Irak’ta İslam Devleti’ne (IŞİD) üyelik suçlamasıyla yargılanan Türkiye vatandaşı 15 kadın idama cezasına çarptırıldı.
İnsan Haklarını İzleme Örgütü’nün (HRW) Irak ve Katar Araştırmacısı Belkis Wille, Irak mahkemelerinin kadınları, şiddet içermeyen eylemlerden dolayı ömür boyu hapis veya idamla cezalandırdığını, yargılamaların adil yapılmadığını yazdı.
Birçok farklı ülkeden kişi, IŞİD’in Musul’un egemenliğini kaybetmesinin ardından Irak’a ya da Peşmerge’ye teslim oldu. Yüzlerce kişi ülkelerine sınırdışı edilirken, yüzlerce kişi de yargılanmayı bekliyor.
“Eşleriyle Irak’a gelen tüm kadınlar suçlu bulundu”
Belkis Wille, altı ay önce Irak vatandaşı olmayan 1400 kadın ve çocuğun Irak güvenlik güçlerine teslim olduğunu, mahkemelerin de kadınlara şiddet içermeyen eylemlerden ötürü ağır cezalar verdiğini ifade etti:
“Kadınlar Irak’a illegal yollarla girmekle suçlanıyor ve bazı durumlarda da yardım, yataklık veya IŞİD üyesi olmakla… Irak’ın terörle mücadele kanunlarına göre bu suçlamalar müebbet hapis veya idam cezasını öngörüyor. Bu da insanların nasıl adil yargılama yapılmaksızın cezaya çarptırıldığını gösteriyor.
“Avukatları, kadınların Irak’ta eşleri orada olduğu için bulunduklarını herhangi bir şiddet eylemine katılmadıklarını söylüyor. Bir kadın duruşmada, eşinin iki yaşındaki çocuklarını alıp Irak’a gittiğini, kendisinin de eşinin peşinden gitmezse çocuğunu bir daha göremeyeceğini söylediğini anlattı. Ancak tüm kadın sanıklar IŞİD üyeliğinden suçlu bulundu. İdama mahkum olan kadın, IŞİD bölgesinde eşiyle birlikte bulunuyordu.”
Irak'a "adil yargılama" çağrısı
Iraklı yetkililerin bu yargılamaları adil yürütmek için bir strateji geliştirmesi gerektiğini söyleyen Belkis Wille, delil olmaksızın IŞİD üyeliğiyle suçlananlara alternatif bir süreç işletilmesinin uygun olduğunu yazdı:
“Mevcut durumda kadınlar sadece sınırı pasaportsuz geçtikleri ya da bir IŞİD üyesiyle evli oldukları için mümkün olan en ağır cezaya mahkum ediliyor.”
Yüzlerce kadın ve çocuk yargılanmayı bekliyor
Son olarak Türkiye vatandaşı kadınları idamla cezalandıran Irak mahkemeleri, daha önce de iki ayrı davada Almanya vatandaşı kadınlara ceza vermişti. Musul’un yönetiminin IŞİD’den alınmasının ardından teslim olanlar kamplarda tutulurken, kamplarda Türkiye ve Avrupa Birliği ülkeleri dışında Pakistan, Türkistan, Rusya ve Özbekistan vatandaşları da bulunuyor.
AFP’nin haberine göre en az 560 kadın ve 600 çocuk “cihatçı olmak” ya da “IŞİD'lilerin akrabası olmak” suçlamalarıyla gözaltına alındı ve yargılama süreçleri başlatıldı.
13 ülkeden 1322 kadın ve çocuk sınırdışı edildi
Bu arada, Musul’un IŞİD yönetiminden çıkmasının ardından teslim olanlardan bir kısmı da ülkelerine iade edildi.
Örneğin Kasım 2017’de, 13 farklı ülkeden 509 kadın ve 813 çocuk Irak’tan sınırdışı edilmişti.
Ninova Vilayet Konseyi Başkan Yardımcısı Nurettin Kablan, Musul yakınlarındaki Tel Keif'te tutulan IŞİD militanı eşlerinin Bağdat yakınlarındaki bir kampa nakledileceğini ve sınırdışı işlemlerinin yapılacağını söylemişti.
Kablan, sınırdışı edilecek 509 kadından 300'ünün Türkiye vatandaşı olduğunu, sınırdışı sürecinin devam edeceğini belirtmişti.
Almanya ve Azerbaycan vatandaşlarına da aynı suçlama
Ocak ayında adı açıklanmayan bir Almanya vatandaşı kadın da “IŞİD'e lojistik destek verme suçlamasıyla” Irak’ta idam cezasına çarptırılmıştı.
Aynı dönemde Musul'da Linda Wenzel adında bir başka Almanya vatandaşı kadın da “IŞİD mensubu olmakla” suçlanarak tutuklanmıştı.
Şubat ayı başında da Bağdat'ta bir mahkeme, Türkiye vatandaşı bir kadını IŞİD üyesi olmaktan suçlu bulup ölüme mahkum etti.
Ceza mahkemesinin hakimi Abdülsatar El-Birkdar tarafından yapılan açıklamada, Türkiye vatandaşı olan kadın dışında Azerbaycan vatandaşı 10 kadına da ömür boyu hapis cezası verildiği ifade edildi.
20 bin civarında kişiye üyelik suçlaması
AFP, uzmanların tahminlerine göre Irak'ta IŞİD üyesi olma suçlamasıyla cezaevinde 20 bin civarında kişinin bulunduğunu ancak bununla ilgili resmi veri olmadığını yazdı.
BBC Türkçe de Irak'taki Terörle Mücadele Yasası’nın, mahkemelere IŞİD adına eylemlere karışmasalar dahi şüphelilerin üye olmak ya da “yardım ve yataklık” suçlamalarından idama cezasına çarptırılmalarına olanak tanıdığını yazdı. (AS)