Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici, HSYK'nın yapısında değişiklik öngören düzenleme ile ilgili olarak 68 sayfalık açıklama yaptı.
'”2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile 6087 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Yasa Teklifi” bugün Meclis Adalet Komisyonu’nda görüşülecek.
“Değişiklik Anayasa’ya aykırı”
Hamsici açıklamasında, “Kanun değişikliğiyle kurul Adalet Bakanı'na bağlanıyor. Yapılan değişiklik anayasaya ve bağımsız bir kurulun oluşumuna aykırıdır. Teklif, kurul üyelerini Yürütme organına bağımlı hale getirmektedir” dedi.
Hamsici açıklamasını Meclis Adalet Komisyonu Başkanı ve üyelerine gönderdi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “HSYK'nın açıklama yapma yetkisi olmadığını” söylemişti.
HSYK: Kurumsal değil
HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici ve 15 kurul üyesinin imzasını taşıyan açıklamaya ilişkin HSYK'dan da bir açıklama geldi.
Milliyet gazetesinin haberine göre açıklamada, “HSYK Başkanvekili Sayın Ahmet Hamsici Bey’in 6087 Sayılı HSYK Kanunu değişikliğine ilişkin kişisel görüşlerini içeren rapor sizlere gönderilmiştir. Bu değerlendirme HSYK adına kurumsal bir açıklama değildir” denildi.
“Bağımsızlığa aykırı”
HSYK Başkanvekili Hamsici’nin değerlendirmesi şöyle:
* 12 Eylül 2010 Anayasa değişikliği ile birlikte HSYK Adalet Bakanlığından bağımsız, yargının ayrı bir erk olması kuralına uygun bir düzenlemeye kavuşturulmuş iken, yapılmak istenen kanun değişikliği ile kurulun fiilen Adalet Bakanına bağlı ve bağımlı, ayrı bir erkten daha çok yürütmenin emir ve gözetimi altında görev yapan bir yapı haline getirilmesi söz konusudur. Bu durum yapılan Anayasa değişikliği ile kurulan bağımsız bir Kurulun oluşumuna aykırıdır.
“Dönüştürme-siyasallaştırma”
* Teklif metninde öngörülen değişikliklerin büyük bölümünde “dönüştürme/siyasallaştırma” çok açık bir şekilde görülebilmektedir. Buna göre belirtilen düzenlemelerin Anayasa’nın 159. maddesi ile 2. maddesinde ifadesini bulan “hukuk devleti” ilkesine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmektedir.
* Anayasa’nın 138. maddesine göre hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar. Doğrudan ve dolaylı olarak kurul üzerinden hâkim bağımsızlığına ve tarafsızlığına yönelik getirilecek düzenlemeler, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesi ile çelişecek ve Anayasaya aykırılık teşkil edecektir.
Kuvvetler ayrılığı vurgusu
* Anayasamızda kuvvetler ayrılığı esası benimsenmiştir. Teklifte yer alan düzenlemeler incelendiğinde yargıya ilişkin en temel ve önemli yetkilerin doğrudan veya dolaylı olarak Kurul Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı’na verilmiş olduğu görülmektedir. Bu durumun da yargı bağımsızlığına, kuvvetler ayrılığına ve HSYK’nın mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarına göre hareket etmesi prensibine aykırılık teşkil ettiği açıktır.
“Uluslararası raporlara aykırı”
* Mevcut teklifteki düzenlemelerin birçoğu, yüksek yargı kurumlarının oluşumuna ilişkin kural ve ilkelerin yer aldığı uluslararası belge ve raporlara (Venedik Kriterleri, İlerleme ve İstişari Ziyaret Raporları, Avrupa Hâkimleri Danışma Konseyi (CCJE, 10/2007 Sayılı Görüşü), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Hâkimlerin Bağımsızlığı, Verimliliği ve Rolü Hakkında 94/12 Nolu Tavsiye Kararı, Avrupa Yargı Kurulları Ağı (ENCJ) Raporları) aykırılık teşkil etmektedir.
* Teklifteki düzenlemeler hükümet tarafından benimsenen ve uygulanan Yargı Reformu Stratejisi Belgesi, Eylem Planları, Katılım Ortaklığı Belgesi, Ulusal Program ile bağdaşmamaktadır. Hükümet bu belgelerde öz olarak HSYK’nın objektiflik, tarafsızlık, şeffaflık ve hesap verebilirlik temelinde geniş tabanlı temsil esasına göre yapılandırılacağı ilkesini benimsemiştir.
Bakana olağanüstü yetkiler
* Teklifteki düzenlemeler ayrıca Adalet Bakanı ve Müsteşarı hakkında söylenen ve yazılan ulusal ve uluslararası raporlarda ifade edilen hususlara da tamamen aykırıdır. Bu raporlarda Bakan ve Müsteşarın yetkilerinin sınırlandırılması hatta kaldırılması tavsiye edilirken, bunun aksine teklifte özellikle Bakanın yetkileri olağanüstü bir şekilde arttırılmış, tartışmasız şekilde kurulda tek otorite haline getirilmiştir.
Yürütmeye bağımlı kurul
* Teklifin genel gerekçesinde belirtilen “geçen 3 yıllık süre içindeki uygulama dikkate alınarak kurulun daha etkin ve verimli çalışması amacıyla” bu değişikliklerin yapıldığı ifade edilmektedir. Kurulun yeni yapısıyla 3 yılda ortaya koyduğu uygulamalar getirilen bazı kısmi eleştirilen dışında, gerek kamuoyunda ve gerekse başta AB olmak üzere uluslararası camiada takdirle karşılanmıştır. Soyut ve genel bir gerekçe, kurulun yürütme organına bağımlı hale getirilmesine dayanak yapılmaktadır.
* Teklifin 48. maddesi ile düzenlenen Geçici 4. madde, teftiş kurulu ve sekretarya da dahil tüm çalışanların yasama faaliyeti ile görevine son vermek suretiyle bu kişilerin yasama tasarrufuna dava açma hakkı bulunmadığından hak arama özgürlüklerini ortadan kaldırmak suretiyle yargı denetimini engellemektedir. (AS)