İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), Birleşmiş Milletler’in (BM) bir etkinliği olan 9. İnternet Yönetişimi Forumu’nda (IGF 2014) ev sahibinin Türkiye olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin çevrimiçi ifade özgürlüğünü korumak konusunda çok kötü bir sicili olduğunu ifade etti. HRW “Gerileme anlamına gelen yasalardan geri dönülmeli” uyarısı yaptı.
"Türkiye çevrimiçi eleştirileri engellemeye kararlı"
Hükümetin çevrimiçi faaliyeti takip etme yetkilerini genişlettiğini ve bu kullanımı denetleyen bir meknaizmanın olmadığını hatırlatan HRW’in kıdemli internet araştırmacısı Cynthia Wong şöyle konuştu:
"Türkiye'nin iktidar partisi uyguladığı politikalara yöneltilen eleştirilere, Internet sansürüne daha da hız vererek ve sosyal medya kullanıcıları hakkında davalar açarak yanıt verdi.
"Internet Governance Forum'a katılan delegasyonlar, hükümetin çevrimiçi haklara yönelik gerileme anlamına gelen bu yaklaşımını görmezden gelmemeli.
“IGF 2014 sağlıklı tartışma ve İnternet yönetişimindeki bağımsız seslerin katılımı esasına dayanıyor. Ne var ki Internet Forumu'nun bu seneki ev sahibi, hükümet politikalarının çevrimiçi paylaşımlarla eleştirilmesini engellemeye kararlı görünüyor."
"MİT yasasındaki ihlaller iptal edilsin"
HRW, Türkiye hükümetinden internet sitelerini engellemekten, sosyal medya kullanıcıları hakkında soruşturma yürütmekten vaz geçmesini, Anayasa Mahkemesi’nin de yeni Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yasasındaki hak ihlallerine sebep olan düzenlemeleri iptal etmesini istedi.
Çevrimiçi hak ihlalleri
HRW, son dönemde Türkiye’de çevrimiçi alanda meydana gelen hak ihlallerini şöyle sıraladı:
* 5651 sayılı, son derece katı Internet yasasından aldıkları yetkiyle onbinlerce internet sitesine erişimi engellendi.
*Hükümetin geçtiğimiz Şubat ayında meclisten geçirdiği değişiklikler, bu yasada zaten var olan sansürleme yetkilerini daha da artırdı.
Engellenen siteler
* 5651 sayılı Internet Yasası internet ve diğer çevirimiçi servis sağlayıcılarını düzenlemek amacıyla 2007 yılında çıkartıldı. Yasa, yer vericileri yabancı ülkelerde bulunan web sitelerine erişimin, bu sitelerin şu sekiz kategori altında toplanan yasaklanmış içeriğe yer verdiklerinden kuşkulanılması halinde engellenmesini öngörüyor.
* Engelleme kararları mahkemeler, savcılık veya TİB tarafından veriliyor. BTK'ye bağlı bir idari birim olan TİB'in görevi, engelleme kararlarını ve gözetleme izinlerini uygulamak ve Internet içeriğini izlemek.
* 2007 yılından bu yana, bu yasa LGBT camiasının forumlarına, bağımsız medya sitelerine ve Kürt yanlısı yayın yapan haber sitelerine erişimi engellemek amacıyla kullanıldı.
Sosyal medyaya sansür
* Hükümet ayrıca sosyal medyayı da susturmaya çalıştı. 30 Mart yerel seçimleri öncesinde protesto gösterilerini örgütlemek ve reform çağrısında bulunmak için kullanılan Twitter ve YouTube gibi sitelere erişimi engellediler.
* 2007'den bu yana You Tube ile birlikte başka bazı sosyal medya sitelerine de erişim uzun süreler boyunca engelleniyor.
AİHM'de mahkumiyet
* AİHM'e Aralık 2102'de, Ahmet Yıldırım'ın bireysel başvurusu üzerine, Google Sites'a erişimin topyekun engellenmesinin, ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. AİHM bu kararında, 5651 sayılı yasanın keyfi veya hak ihlallerine yol açabilecek engellemelere karşı yeterince koruma sağlamadığı bulgusuna ulaştı. Hükümetse AİHM'in bu kararını büyük ölçüde görmezden geldi.
* İnternet yasasında 2014 yılında yapılan değişiklikler TİB'in yetkilerini genişletti. TİB'e idari engelleme kararı verme yetkisi tanıdı. Internet hizmet sağlayıcıları, bir engelleme kararı ellerine ulaştıktan sonra, dört saat içinde belirli URL adreslerine erişimi engellemekle yükümlü kılındı.
