Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etdüler Vakfı (TESEV), "Referandumdan Sonra HSYK: HSYK'nın yeni yapısı ve işleyişine dair yuvarlak masa toplantısı" sonuçlarını açıkladı.
Gazeteci Ali Bayramoğlu'nun modaratörlüğündeki masa toplantısına HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal Tarhan, Demokrat Yargı Eş Başkanı Uğur Yiğit, eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, Galatasaray Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet İnsel katılmıştı.
Taksim Hill Hotel'de düzenlediği basın toplantısına ise Ali Bayramoğulu, Etyen Mahçupyan, eski Cumhuriyet savcısı Reşat Petek ve avukat Mehmet Uçum katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Mahçupyan, yargı kurumunun geçmişten beri resmi ideolojinin taşıyıcı ve takipçisi olarak yürütmenin alternatifi olduğunu bugün ise tartışılanın yargının yürütmenin yani AKP'nin uzantısı mı olduğu üzerine şekillendiğini söyledi.
Siyasetin çözemediği sorunlar yargının önünde
Ali Bayramoğlu, değişim hedeflediğini söyleyen iktidarla buna inanmayan muhalefetin çok keskin şekilde karşı karşıya geldiğini hatırlatarak HSYK'daki değişikliğin de bu gerginlik arasında sıkışığını söyledi.
Siyasal ve toplumsal alanın çözmediği her sorunun yargının önüne geldiğini belirten Bayramoğlu, yargının hem ağır bir yük hem de köklü bir siyasi gelenekle baş etmesi gerektiğini söyledi.
Yuvarlak masa toplantısında karşıt tarafların fikir ayrılıklarına düştükleri birçok yer olsa da eski HSYK'nin çoğulcu olmayan ve anti demokratik yapısının değişmesi gerektiğinde hem fikir olduğunu söyledi.
Basmakalıp gerekçeler
Reşat Petek, yeni HSYK yapısında önemli değişimler olmakla birlikte hala sorunların devam ettiğine dikkat çekerek "Yargımız evrensel hukuk ilklerini uygulamada istenen noktaya gelemedi" dedi.
Petek, hakimlerin davalarda suç ve cezaların kişiselliğini ihlal ederek sanıklarla ilgili somut olgu ve delilleri açıklamadan basmakalıp gerekçelerle tutukluluk kararı verdiğine dikkat çekti.
Her yıl 15-20 milyon kişi dava açıyor
Mehmet Uçum, yedi kişiden 22 kişiye çıkarılan HSYK'da belli oranda çoğulculuk sağlandığını, meslekten çıkarılanların geri döndürülmesinin de olumlu bir gelişme olduğunu ancak yargının sorunun sadece HSYK ile sınırlı olmadığını vurguladı.
Uçum'un verdiği bilgilere göre 2010'da Türkiye'de 6 milyon 620 bin dava açıldı. Her yıl 15-20 milyon kişi birbirini dava ediyor.
"Hangi ülkede bu kadar çok dava var. Yargı sorunu Türkiye'de adalet arayışı sorunudur."
Uçum, yeni getirilen arabuluculuk sisteminde yine "hukukçu" şartı arandığını oysa insanların arabulucu olarak istediği kişiyi tayin etmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca meslekten olmayan kişilerden oluşan jüri sisteminin de getirilmesinin faydalı olacağını ekledi.
Çözüm önerileri
Raporda, ortaklaşılan sorunlar ve çözüm önerileri şöyle:
* Hâkim ve savcıların kurullarının ayrılması gerekir.
* Hâkim alımında Adalet Bakanlığı'nın ağırlıkta olduğu bir heyet belirleyici oluyor. Bunun değişmesi gerekir.
* Adalet Akademisi mevcut haliyle mesleki eğitim ihtiyacını tam olarak karşılayamıyor. Akademinin reforma tabi tutulması gerekir.
* HSYK seçim sistemi değişmelidir. Nasıl bir seçim sistemi olacağına geniş katılımlı bir tartışma sonunda karar verilmelidir.
* Yargıda devleti koruma refleksi çok güçlü, mevcut içtihatlar da bunu besliyor. Özellikle örgütlü suçlar ve terör suçlarında yeni içtihatlar oluşturmak gerekmektedir.
* Hâkim, devlete karşı bağımsız olmalı, bağımsız karar vermelidir.
* Adli kolluk kuvvetinin bir an önce kurulması gerekmektedir.
* İstinaf Mahkemeleri kurulmalıdır.
* Mahkeme bütçesi ve salonları özerk hale getirilmelidir.
Raporda ana tartışmaların gerisinde kalan çok önemli bir husus da yargıda yüzde 24,3 kadın temsiliyetinin, yüksek yargıda yüzde 2 olması. Yani yargıda erkek egemen yönetim yapısı devam ediyor. (NV/HK)
* Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.