Kadir Has Üniversitesi’nde “Akademi ve Araştırma Alanlarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlıklı panel düzenlendi.
Panelde, mimarlık, hukuk, tıp ve animasyon alanlarında çalışma yürüten akademisyenler, kendi alanlarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gündeme getirdi. Paneli gazeteci Burcu Karakaş yönetti.
Panelde ilk olarak İzmir Ekonomi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Gülsüm Baydar konuştu. Mimarlıkta kadının konumu üzerine konuşan Baydar’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
* Mimarlıkta kadın öğrenci sayısı giderek artıyor.
* Ataerki dili kadınlar da kullanıyor. Kullandığımız eril dili sadece erkekler taşımıyor zaman zaman kadınlar da taşıyor.
* Mimarlıkta cinsiyetçilik yaygındır.
“Tıpta cinsiyetçi bir iş bölümü var"
Baydar’ın ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Serap Şahinoğlu konuştu. Şahinoğlu, Tıp Fakülteleri’ndeki toplumsal cinsiyet çalışmaları üzerine konuştu. Şahinoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
* Atina Okulu’ndaki Hypatia aslında bir kadın. Felsefeci ve matematikçi ancak kimse ondan söz etmiyor. Akademi nasıl bir alan? İşte buradan anlayabilirsiniz.
* Akademide ilk başlarda kadınlar kadavra olarak bile temsil edilmemişler, özne olmamışlar.
* Kadınlar, Tıp fakültelerine çok zor girerler. Türkiye’de hekim olmak için 1827’de Sultan 2. Mahmut tıp okulu açıyor. Ancak kadın öğrenciler bu okula giremiyor. Daha sonra ebelik okulu açıldı. Kadın öğrenciler o okula girebildiler.
* Daha çok eğitimli ailenin kızı yurtdışına gidiyor. Tıp okuyor. Bunlardan biri Safiye Ali’dir. Özel bir muayene açarak çalışmalarını yürütüyor.
* Türkiye’nin ilk kadın hekimi Dr. Zaruhi Kavalciyan’dır. 1903’te ABD’de İllinois Tıp Fakültesi’nde okumuştur.
*Tıpta cinsiyetçi bir iş bölümü vardır. Yönetici konumuna geçmek zordur.
Animasyonun kadınları projesi
Bahçeşehir Üniversitesi’nden öğretim üyesi Prof. Dr. Nazlı Eda Noyan, grafik alanındaki, cinsiyetçiliği anlattı. Noyan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
* Akademide halen daha “adam gibi yapmak” cümlesi kullanılıyor. Bu çok rahatsız edici.
* Dünya müzelerinde sergilenen eserlerin sadece yüzde 4’ü kadın sanatçılara ait.
* Animasyon bölümü kurmak üzere bana görev verildiğinde, insanlardan şöyle tepki geldi: “Emin misin yapabilir misin? Animasyon teknoloji işi bu da erkek işi”. Teknoloji ve para mevzubahis olduğunda kadının varlığı azalıyor bu önyargıyı kırmak gerekiyor.
* Animasyonun kadınları isimli bir çalışmaya başladım. Seslendirme sanatçısı, teknikçi kim varsa onlarla röportaj yapıyorum. Bu kadınlarla konuştukça hem güçleniyorum hem de onlara güç veriyor. Projeye, https://animasyonunkadinlari.org adresinden ulaşabilirsiniz.
“Hukuk fakültelerindeki cinsiyetçilik sorunu acilen çözülmeli”
Panelde son olarak Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Reyda Ergün konuştu. Hukuk akademisinin cinsiyetçi olduğunu belirterek sözlerine başlayan Ergün’ün konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
* Hukuk düzenlemeleri açısından bakarsanız düzenlemelerin ayrımcı ve cinsiyetçi olduğunu görürsünüz. Eşitsizliği yeniden üreten bir rol oynar.
* Toplumsal cinsiyet eşitliğinin inşasında hukukun bir rol oynayabilmesi için Hukuk fakültelerini ele almak gerekiyor. Toplumsal cinsiyete duyarlı akademik araştırma yöntemlerinin eğitim öğrenim tekniklerinin hukuk fakültelerine dâhil edilmesi gerekir. Entegre edilmesi gerekir.
* Toplumsal cinsiyet akademisinin büyük baskı altında olduğu bir dönemden geçiyoruz.
* Türkiye’de bazı hâkimlerin İstanbul Sözleşmesi’ni, toplumsal cinsiyet eşitliğini, cinsiyet eşitliği kavramlarını duymadığını biliyoruz. Bu hâkimlerin karar verici konumunda olduğunu düşünün. Bu hayatlarımızı direk etkileyen bir durum. Hukuk fakültelerindeki bu durum, cinsiyetçilik, acil ve yakıcı bir sorundur. Bu sorun acilen çözülmelidir. (EMK)