp yönetimi, alanın önemli bölümünü heyetimizin inceleme ve gözlem yapmasına kapatmıştır. Bunu da sığınmacıların talebi ve dönüşe matuf bir güvenlik gerekçesiyle izah etmiştir. Bu yaklaşım heyetimize "inandırıcı" gelmemiştir.
Raporun sonunda çeşitli çağrılar da yer alıyor:
* Suriye yönetimi, demokratik esaslara dayalı yasal ve anayasal düzenlemeler yaparak, demokratik bir yönetim sistemine geçmelidir. Düşünce ve ifade özgürlüğü, farklı yapıların ve inançların kendilerini ifade etmeleri önünde ciddi engeller vardır. Örneğin nüfusun yüzde 5'ini oluşturan Kürtlerin halen kimlikleri yoktur. Vatandaş olma hakları ellerinden alınmıştır.
* BM Mülteciler Yüksek Komiserliği bu insanlara güven içerisinde ve uluslararası kurumlar nezdinde güvenceler sağlayarak, kendi ülkelerine dönmesini veya daha sağlıklı ve insani koşullarda yaşamlarını sürdürmelerini sağlamalıdır. (YY/ŞA)