* Bir URL adresine erişimi engellemek, bir sosyal medya sitesinin tümüne erişimi engellemekten daha hedef odaklı olmakla birlikte, bu tür engelleme bir Internet ağı üzerinden akan Internet içeriğinin incelenmesine olanak sağlayan "deep packet inspection" (derin veri incelemesi-DPI) yönteminin daha çok kullanılması sonucunu doğurabilir.
* Hükümetin yayınlanmasını uygun bulmadığı içerikleri kaldırmaları için, Google ve Twitter'a yaptıkları başvurularda son yıllarda büyük bir artış yaşandı.
Twitter'a vergi baskısı
* Türkiye ayrıca, Twitter'dan vergi tahsil edebilmek için, ama bunun yanı sıra, bu şirketi yayınladığı içeriği sansürlemeye veya kullanıcılara ilişkin bilgileri vermeye daha kolay zorlayabilmek amacıyla, ondan Türkiye'de bir ofis açmasını da talep etti.
MİT yasası ve özel yaşamın gizliliği
* İster çevirimiçi olsun, ister çevrim dışı, özel yaşamın gizliliği hakkı da tehdit altında. Nisan’da çıkarılan MİT yasasıyla teşkilata mahrem verilerin, belgelerin ve her türden kişisel bilgilerin toplanması için çok geniş yetkiler verildi.
* Türkiye makamları, ayrıca, tekrar tekrar açılan savcılık soruşturmalarıyla, sosyal medya kullanıcılarının çevirimiçi paylaşımlarına karşı da, giderek artan ölçülerde kısıtlayıcı bir yaklaşım sergiliyorlar.
* Meclis 17 Nisan'da MİT'in yetkilerini genişletirken, hükümetin hesap verebilirliğini, medya özgürlüğünü ve özel yaşamın gizliliği hakkının kullanımını daraltan bir yasa çıkardı. Yeni yasa, MİT'e, bireyler hakkındaki mahrem bilgileri, belgeleri ve verileri kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalardan, arşivlerden, şirketlerden, diğer tüzel kişilerden ve hatta tüzel kişiliği haiz olmayan örgütlerden, mahkeme kararı olmaksızın toplayabilmesi için çok geniş yetkiler veriyor. Yasa talep edildiğinde bu bilgilerin MİT'e verilmesini zorunlu kılıyor. İstihbarat teşkilatının veri toplamaya yönelik taleplerini yerine getirmemek, hapisle cezalandırılabiliyor.
MİT belgelerini sızdıranlara azami ceza
* Yeni yasa, MİT’e mahkeme kararı gerektiğini belirtmeksizin, "telekomünikasyon kanallarından geçen dış istihbarat, millî savunma, terörizm ve uluslararası suçlar ile siber güvenlikle ilgili verileri toplama" izni veriyor. İstihbarat faaliyetleri ve MİT personeli hakkında kamuoyuna bilgi sızdıran kişilere verilebilecek azami cezayı artırıyor.
* Yasa, ayrıca, ilk defa, sızdırılan bilgileri "radyo, televizyon, internet, sosyal medya, gazete, dergi, kitap ve diğer tüm medya araçları ile her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim araçları vasıtasıyla yayımlayan, yayan veya açıklayan" gazeteci ve editörlerin de üç ila dokuz yıl arası hapisle cezalandırılmasını öngörüyor.
"MİT hukukun üstünde konumlandırılıyor"
* Yasa ayrıca istihbarat görevlilerinin yargı önünde hesap vermesini daha da güçleştiriyor.
* Bu hükümler, birlikte değerlendirildiklerinde, istihbarat teşkilatını fiilen hukukun üstünde konumlandırıyorlar ve insan haklarını ihlal eden MİT çalışanlarının yargı önünde hesap vermesini engelliyorlar. (EA)
Bu yayın Avrupa Birliği'nin desteğiyle üretilmiştir. Burada dile getirilen görüşler Osservatorio Balcani e Caucaso ve paydaşlarına ait olup hiç bir biçimde Avrupa Birliği'nin resmi görüşleri olarak değerlendirilemez. Proje sayfası için: Avrupalı Gazeteciler için Güvenlik Ağı. İtalya, Güneydoğu Avrupa ve Türkiye'de Basın Özgürlüğü için Uluslararası Destek Ağı.