İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye'de "yürürlüğe sokulacak kapsamlı yargı paketinin ifade özgürlüğü ve keyfi gözaltı uygulamalarıyla ilgili temel sorunlara çözüm getirmediğini" söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmeyi bekleyen 3. Yargı Paketi olarak adlandırılan tasarının tam adı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı". Tasarı 1 Şubat'ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı tarafından işleme konulmuştu.
HRW'nin açıklamasında Meclis Adalet Komisyonu'na gönderilen taslak paketin keyfi gözaltı uygulamalarıyla mahkeme öncesi yaygın tutukluluk sorunlarını kısmen ele aldığı belirtildi.
Örgütün Türkiye araştırmacısı Emma Sinclair-Webb yaptığı açıklamada "Türkiye'nin büyük çaplı insan hakları sorunlarını giderme konusunda bu reform paketi vitrin süslemesinden çok daha güçlü bir etki yaratamayabilir" dedi.
Reform konusunda çok daha cesur davranılması gerektiğini söyleyen Webb, ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasaların iptal edilmesi veya sadece "doğrudan şiddete tahrik edenleri" sınırlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
HRW'nin açıklamasında planlanan değişikliklerin gazetecilere ve Kürt haklarını savunan aktivistler için iyileştirme içermediği anlatılarak örnekler verildi.
"Paketteki maddelerden biri mahkemelerin gazetecilere yönelik savcılık soruşturmalarının ya da gazetecilere verilen cezaların, iddia edilen suçu tekrar etmemeleri koşuluyla ertelenmesine olanak sağlıyor. Ancak bu koşul bir tür sansür anlamına geliyor."
Gazeteciler faydalanamıyor
Azami beş yıl hapis cezası öngören suçlarla ilgili davalarda tutukluluk yerine adli kontrol altına alınması yönündeki değişikliğe de değinilen açıklamada, değişiklin olumlu ve olumsuz yanları anlatıldı.
Düzenlemenin hafif terör suçlarıyla itham edilenler için uygulanan yargılama öncesi tutukluluğu azaltacağı, ancak yeterli olmadığı, yüzlerce kişinin durumunu etkilemeyeceği vurgulandı:
"Bu tedbir şiddete karıştığı ya da şiddet eylemleri planladığına dair herhangi bir kanıt olmaksızın silahlı örgüt üyeliği suçlaması (TCK madde 314/2) nedeniyle beş ila on yıl hapis cezasıyla karşı karşıya kalan gazeteciler gibi yüzlerce kişinin durumunu değiştirmeyecek."
HRW başka düzenlemelerin de yapıldığından, fakat benzer şekilde silahlı örgüt üyeliğiyle suçlanan gazeteci ve editörlerin faydalanamayacağı değişiklikler olduğundan söz etti.
Olumlu öneriler de var
Taslaktaki basın özgürlüğü adına en somut adım olarak Terörle Mücadele Kanunu'nun 6/5 maddesinin iptalini gösteren HRW, bu maddenin ifade özgürlüğüyle çeliştiğini hatırlattı.
Yeni taslaktaki, hakimlerin tutuklama ya da dava öncesi ve esnasında tutukluluğun devamı kararı almasının somut delillerle gerekçelendirilmesi gerekliliğine dikkat çekildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında eleştirilen gerekçesiz gözaltı süresinin uzatılması sorununa ilişkin bu düzenlemenin olumlu olduğu ifade edildi.
Çekingen tavır
Hükümetin ifade özgürlüğünü haksız yere kısıtlayan çok sayıda yasayı iptal etmek konusunda çekingen davrandığını belirtti.
Tasarıdaki muğlak ifadeler içeren maddeleri ve ciddi eksiklikler içeren değişiklikleri eleştiren HRW, taslağın belli sorunları çözmekten uzakta olduğuna vurgu yaptı. Sinclair-Webb "Hükümet kişilerin haklarını korumak için hukuk reformları yapmak konusunda samimiyse, bu yarım önerileri tekrar gözden geçirmeli ve sorunun tamamını halletmelidir" dedi. (YY)
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Türkiye raporları için tıklayınız.