Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Prof. Dr. Ergun Özbudun ve Doç. Dr. Serap Yazıcı, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılmasına ilişkin Anayasa değişikliğini iptal etmesi, yürürlüğünü de durdurmasında yetkisini aştığını düşünüyor.
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu da, mahkemenin siyasi bir aktör konumuna geldiğini ifade ederek, "Hukuki kararlar bu yönde çıktıkça bu sorun çözülmeyecektir. Fakat bu konuda uzlaşma olamayacağı için çözüm bulmak da çok zordur. Meclisin yetki alanı sadece bu kararla değil, başka kararlarla da daraldı" dedi.
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, kararı "net"; Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden ,"meşru" buldu. Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Yıldızhan Yayla, "ilk defa bu yönde bir karar alınmıyor" dedi.
Kanadoğlu: Bu kadar net bir karar beklemiyordum
Radikal gazetesine göre, Kanadoğlu'nun ilk tepkisi "Kişisel olarak bu kadar net bir karar beklemiyordum, olasılıklardan biri buydu" oldu.
Özbudun: Bu yetki gaspıdır
"Anayasa Mahkemesi 46 yıllık tarihinin en tartışmalı kararını almıştır. 1982 Anayasası sadece şekil yönünden incelemeyi belirginleştirmişti. Bunları denetlemekle sınırlıdır diyordu. Anayasa Mahkemesi kendi anayasal yetkilerini aşmıştır, esas incelemesi yapmıştır. Anayasa'nın kendisine yasakladığı yetkiyi kullanmıştır, bu açık bir yetki gaspıdır. Korkarım yüce mahkemenin uzun vadede güvenilirliğini zedeleyecektir. Bundan sonra Anayasa'yı değiştirme için iktidar yoktur, yekti Anayasa Mahkemesi'ne geçmiştir."
Kalaycıoğlu: Mahkeme siyasal aktör oldu
"Anayasa Mahkemesi siyasal aktör konumuna gelmiştir. Türbanı laiklikle bağlantılı hale getiren kararı tebliğ etmiştir. İç hukukta son noktaya gelmiş bulunuyoruz. Yine de türbanla ilgili tartışmalar devam edecek. Hukuken yapılabilecek bir şey kaldı mı, bilmiyorum, onu iktidar değerlendirsin. Bu konuda halk ciddi bir şekilde ikiye bölünmüştür. Hukuki kararlar bu yönde çıktıkça bu sorun çözülmeyecektir. Fakat bu konuda uzlaşma olamayacağı için çözüm bulmak da çok zordur. Meclisin yetki alanı sadece bu kararla değil, başka kararlarla da daraldı."
Özden: Mahkeme kendi kendine karar vermiyor
"Anayasa Mahkemesi'nin kendi kendine hareket eden bir organmış gibi gösterenler var; Anayasa Mahkemesi kendi kendine karar vermiyor. Kararını 110 milletvekilinin başvurusu üzerine vermiştir."
Selçuk: Mahkemenin esastan inceleme yetkisi yok
"Anayasa Mahkemesi'nin böyle yetkileri, değişiklik kararlarını esastan inceleme yetkisi yoktur. Bu son derece açıktır, böyle bir yetkinin olması düşünülemez. Fakat mahkeme yetkisi olmadığı halde esastan incelemiştir. Burada kapatma davasıyla ilgi kurulabilir, ama ben böyle bir ilgiyi kurmuyorum. Bütünüyle iddianamenin gözönüne alınması gerekir, iki ayrı ayrı değerlendirilmelidir. İki davanın özleri çok farklıdır, nihayetinde birisi bir iptal davası, diğeri parti kapatma davası."
Prof. Yayla: Beklentiler yönünde bir karar
"Anayasa Mahkemesi, daha önce de, hem 1960'larda hem de 1989'da Anayasa'ya aykırı bulup iptal etmişti. Türbanla ilgili düzenlemeleri yok saymıştı. Bu bakımdan bu ilk defa olan bir şey değil bu karar. Anayasa Mahkemesi cumhuriyetin niteliğini sıralayan, demokratik laik devletin önemine vurgu yapıyordu. Değiştirilmesi teklif edilemez maddelere bakarak karar alıyordu ve aldı. Bu karar, kapatma davasını etkilemez."
Yazıcı: Böyle bir yetkisi yok
Milliyet'e göre Doç Dr. Serap Yazıcı da, "Anayasa Mahkemesi, yetkisi olmayan bir alanda karar vermiştir. Mahkeme ya iptal kararı verebilir ya da iptalin reddi kararını verebilir. Ancak bugün kendi yetkisini aşarak başka bir karar vermiştir" dedi. (EÖ/EZÖ)